KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Bayık, Kilis'e top ve roket atılmasının Erdoğan'ın planı olduğunu belirtti. Mevcut koşullarda müzakere ve diyaloğun olamayacağını kaydeden Bayık, herkesin direnişi gündemine almasını istedi. "Müzakerenin yolu; özgürleşmeden geçiyor, direnişten geçiyor" diyen Bayık, "Kimse kendini aldatmadan, beklenti içerisinde olmadan örgütlenmelidir" mesajını verdi. Bayık, "YPS-YPS JIN'in kahramanca direnişi Erdoğan ve AKP'nin gerçeğini uluslararası alanda açığa çıkarmıştır" diye belirtti.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Med Nuçe televizyonuna değerlendirmelerde bulundu. 

'BU KOŞULLARDA MÜZAKERE VE DİYALOG OLMAZ'

Bayık, Kuzey Kürdistan'daki soykırımcı saldırılara ilişkin, "Bakur'daki halka, cenazelere, şehitliklere, şehirlere yönelik yaptıkları Kobanê'yi aşan bir durumdur" dedi. 

Herkesin direnişin nasıl büyütüleceğini gündemine almasını isteyen Bayık, şunları belirtti: "Bulunduğumuz koşullarda değil müzakere, diyalog bile olmaz. Silahsızlanan, örgütsüzleştirilen bir hareketle kimse müzakere yapmaz. Müzakerenin yolu; özgürleşmeden geçiyor, direnişten geçiyor. Erdoğan açıkça söylüyor; 'müzakere diye bir şey yoktur' diyor. Müzakere yok etme koşullarında olamaz; bu koşullarda diyalog bile olamaz. Müzakere söylemleri tamamen aldatmaya yöneliktir. Bu saatten sonra kimse bu söylemlere kulak asmamalı; direnişi yaymalıdır. Ortada müzakere edilecek bir durum yok; yok etme, çökertme planı var. AKP demek psikolojik savaş yürütmek demektir. AKP içte ve dışta zorlandığı için psikolojik savaşı çok yoğun işliyor."

Sadece parlamento içi mücadeleyle sorunların çözülemeyeceğine işaret eden Bayık, şöyle devam etti:

"Demokratik siyaset yoluyla sorunların çözümünü, bu rejim istemiyor. Nasıl ki darbeyle 80 milletvekilini 60'a düşürdülerse, şimdi de o 60 vekili ortadan kaldırmak istiyorlar. Eğer bugün Erdoğan ve ekibi HDP'yi, HDK'yi hedefliyorsa, bunun nedeni, onlara karşı direnmelerindendir. Türkiye'de gerçek muhalefeti HDP, HDK ve onlarla birlikte olan demokrasi güçleri temsil ediyor. Tek yol; kendini örgütleyip direnmekten geçiyor. Kimse kendini aldatmadan, beklenti içerisinde olmadan örgütlenmelidir. Herkesin öncelikle kendini bu zindandan çıkartması gerekiyor. Bu eğitimle, örgütlenmekle, diktatoryaya karşı direnmekle mümkündür. Kürdistan, TC'nin tümü açık bir zindandır. Herkes zindandadır. Kimse kendini özgür sanmasın. Buna karşı öz savunmayı toplumun bütün yönleriyle hayata geçirmesi gerekiyor. Her insanın örgütlenmesi gerekiyor."

'ORTAK MÜCADELE' VURGUSU

Kürt halkının şahsında bütün halkların, kültürlerin, direnenlerin ortadan kaldırılmak istendiğini vurgulayan Bayık, çökertme planıyla sivillerin, hamile kadınların; çocuk, yaşlı ve ihtiyarların da hedeflendiğine işaret etti.

