Paris katliamını işleyenlerin yerine protesto edenler yargılanıyor

Kürt siyasetçi Mehmet Demir'in Hamburg Eyalet Mahkemesi'nde PKK'ye üyelik suçlamasıyla yargılandığı davanın üçüncü duruşması görüldü.

Kürt siyasetçi Mehmet Demir'in Hamburg Eyalet Mahkemesi'nde PKK'ye üyelik suçlamasıyla yargılandığı davanın üçüncü duruşması görüldü.

Duruşmaya tanık olarak katılan Almanya Federal Suç Teşkilatı (BKA) memuru Björn Effelsberg, telefon ve internet takibi sonucu eline geçen bilgilere göre, Demir’in bir Newroz kutlamasına su getirttiği, imza topladığı, Rojava’daki savaşla ilgilendiği ve bir Dersim festivalinin hazırlık toplantısının tarihini sorduğunu bildirdi. BKA polisin ifadesine göre bir telefon konuşmasında Düsseldorf’daki Fransa konsolosluğun önünde Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’ katledilmesini protesto etmek amacıyla düzenlenen mitinge kaç kişi katılacağı tartışıldığını da sözlerine ekledi.

Kendini 2013 yılında Alman Ceza Kanunu’nun ‘Suç ve Terör Örgütüne Üyelik' başlığındaki 129. maddesinin b bendinden Mehmet Demir’e karşı açılan soruşturmada ‘baş sorumlusu’ olarak tanıtan Effelsberg, iletişim araçlarının dinlenmesinin dışında temel kaynakları Yeni Özgür Politika ve Nuçe TV gibi Kürt yayınların olduğunu öne sürdü.

Duruşma ardından Cuma gününe ertelendi. Haftada iki kere görülen duruşmalar sabah saat dokuzda başlıyor. Davanın 25 Haziran tarihinde sona ereceği bekleniyor.

Hamburg’da tutuklu bulunan Kürt siyasetçi 46 yaşındaki Mehmet Demir, geçen yılın Ağustos ayında Bremen kentinde gözaltına alınmıştı. Alman kanunlarına göre on yıla kadar hapis cezası ile yargılanan Demir, geçen hafta başlayan ilk duruşmada yaptığı savunmada Kürt özgürlük hareketinin amaçlarını desteklediğini açıklamıştı.

Öte yandan Hamburg Sol Parti Milletvekili Martin Dolzer’in yaptığı basın açıklamasında, PKK yasağının kaldırılması ve Almanya’daki tüm PKK tutsaklarının serbest bırakılmasını talep etti.

Alman Ceza Kanunu’nun ‘Suç ve Terör Örgütüne Üyelik' başlığındaki 129. maddesi, Alman devletinin ‘terörist’ örgüt diye nitelendirdiği örgütlere üyeliklerin ve yardım yataklığın cezai yaptırımını ele alıyor. 129a ile Almanya sınırları içinde işlenmiş ‘suçlar’ yargılanıyor. Ancak 129b ile birlikte, yurtdışında işlenmiş bir ‘suç’ Almanya’da ‘terörist suç unsuru’ olarak ele alınıp cezalandırılıyor. Bu şekilde Almanya’da hiçbir şekilde faaliyet yürütmeyen örgütlerin sempatizanları da, iki devlet arasındaki işbirliği sonucu ‘terörizm’den yargılanıyor. Almanya’nın Köln kentinde bulunun Azadi kurumunun verdiği bilgilere göre, Almanya’da kanunun yürürlüğe girdiği 2010 yılından bu yana altı Kürt siyasetçiye hapis cezasına çarpılmış bulunuyor.