Doğu Kürdistanlı yazarlar Simko isyanını tartıştı

Doğu Kürdistanlı yazarlar, Simko isyanının ele alındığı ”Serhıldana Simkoyê Şikak” temalı bir panel düzenledi.

Stockholm Kürt Enstitüsü, tarihteki Kürt kalkışma ve isyanlarını ele alıp tartışmak ve Kürt Özgürlük Hareketi açısından taşıdığı anlam ve önemi daha anlaşılır kılmak için bir dizi etkinlik düzenleme kararı aldı. İlk olarak, hafta sonu Simko isyanının ele alındığı ”Serhıldana Simkoyê Şikak” temalı bir panel düzenledi.

Doğu Kürdistanlı yazarlar Dr. Husên Xeliqi, Prof. Cebar Qadir, Edbullah Hicab, Kaşkar Oremar ve Mecid Heqi, Stockholm'de düzenlenen panelde Simko isyanının ortaya çıktığı koşulları, karekterini, bölge ülkeleri ve Kürt halkı üzerinde yarattığı etkileri tartıştılar.

Edbullah Hicah, Simko isyanının Kürt ulusal tarihi içindeki yeri ve önemini ele alan bir konuşma yaptı. Simko hareketinin bu güne kadar daha çok Kürtlerin düşmanları tarafından ele alınıp değerlendirildiği için bir eşkiya isyanı olarak gösterildiğini ve karalandığını söyleyen Hicah, ”Simko hareketi bizim tarihimizde Kürtlerin ulusal kimliği açısından oldukça önemli. Çünkü Simko (İsmail Ağa) 4 yıl içinde bölgede hem okullar kurmuş hem de bir gazete çıkarmıştır. Kürtler, Azeriler, Yahudiler ve Asuriler o dönemde bölgeyi birlikte yönetmişlerdir. Ama bu ilkel bir harekettir. Simko'nun amacı bir ulus devleti, Kürt devleti kurmaktı. Başlangıçta böyle bir projesi yoktu ama 1918'de Simko'da bir Kürt devletini oluşturma düşüncesi oluştu. Kürt ulusal tarihinde devlet kurmak için ilk adım 1918'de atılmıştır” dedi.

SİMKO'YU BUGÜNE KADAR DÜŞMANLARI YAZDI

İran'ın Simko'yu Osmanlı Devleti ile işbirliği yapmakla suçlamasının temelsiz olduğuna, Simko'nun annesi, eşini ve akrabalarını Osmanlıların öldürdüğüne dikkat çeken Hicah, “Bugüne kadar Simko'yu hep onun düşmanları, onu karalayanlar yazdı. Ne yazIk ki Kürt aydınları bu hareket üzerinde akademik bir çalışma yapmadı. Bu, bizler açısından giderilmesi getirilmesi büyük bir eksiklik” şeklinde konuştu.

Kaşkar Oremar, Simko'nun Urmiye'de uyguladığı eğitim sistemi ve çıkardığı Kürt gazetesini ele alan bir konuşma yaptı. Simko'un Farsca ile Kürtçenin Sorani ve Kurmanci lehçelerinde bir gazete çıkardığını ve bu gazetede İran'ın kendisine yönelik suçlamalara yanıt verdiğini belirtikten şunları kaydetti.

“İran sürekli olarak Simko'yu eşkıya, talancı olmakla suçladı. Simko, gazetede çıkan makalelerinde Kürt Halkının özgürlüğü ve Kürdistan'ın kurulması için çalıştığını söylüyor. İran yönetimini rüşvetçilikle ve zalimlikle suçluyor. Kürtçe eğitim veren ilkokulu Xoy'da 27 Ekim 1913'te kurdu. Handani isminde bir eğitim kurumu oluşturdu. 1922 yılında Kürt gazetesini çıkardı. O zaman Doğu Kürdistan'ın yarısı Simko'nun denetimindeydi. İran askerlerini bölgeden çıkarttı. İran'a yönelik savaşlarda önemli başarılar gösterdi.”

SİMKO KÜRT KİMLİĞİNİN OLUŞMASINA ÖNDERLİK ETTİ

Oremar, Doğu Kürdistan'da Kürt ulusal bilinci ve kimliğinin oluşmasına önderlik ettiği için İran devletinin Simko'ya yönelik karalama kampanyası düzenlendiğini, İranlı yazarlar tarafından da Kürt milliyetçiliğinin babası olmakla suçlandığını ifade etti.