"Psikolojik savaşı kırımla birlikte yürütüyor. Toplumsal, ahlaki, ekonomik saldırıyla birlikte yürütüyor. Bu, çökertme planıdır" diyen Bayık, şunları da ifade etti:

"İdeolojik, askeri, kültürel, ekonomik, toplumsal, kişisel bütün yönleriyle topyekûn bir saldırı var; sadece askeri değil. Öz savunma demek, sadece kendini korumak demek değil. Sadece askeri olarak da anlaşılmamalıdır. Her şey mücadele ile kazanılır. Başka türlü var olanlar bile korunamaz; daha olumsuz durumlarla karşılaşabiliriz. Herkesin buna karşı birleşip birlikte bir mücadele ortaya koyması gerekiyor. Kimsenin hiçbir şeyi güvence altında değildir; ne ulusal ne uluslararası hukuk işliyor. Sadece Erdoğan'ın hukuku işliyor.

Her 'Kürdüm', 'yurtseverim', 'demokratım' diyen insan sonuç çıkartmalıdır. Kimse 'benim arazim var', 'benim eşim, çocuklarım var' dememelidir. 

DAİŞ nasıl ki kendi dışında olanlara her şeyi mubah görüyorsa, Erdoğan da Kürtlere her şeyi yapmayı mubah görüyor. Kadınların cenazelerini soyup teşhir ediyorlar. Buna karşı hiçbir ses çıkmıyor; demokrasi güçleri dışında.

DAİŞ'in Kobanê'de yaptıklarını aşan bir durum var, Bakur'da. Sivilleri, onların hayvanlarını katlediyor. Cenazeleri yakıp parçalıyor."

'DİRENİŞLE ÇÖKERTME PLANI ÇÖKÜYOR'

"Cizre'nin yaşandığı bir yerde direniş dışında başka bir şey düşünülmemelidir" diyen Bayık, şu mesajları verdi:

"Kendi cumhurbaşkanı ve kuvvet komutanlarını öldüren herkesi öldürür! Bunlar varken kim PKK'den silahsızlanmasını isteyebilir? Yok etme koşullarında değil müzakere diyalog bile olamaz. Ancak direnişle, özgürleşmeyi gerçekleştirmesiyle olur. Direniş başarıya götürülmeden müzakere koşulları oluşamaz. Hiç kimse yok etme politikalarından kurtulamaz! Direniş yayılmalıdır. AKP direnmeyi, direnişi anlamsızlaştırmak istiyor. Ortada yok etme planı vardır. Plan tersine çevrilse de bunda ısrar ediyor. AKP herkesi beklentiye koyup çökertme planını başarıya götürmek istiyor! Ama plan çöktü!

YPS-YPS JIN'in kahramanca direnişi Erdoğan ve AKP'nin gerçeğini uluslararası alanda açığa çıkarmıştır.

Bu rejim, demokratik siyaset yoluyla sorunların çözümünü istemiyor. Bu konuda kimse kendini aldatmamalıdır.

Tek yol direniştir. Dayanışma ve paylaşım güçlendirilerek örgütlü bir biçimde kendine ve halka sahip çıkmalı.

Birileri gelip bizi örgütlemeli, denilmemelidir, her insan kendini örgütlü hale getirmelidir."

'KİLİS ERDOĞAN'IN İŞİ'

Bayık, Kilis'e atılan top ve roketler üzerine de değerlendirmede bulunarak, "Kilis'e atılan top ve roketleri Tayyip Erdoğan planlayıp uygulatıyor. Bunu Türkiye halkı bilmelidir" dedi.

GÜNEY'E ÇAĞRI

Türkiye ile Suriye'nin Cezayir'de görüştüğüne ve bu görüşmenin 1975 görüşmesini anımsattığına dikkati çeken Bayık, "TC'nin Güney Kürdistan'da sorunlar yaratmasına karşı durmaları ve Kuzey direnişiyle bağlarını derinleştirmeleri gerekir. Bunlara ses çıkarmayan Kürdün Kürtlüğünden şüphe duyarız! TC'nin mektuplarına Güney halkı ve örgütleri tepki göstermelidir. TC şehirleri yakıp yıkacak, yüz binleri göçertecek, insanları katledecek, cenazeleri parçalayacak ve bunlara ses çıkarılmayacak! KDP ve YNK'ye mektup gönderen TC, batıyı aldatmak amacıyla bunu yapmıştır. 'Kürtlerle aram iyi' aldatmacası içindir" diye konuştu.