İsveç'te 'İlham kaynağı Rojava' konferansı

İsveç'te düzenlenecek konferansta 'ilham kaynağı' olarak Rojava işaret ediliyor.

İsveç’in Örebro kentinde bu sabah başlayacak olan, "Söz ve Pratikte İnsan Hakları: İlham Veren Örnek” temalı Barış Konferası’nda, ilham veren örnek olarak Rojava belirlendi.

Rojava’yı Süryani Ulusal Konseyi Başkanı Başkanı Bessam İshak ile PYD Avrupa temsilcilerinden Zozan Aso’nun temsil edeceği konferansa, İsveç ve dünyanın tanınmış insan ve kadın hakları savunucuları katılıyor.

İsveç devlet televizyonu'nun haber programı Aktuellt, Dagens Eko, TV4 ve Svenska Dagbladet gazetesinde uzun yıllar haber şefi olarak görev yapan Gazeteci Lasse Åsgård'un moderatörlüğünü üstlendiği konferansa, şu isimler de katılıyor:

"Kongo'dan Başhekim Denis Mukwege, Birleşmiş Milletler'in eski şeflerinden Anders Kompass, Avrupa Konseyi'nin eski İnsan Hakları Komiseri Thomas Hammarberg, eski İsveç İnsan Hakları Delagasyonu Başkanı Elisabeth Abiri, Afrika ülkelerinde uzun yıllar büyükelçilik, 2004-2005 yıllarında Avrupa Birliği'nin Sudan'da tarafsız aracısı olarak görev yapan Sten Rylander ve Kadından Kadına adlı örgütün Genel Sekreteri Lena Ag."
Son yıllarda birkaç kez Nobel Barış Ödülü'ne aday olarak gösterilen Dennis Mukwege, Afrika ve dünyanın tanınmış insan ve kadın hakları savunucuları arasında yer alıyor.  Kongo'da tecavüze uğrayan kadınların tedavisi amacıyla kurduğu Panzi Hastanesi'nde, bugüne kadar 40 bin kadının jinekolojik tedavisi yapıldı. Hastane bünyesinde tecavüze uğrayanlara psikolojik terapinin yanı sıra danışma hizmetleri de veriliyor.
Mukwege, konferansta tecavüzün savaşlarda nasıl bir silah olarak kadınlara karşı kullanıldığını, etkilerini ve tecavüzlerin engellenmesi için alınması gereken önlemleri ele alan bir konuşma yapacak.
Anders Kompass, 1970 ve '90'lı yıllarda iç savaşın sürdüğü El Salvador, Kolombiya'da uzun yıllar görev yaptıktan sonra Cenevre'deki Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Bürosunda şef olarak görev yaptı. Kompass'ın geçtiğimiz yıl, Birleşmiş Milletler bünyesinde Orta Afrika Cumhuriyeti'nde görev yapan Fransız askerlerin çocuklara tecavüz ettiklerini açıklaması büyük tartışmalara yol açmıştı.
Kompass, konferasta Birleşmiş Milletler askerleri ve memurlarının görev yaptıkları ülkelerde halkla olan ilişkilerini, gerçekleştirdikleri insan hakları ihlallerini ele alan ve Birleşmiş Milletler'in iç işleyisine eleştirel yaklaşan içerikte bir konuşma yapacak.
Thomas Hammarberg, Avrupa'nın en tanınmış insan hakları savunucuları arasında yer alıyor.  Olof Palme Merkezi, Çocuk Esirgeme Kurumu, Uluslararası Af Örgütü'nün genel sekreterliğini görevlerini üstlendikten sonra 2006-2012 yıllarında Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri olarak görev yapmıştı.
Bir dönem Ortadoğu'da sürdürülen barış görüşmelerinde aktif rol üstlenen Hammarberg, konuşmasında Suriye'de devam eden savaş ve sonuçlarını, Türkiye'de gerçekleşen insan hakları, basın ve ifade özgürlüğü ihlallerini ele alacak.
“Kadından Kadına” adlı örgütlenmenin Genel Sekreteri Lena Ag'ın da, kadınların barış görüşmelerine katılmalarının önemini ele ala bir konuşma yapması bekleniyor.

ROJAVA KONUŞULACAK

Süryani Ulusal Konseyi Başkanı Başkanı Bessam İshak ile PYD Avrupa temsilcilerinden Zozan Aso, Rojava Devrimi ve Kobanê direnişinin deneyim ve tecrübelerini, değişik kimlik ve inançlardan halkların birlikte inşa ettikleri kanton sistemini ve karşılaştıkları güçlükleri katılımcılarla paylaşacak.

