Dr. Dorpec Kobane: YPG/YPJ bana insan sevgisini ve ayakta durmayı öğretti

2 yıl Kobanê’de görev yapan Dorpec Kobane, iki ay önce İsveç’e gelerek yaşadıklarını ve tanık olduğu direniş ve DAİŞ çetelerinin işlediği insanlık suçlarını İsveç medyasına anlatıyor ve İsveç halkını Rojava’daki sistem hakkında bilgilendiriyor.

İsveç’in başkenti Stockholm’deki Karolinska Üniversitesi Hastanesi’de fizyolog olarak görev yapan Dr. Dorpec Kobane, işinin bırakarak DAİŞ çetelerine karşı direnen Kobanê’ye destek vermek için Suruç’a gitti. 1,5 ay Suruç’taki dayanışma eylemlerine katıldıktan sora Kobanê’ye geçerek hastanede çalışmaya, gelen yaralıları tedavi etmeye başladı.

2 yıl Kobanê’de görev yapan Kobane, bundan iki ay önce İsveç’e gelerek yaşadıklarını ve tanık olduğu direniş ve DAİŞ çetelerinin işlediği insanlık suçlarını İsveç medyasına anlatıyor ve İsveç halkını Rojava’daki sistem hakkında bilgilendiriyor.

Kobane'yle Rojava'daki çalışmaları ve tanıklık ettiği gerçeklikleri konu alan bir söyleşi yaptık.

Kobanê'ye gitme düşüncesi nasıl oluştu?

Bir Kürt olarak son yüzyıllarda Kürtlerin başına gelenleri biliyorsan, gelişmeleri izliyorsan Şengal ve Kobanê'deki katliamları görmezden gelemezsin. Orada DAİŞ çetelerinin gerçekleştirdikleri katliamları duyunca dayanamadım ve gitmeye karar verdim. Ben büyük bir iş yapmadım. YPG ve YPJ savaşçılarının verdiği kararlı mücadelenin gölgesinde onlara ve halkıma yardımcı olmaya çalıştım. Oraya gitmeme en fazla etken olan neden YPG/YPJ'nin sürdürdüğü kararlı direnişti. Oradan ayrılamamamın en büyük nedeni de şehitlerin kanlarıydı. Onlar savaşmasaydılar orada sadece ben değil, hiç kimse kalamazdı. Oradaki sistem de o direnişçilerin sayesinde ayakta.

Kobanê'ye geçerken ne gibi güçlüklerle karşılaştınız?

Ben 1,5 ay Suruç'ta halkın tutuğu nöbetteydim. Bakur'da Kobanê'ye görkemli bir destek vardı.

Gözlerimizle DAİŞ çetelerin saldırılarını görebiliyorduk. Kobanê'de şehit olan Kader Ortakaya benim akrabamdı. Onu toprağa verdikten bir hafta sonra 2 Ocak 2015 günü çatışmalar devam ederken Kobanê'ye geçtim. Gece yarısı geçiş yaptık. Bir tarafta DAİŞ diğer tarafta gerillalar vardı ve çatışmalar sürüyordu. Geçerken Türk askeri bize ateş etti. Bir arkadaşımız yaralandı.

Kobanê'ye geçtiğinizde nelerle karşılaştınız ve ne yaptınız?

Askeri hastane bir binanın bodrum katındaydı. Hastanedeki doktor ve görevliler çok güç koşullarda yeterli alet ve ilaçlar olmadan görev yapıyorlardı. Hastanenin yanı sıra taburcu edilenlerin kaldığı evler vardı. Benim görevim evleri dolaşarak hastaları tedavi etmekti. 25 Ocak 2015 günü Kobanê DAİŞ çetelerinden tamamen temizlendi. Şehrin % 70'i harabe hale gelmişti. Şehrin merkezinde yüzlerce DAİŞ'cının cesedi vardı. Binlerce patlamamış bomba, havan topu vardı. Bombaların % 80'i patlamamıştı. Bu bombalardan dolayı 60-65 civarında sivil yaşamını yitirdi.

Oradaki sağlık çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz?

