Aryen: Zilan yaşam aşığıydı

KJK Yürütme Konseyi Üyesi Şafak Aryen, şehadetinin yıl dönümünde Zeynep Kınacı’yı (Zilan) ve eylemini anlattı.

KJK Yürütme Konseyi Üyesi Aryen, Zeynep Kınacı'nın Kürt halkı ve kadınlar açısından mutlaka özgür bir gelecek tasarımı olduğuna dikkat çekerek, "Önderlikle özgür zamanlarda buluşabilmenin koşulları ve hayalleri Zilan arkadaşın sohbetlerinin en temel konularıydı" diye anlattı.
KJK Yürütme Konseyi Üyesi Şafak Aryen, şehadetinin yıl dönümünde Zeynep Kınacı’yı (Zilan) ve eylemini anlattı. 
Koma Jinen Kürdistan (KJK) Yürütme Konseyi Üyesi Şafak Aryen, "Yaşam coşkusuyla en zirvede bir yaşam aşığıydı, Zilan. O, bulunduğu her alanın her anını bütün niteliğiyle kendinde toplayabilmek ve bunun üzerinden geleceğe yönelmeyi bir yaşam tutkusu haline getirmişti" dedi. 

‘ZİLAN’IN KATILIMI BİLİNÇLİ BİR KATILIMDIR’

Kınacı'nın ideolojik olarak Kürt Halk Önderi’ni tanıdığını ve ideolojik bir iç yoğunlaşmayla sürece cevap olma arayışına girdiğini söyleyen Aryen, "Dağdaki özgürlük mekanizmasına katılmak demek elbette bir çizginin, dolayısıyla o çizginin amaçsal gerçekleşmesinin sorumluluğunu direkt almak ve bunu yaşamın temel amacına dönüştürmek ve bu çerçevede pratikleşmenin esasa dönüştürüldüğü bir durumdur. Katılım budur.  Zilan arkadaşın katılımı bu anlamda bilinçli bir katılımdır. Bu saldırıları da Zilan arkadaşımız ideolojik saldırılar olarak ele alıp değerlendirdi. Zilan arkadaş ideolojik bir iç yoğunlaşmayla sürece cevap olma arayışına girdi. Arkadaşın amacı tüm ideolojik sorunları ortaya koyabilecek, hem düşmanın oluşturduğu cepheyi kırıp geriletebilmek hem de düşmanın geliştirmiş olduğu taktik savaş tarzını geriletecek güçteydi. Dolayısıyla bizim açımızdan da taktik bir hamle ve yenilenme sürecini başlatabilmek ve yeni bir fedai eylem tarzıdır. Eylemini kendisi açısından yüksek bir hissiyat ve sorumluluk olarak geliştirdi" diye kaydetti.

‘ÖZGÜR KADIN KİMLİĞİ DERİNDİ’

Yaşamın her alanında, her anında fedaileşmenin ve zamanı geldiğinde gerekeni yapmaktan çekinmemenin bir PKK tarzı olduğunu belirten Aryen, Kınacı'nın kararına ilişkin şunları dile getirdi: "Zamanı geldiğinde gerekeni yapmaktan çekinmemek bir PKK tarzıdır, ama tüm bunlara rağmen arkadaşını böylesi bir çalışma için hazırlayıp göndermek de bizim açımızdan oldukça zordu. Esasta Zilan arkadaş Kürt olduğunu çok sonradan öğrenen biriydi. Önceden Kürt olduğunun ondan gizlenmesine ve yıllarının öyle geçmesine karşı düşmana çok büyük bir öfkesi vardı. Bunu büyük bir insanlık ayıbı olarak değerlendiriyordu. Özgür kadın kimlik bilinci derindi ve ideolojik olarak sahiplenmeyi mücadelesinde ve eyleminde ispatladı. Bu konuda çok güçlü bir moral ve motivasyon içindeydi. Yaşam coşkusuyla en zirvede bir yaşam aşığıydı. Bu anlamda yaşam Zilan arkadaşta çok coşkulu akıyordu."
‘ZİLAN, ÇİZGİSEL YAKLAŞIMIN SOMUT İFADESİYDİ’
Aryen, Kınacı'yı anlatmayı şu sözlerle sürdürdü: "Kendisi eylem yaparak yaşamının son bulacağının bilincinde olmasına rağmen bunun ne anlama geldiğinin farkınadydı. Esasta yaşamı çok sevdiğini; dolayısıyla eylemine dönük tartışmalarda, hep gelecek ve yaşam üzerinden konuları gündemleştiriyordu. Kürt halkı ve kadınlar açısından mutlaka özgür bir gelecek tasarımı vardı. Önderlikle özgür zamanlarda buluşabilmenin koşulları ve hayalleri Zilan arkadaşın sohbetlerinin en temel konularıydı. Bu da Önderlik felsefesinin kadında ve özgürlük savaşçılarında karşılığının bulunmasıydı. Zilan arkadaş bu anlamda çizgisel yaklaşımın somut ifadesiydi."