Doğu Kürdistan'da daha önce de pek çok Kürt isyanının gerçekleştiğini söyleyen Oremar, “Ancak en önemli ayaklanma Simko'nun ayaklanmasıdır. 1905'te kardeşinin öldürülmesinden sonra Simko'nun başlattığı intikam eylemleri süreç içinde bir isyana dönüştü” dedi.

Prof. Cebar Qadir, konuşmasında Müslüman olan Kürtlerle bölgede yaşayan Asuri-Süryani, Yahudi, Ermenilerle ilişkilerini, Rus ve İngilizlerin azınlıkları kullanmak için uyguladıklarını ele aldı. İngilizlerin kışkırtmalarına kadar bölgede yaşayan Hıristiyan halklar ve Yahudilerin Kürtlerle çok iyi ilişkiler içinde olduğunu ancak bölgedeki petrol kaynaklarını ele geçirmek amacında olan İngiltere'nin Hıristiyan halkı Kürtlere karşı kışkırtmasının sonucu zaman zaman Kürtlerle bu halklar arasında değişik çatışma ve anlaşmazlıkların baş gösterdiğini söyledi.

Mecid Heqi, Simko'nun hüküm sürdüğü dönemde Doğu Kürdistan'da modern sınıflar olmadığı için bir Kürt Partisi'ni kurmanın koşullarının olmadığı, Kürt halkının bir Kürdistan kurma özlemi olmasına rağmen bunun zemininin bulunmadığı değerlendirmesinde bulundu.

SİMKO VE DİĞER AYAKLANMALARDAN DERS ÇIKARILMALI

Dr. Husên Xeliqi, Simko ve diğer ayaklanmalardan alınan derslerin Kürtlerin başarıya ulaşabilmeleri için birlikte hareket etmeleri ve ulusal birliklerini gerçekleştirmelerinin önemini gösterdiğini söyledi. Kürtlerin birlikte yaşadıkları halklar ve bölge ülkeleriyle iyi ilişkiler geliştirmelerinin hem Kürtler ve hem de diğer bölge hakların yararına olduğuna vurgu yaptı.

Düzenlemeyi kararlaştırdıkları etkinliklerle ilgili sorularımızı yanıtlayan Stockholm Kürt Enstitüsü Başkanı Kamran Simo Hedili, Kürtlerin gerçekleştirdikleri kalkışma ve isyanların genellikle sömürgeci ülkelerin tarihçileri tarafından değerlendirildiği için gerçek anlam ve önemlerinin anlaşılamadığını belirtikten sonra şunları kaydediyor.

TARİH KÜRT YAZARLAR TARAFINDAN YAZILMALI

“Tarihteki Kürt isyanları ya Kürtlere karşı olan sömürgeci devletlerin yazarları, ya da Kürtleri seven yazarlar tarafından kaleme alınmış. Sömürgeci yazarlar karalarken, Kürt dostu yazarlar da aşırı bir övgüde bulunuyor. Avrupalı yazalar da her iki kesimden etkilenerek değerlendirmelerde bulunuyorlar. Tarih Kürtler tarafından değil de başkaları tarafından yazıldığı için geçmişte olan büyük olaylar tam olarak anlaşılmıyor. Bundan dolayı tarih Kürt yazarlar tarafından yazılmalı.”

Kürt Özgürlük Hareketi'nin Kürdistan'ın dört parçasında gelişmesiyle birlikte Kürtlerin modern tarihle tanıştıklarını söyleyen Hedili, “Bu, PKK'nin 1980'lerde kurulmasıyla birlikte başladı. Ama iki yönlü bir eksikliğimizin olduğunu görüyoruz. Bazılarımız eski tarihi sumen altı yapıyoruz. Bazılarımız da olanları abartıyor. Her iki tutum da yanlış. 19. yüzyılda yaşanan ayaklanmalar gerçek anlamda ayaklanma değil, baskı ve zulme karşı direnmedir. Kürt halkı katliamlara karşı yok olmamak için direndi. Bunlar da çok övülerek sanki ulusal ayaklanmalarmış gibi anlatılıyor. Bu direnişler yerel olmuştur ve halk yok olmamak için direnmiştir. 1925 ayaklanması bir yana bırakılacak olursa, Koçgiri, Zilan, Ağrı ve Dersim ayaklanma değil yok edilemeye karşı gösterilen direnişlerdir” dedi.