Savaşın sürdüğü dönemde 4 doktor vardı. Bunların hiç biri uzman değildi. Ama ilk müdahalede bulunacak ortopedistimiz ve cerrahımız vardı. Ama ameliyat yapacak malzeme ve ilaçlar yoktu. Bu nedenle ağır hastalar Bakur'a gönderiliyordu. İmkansızlıktan dolayı pek çok arkadaşımız yaşamını yitirdi. Mayıs 2015 başlarında büyük hastane inşa edildi. O zaman rehabilitasyon merkezi kuruldu. Ben rehabilitasyon merkezinin sorumlusuydum. Avrupa'dan Hevya Sor a Kurdistan bize 50 bin Euroluk malzeme yolladı. Bu malzemeler sayesinde binlerce arkadaşımızı tedavi ettik. Günde 70 ila 130 arkadaşımız tedavi olmak için hastaneye geliyordu. Hafif yaralı hastalarımız yoktu. Onlar hastaneye gelmiyordu. Bugün hala onlarca arkadaşımızın beyninde şarapnel parçaları ve mermiler duruyor. Çok ciddi müdahale gerektiği, riskli olduğu ve bunu yapacak olanaklarımız olmadığı için o arkadaşlarımız yaşamlarını vücutlarındaki mermilerle sürdürüyor. Bu durumda olan 28 gerilla var.

Orada ben onları tedavi ettim. Onlar da beni eğitti. Bana nasıl ayakta durulacağını, insan sevgisi, insana bağlılık ve güçlü iradenin nasıl olduğunu, nasıl insan olunduğunu öğrettiler. Bunu söyleyerek değil tavır ve davranışlarıyla yaptılar. Ağır yaralı olmalarına rağmen, gülüşleri, şakalaşmaları ve bir birlerine ve halka karşı saygılı yaklaşımları beni çok etkiledi. Beni en fazla etkileyen de Önderlerine ve halka olan bağlılıklarıydı. Bana 'Doktor, beni tedavi et. Bir an önce cepheye gidip arkadaşlarımla birlikte savaşayım' diyorlardı.

DAİŞ çetelerinin Kobanê'ye ikinci saldırısı sırasında neler yaşandı?

25 Haziran'da DAİŞ saldırdığında çok şiddetli çatışmalar oldu. O sıralar 22-33 ağır yaralı gerillamız vardı. Savaşmak için silah istiyorlardı. Ama izin vermedik. Buna rağmen iki kadın gerilla hastaneden kaçarak DAİŞ çetelerine karşı verilen direnişe katıldı. Bunlardan biri o çatışmalar sırasında şehit oldu. Duyunca dünyam yıkıldı. Kaçmadan önce bana “Doktor, beni savaşa gönder. Bak ben iyiyim, arkadaşlarımın bana ihtiyacı var. Ben vatanıma borçluyum, gitmem lazım” diyordu.

Şehit olduktan sonra bu sözleri onun mezar taşına yazdık. Bu iradeye sahip olan, yağmur, kar ve soğuk demeden yağan bombalar altında savaşan bir halkı hiç bir güç yenilgiye uğratamaz. İşte ben bunun için her zaman “Yaşasın YPG/YPJ” diyorum. Baskın sırasında nasıl kahramanca savaştıklarına tanıklık yaptım. DAİŞ çetelerinin etrafını çevirip bir noktada kıstırıp yok etmeleri sadece beni değil tüm dünyayı etkiledi. DAİŞ baskını sırasında 30 civarında gerilla şehit düştü ama DAİŞ'ın öldürdüklerinin çoğu sivil özellikle de kadın ve çocuklardı. Çocuk ve kadınlardan bazılarının kafalarını kestiler.

DAİŞ'cılarla karşılaştınız mı? Hastaneye getirilenler oldu mu?

Herkesin DAİŞ'cıların normal insan olmadıklarını bilmesi lazım. Bunlar tecavüzcü, pedofil, nekrofil, narkoman ve aşağılık bir kişiliğe sahip. Bunların dinle de insanlıkla da alakaları yok. Böyle bir din olamaz. Bunlardan yaralanan ve tutuklanan oldu. Tedavilerini yapıp hapse gönderiyorduk. Bunların üzerlerinde esrar, amfetamin ve daha önce adını duymadığım pek çok uyuşturucu bulduk. Bunların çoğunluğu korkak. Gözlerine baktığın zaman onlardaki korkuyu fark edebiliyorduk. Çoğu yalvarıyordu. Ama korkmayanlar da vardı. ”Beni çabuk öldürün. Hemen cennete gideyim” diyenler de vardı.