‘ÖNDERLİK İLE BİRLİKTE YÜREK BİRLİKTELİĞİNİ YAŞIYORDU’

Eyleme gitmeden bir hafta önceki dönemin Kınacı açısından coşkunun en üst düzeyde olduğu dönem olduğunu aktaran Aryen, "Önderliği fiziksel görmenin onu çok mutlu edeceğini söylüyordu ama 'esasta Önderlikle birlikte olmak Önderliği anlamaktan geçer' diyordu. Bu anlamda Zilan arkadaş eylemini gerçekleştirirken esas nedeni Önderliği anlama çabasıydı. Bunun mutlaka Önderlikte karşılığını bulacağını ve en temelde de Önderlik tarafından bu eylemin çok güçlü sahiplenileceğini biliyor ve görüyordu. Bu anlamda kendi duygularının amaçsal yaklaşımının Önderlik tarafından karşılık bulabileceğini ve bunun mutlaka ifadeye dönüşeceğine inanıyordu. 'Şehitleri en iyi Önderlik anlar' diyordu. Önderliğimiz de her şehidi mücadeleye ve yaşama yeniden sarılma hamlesi olarak ele alıyordu. Bu anlamda Önderlikle bir yürek birlikteliği yaşıyordu" şeklinde konuştu.

'ÖFKESİ DAĞLARI AŞIYORDU'

Kınacı'da derinleşmiş bir cins mücadelesi ve bilinci olduğunu kaydeden Aryen, şöyle devam etti: "Zilan’ın yaşama bağlılığı çok fazlaydı ve eyleme hazırlandığı günler sürekli ifade ediyordu. Hayri Durmuşlar'ın, Kemal Pirler'in, Mazlumlar'ın dünyasını yaşadığını söylüyordu. O arkadaşların yaşama bağlılığının bugünleri yarattığını, kendisinin ve kendisi gibi bütün arkadaşlarının yaşama bağlılığının da Kürt halkı ve kadınlar açısından, dünya halkları açısından özgür bir yaşamı yaratacağını, özgür bir geleceği yaratacağını; yaşam sevgisini çok ısrarla dillendiriyordu. En çok vurguladığı ve üzerinde özenle durduğu şey ise eyleminin bir 'intihar eylemi' olmadığıydı. Kendi eylemini yeni bir başlangıç olarak ele alıyordu. Kendi eylemi olması için büyük bir fedakarlıkla ve atılması gereken bir adım olarak ele alıyordu.  Umut ve başarı inancı üzerinden yaşamı yeniden örgütlemek üzerinden gerçekleşecek bir durumdu. Bu nedenle de Zilan arkadaş bunun uyarısını çok özelde  de yapıyordu."
"Hepimizin amacı özgür bir yaşam gerçekleştirmektir. Onun için de çok duygusal yaklaşamaya gerek yok" diyen Kınacı'nın eylemi için zorlandıklarını ve bunu da yansıttıklarını dile getiren Aryen, devamla şu vurgularda bulundu: 
"Zilan arkadaşta dikkatimi çeken diğer bir konu ise her şeyi çok üst düzeyde yaşamasıydı. Örneğin ideolojik amaçlarını ifadelendirirken Zilan arkadaşta çok fazla bir inanç ve derin bir ifade vardı. Gerçekten eylem gerekçelerini çok güçlü oluşturuyordu. Öfkesini dile getirirken de tarihsel olarak yaşadıklarımız ve bizim açımızdan savaşma nedenine dönüşen konuları -en temelde de Önderliğimize yönelik gerçekleştirilen saldırılar-  karşısında yaşadığı öfke dağları aşıyordu. Her tarafı ezer geçer hissi uyandırıyordu Zilan arkadaş. Dolayısıyla her şeyi çok zirvede yaşayan bir arkadaştı. Eylem anını hem duygu hem de düşünsel olarak en üst düzeyde yaşadığı an olması gerektiğini söylüyordu. Eylem anında da bütün bunların onda zirvenin üst aşaması olacağını ifade ediyordu. Eylem cephanesinin gelmesini ve gelişecek süreci büyük bir özenle takip ediyor ve bunun karşısında çok heyecanlanıyordu."