ASO: EZİLEN, BASKI ALTINDA OLAN HALKLARA İLHAM...

Aso'ya, İsveç'te düzenlenen Barış Konferası'da ilham kaynağı olarak Rojava'nın belirlenmesini nasıl değerlendirdiği sorusunu yönelttik.
Rojava'nın dünyada görünür olmasının pek çok nedeni olduğunu söyleyen Aso, “5 yıldan beri aralıksız bir savaş sürüyor. En aşağılık ve en vahşi güçlere karşı 5 yıldan beri sürdürdüğümüz bir mücadele ve direniş var. Bu direnişin arkasında bizim benimsediğimiz ve savunduğumuz değerlerin olduğunun anlaşılması önemli. Savunduğumuz ve yaşama geçirdiğimiz sistem sadece Ortadoğu halklarına değil, dünyanın pek çok yerinde ezilen ve baskı altında tutulanlara ilham kaynağı oldu” dedi.
Süren savaşın en karekteristik ve öne çıkan yanının Kobanê direnişi olduğuna vurgu yapan Aso, “Kobanê direnişinde Arin Mirkan'ın şahsında tüm dünyaya Kürt kadınlarının dünyada benzerine rastlanmayan bir mücadele verdiklerini, karanlık güçleri yenilgiye uğrattıklarını gösterdi. Direnişimiz ve savunduğumuz değerler bizi dünyada görünür kıldı. Rojava'daki halklar kendi kendilerini yönetiyor. Bu halklara direniş ve mücadele azmi veriyor. Diline, kültürüne ve topraklarına sahip çıkıyor” şeklinde konuştu.

'STATÜ TANINMALI'

Aso, dış dünyanın Rojava Devrimi ve kantonlara hak ettiği desteği verip vermediği yönünde sorumuzu ise şöyle yanıtladı: “Kobanê direnişi tüm dünyada ses getirdi. Herkes yardım etme sözü verdi. Ama daha sonraki süreçte verilen sözlerin pek yerine getirilmediğini gördük. Bazı ülkelerden yardım kuruluşları tıbbi ve insani yardımda bulundu ama Rojava'da yaşayan halkın sorunlarını çözecek veya destek olacak projeler geliştirilmedi. İkinci olarak da, dış dünyanın Rojava'daki demokratik özerkliğin statüsünü kabul etmesi çok daha önemli. Rojava sistemi örnek alınıyor ve ilham kaynağı olarak nitelendiriliyor ama Rojava'nın statüsü hâlâ tanınmış değil. Tüm bunları yarınki konferansa gündeme getireceğiz."

İSHAK: ÖNEMİ ANLAŞILDI

Süryani Ulusal Meclisi Başkanı Bessam İshak, İsveç'teki konferansta Rojava'nın ilham kaynağı olarak gösterilmesinin Kürt, Asuri-Süryani, Ermeni ve diğer halklardan oluşan eşitlikçi sistemlerinin öneminin anlaşıldığını gösterdiğini belirtti. İshak, şunları kaydetti:

“Suriye'de savaş başladıktan sonra kurulan Suriye Ulusal Konseyi'nin yönetiminde yer aldım. Orada yapılan değerlendirmeleri gördüğümde çoğulculuğa tamamen kapalı, azınlıklara ve diğer inançlara kapalı, despotik, görüşlerini zorla dayatan bir oluşum olduğunu gördüm. Bu nedenle SUK'tan ayrıldım. Rojava'da bizim inşa ettiğimiz sistem ülkede yaşayan değişik halk ve inançların birlikte karar verdikleri, geleceklerini birlikte belirlediği bir anlayış ve işleyişe sahiptir.  Dış dünya tarafından benimsenmesinin esas  nedeni budur.”
İshak, “Demokratik bir Suriye'nin kurulabilmesi için fedaratif ve çoğulculuğun temel alınması lazım. Bütün inançlar ve etnik grupların hak ve çıkarlarını gözetilmesi gerekir. Temel hakların tanınması gerekir. Rojava'da biz bunu gerçekleştirdik. Aynı şey Suriye'de de gerçekleşebilir” dedi. 
İshak, İsveç ve dış dünyaya Rojava'daki demokratik sistemi desteklemeleri çağrısında bulundu.