Kürt Halkı ve YPG/YPJ şu anda 3. Dünya Savaşı'nda. 40 ülkeden gelen kriminal çetelere karşı başarılı bir savaş yürütüyor. Ben bu savaştan gerillaların galip çıkacağına inanıyorum. İşte, ben bu nedenle 2 yıl orada kaldım. Yaralı olduğu halde cepheye gitmek isteyen o iyi kalpli ve kararlı insanlar var oldukça Kürt halkı kazanacaktır.

Türk devletinin DAİŞ'e karşı mücadele bahanesiyle Cerablus'u işgal etmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Cerablus'a Türk askeri girdiğinde Özgür Suriye Ordusu üyesi olduğu söylenen sakalsız askerlerin çoğunun Rakka, Musul ve Cerablus'ta daha önce çekilen sakallı resim ve görüntüleri var. Bunlar sakallarını kesmiş DAİŞ'cılardır. Türk ordusu Cerablus'a bir kişi ölmeden ve yaralanmadan giriyor. Bu bir kıyafet değişimidir. Cereblus'u Türk devleti DAİŞ'tan teslim almıştır. Bu bir görev değişimidir. Bundan bir kaç gün önce Türk ordusu Bab'a doğru ilerleyen YPJ/YPG'ye saldırdı. Gerilla ve sivilleri katletti. Türk devleti DAİŞ'e karşı savaşmak için değil yardım etmek için orada. Türk devletinin orada bulunmasının tek amacı Rojava Devrimi'ni ortadan kaldırmaktır. Musul'a gitmek istemesinin nedeni de PKK'ye saldırmak içindir. Sonuçta Kürtleri ortadan kaldırmak istiyor. Ama Kürt halkının eski Kürt halkı olmadığını, büyük değişim geçirdiğini unutuyor. Uçaklarımız, tanklarımız olmasa da Kürt halkı pratikte kendi devletini oluşturmuştur.

Kobanê'den İsveç'e geleli iki ay oldu. Bu süre içinde neler yaptınız ve neleri yapmayı planlıyorsunuz?

Gazete ve televizyonlarla ilişki kurup Kobanê'de tanık olduğum gerçekleri anlatıyorum. Ayrıca orada yaşadıklarımı, gördüklerimi kitaplaştırıyorum. Rojava'daki adil ve demokratik sistemin işleyişini de anlatacağım. İki aya kadar kitabı bitirmeyi planlıyorum. İsveç'in en büyük yayınevi ile anlaştım. Kitap İsveççe ve İngilizce yayımlanacak. 40 ülkede pazarlama sözü verdiler. Gelirken yanımda çok sayıda resim, bilgi ve görüntü getirdim. Televizyon kanalları belgesel yapmak istiyor. Kanada film prodüksiyonu Kobanê'ye gelip benim de içinde yer aldığım 1 saat 20 dakikalık film çekimi yaptı. Yakında buraya gelecekler ve filmi vizyona sokacaklar. Tüm çalışmalarım Rojava ile ilgili. En kısa sürede bu işler biter bitmez de Rojava’ya geri dönüp hastanede çalışmalarıma başlayacağım.

Kobanê’de iki yıl kalmış ve oradaki gelişmeleri yakından izlemiş biri olarak Kürt ve Ortadoğu halklarına hangi çağrıları yapmak istersiniz?

Türk rejimi Bakur’da ve Rojava’da Kürt halkının kazanımlarını yok etmek için tüm gücüyle saldırıyor. Bakur’daki ilçeleri yakıp yıktıktan sonra şimdi de Rojava’ya yönelik saldırı ve katliamlar başlattı. Tüm bunlar olurken Türkiye ve Kürdistan’da hala bazı Kürtlerin AKP ile birlikte davranması, kendi kişisel çıkarları için davaya ihanet etmeleri hiç bir biçimde kabul edilemez. Bunların derhal AKP’den uzaklaşmaları, ona tavır almaları ve Kürt Özgürlük mücadelesinin yanında yer almaları gerekir.

Kürt halkının onuru Rojava düşmanların ağır abluka ve saldırıları altında. Orada yaşayan halkımızın gıda, ilaç ihtiyacı var. Doktorlara ve eğitilmiş sağlık personeline ihtiyacı var. Avrupa ve Kürdistan’ın diğer parçalarında binlerce doktorumuz var. Milyonlarca Kürt var. Olanları hiç kimse seyretmekle yetinemez. Herkesin harekete geçmesi ve Rojava’daki direnişe katkıda bulunması gerekir. Rojava Devrimi Kürt halkının onurudur ve Kürt halkı onuruna sahip çıkmak zorundadır.

...