Alevi kurum temsilcileri, Kürdistan'a giderek devlet terörüne ilişkin rapor hazırladı. Raporun açıklandığı toplantıda, devletin sivilleri hedef aldığına dikkat çekilirken, öz yönetime ise destek verildi.

Alevi Bektaşi Federasyonu, Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Demokratik Alevi Derneği ve Hubyar Sultan Alevi Derneği temsilcilerinden oluşan heyet, Varto, Dersim, Cizre, Sur ve Kırşehir'deki gözlemlerini rapor hakinde kamuoyu ile paylaştı. Mülkiyeliler Birliği'nde düzenlenen toplantıya heyet içerinde yer alan Alevi kurum yönetici ve üyelerinin yanı sıra HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder de katıldı. Toplantıda heyetin gittiği merkezlerde saldırılardan sonra çekilen fotoğraflardan oluşan sinevizyon gösterimi izletildi. 

'DAİŞ BENZERİ ÇETELER DE YER ALDI'

Heyet adına açıklama yapan Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Baki Düzgün, saldırılarda sadece devlet güçlerinin değil, Kobanê'de DAİŞ benzeri çetelerin bu saldırılarda rol aldığına dikkat çekti. Türkiye'de yaşanan saldırıların "ölümlerin kanıksandığı" gerçeğini bir kez daha açığa çıkardığına işaret eden Düzgün, en son Şırnak'ta Hacı Lokman Birlik'in cenazesine dönük gerçekleşen işkenceye dikkat çekerek, "Batının tüm bu yaşanılanlar karşısında tepkisini ortaya koyması" gerektiğini belirtti. Düzgün, saldırıların yoğun olarak yaşandığı bölgelerde karşılaştıkları tablonun, sivil halkın hedef alındığı ve çeşitli ağır silahların konumlandırılmasıyla halkın günlerce tarandığı yönünde olduğunu aktardı. 

'DİREKT İMHA ETME HEDEFLENDİ'

Düzgün, "Saldırılar güvenlik amaçlı değil, katliam direkt imha etmeyi amaçlayan saldırılardır. Tayyip sultasıyla barışın tesisi gelmeyeceğini biliyoruz. Barışı tesis edecek olan halklar ve halkların birliğidir" dedi.

'CİZRE'YE GİTTİĞİMİZDE İNSANLIĞIMIZDAN UTANDIK'

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Gani Kaplan ise heyet olarak ilk olarak Cizre'ye gittiklerini belirterek, izlenimlerini şöyle paylaştı: "Cizre'ye gittiğimizde insanlığımızdan utandık. Kurşun deliği olmayan tek bir su deposu yoktu. İlk olarak suları ve elektrikleri keserek, halkın temel ihtiyaçlarını dahi karşımasının önü kesilmişti. İlçede katledilenlerin tamamın sivildi. Cizre'de evler özellikle zemin kısmından taranmıştı. Bu şekilde saldırılarda yere uzanarak korunmak isteyen yurttaşlar  da öldürülmek istendi."

ÖZ YÖNETİME DESTEK

Demokratik Alevi Dernekleri Eşbaşkanı Hülya Yer de, Varto'da mezarlık ve ibadethanelere dönük saldırılara işaret etti. Yer, faşizmin temsilcileri Hitler ve Mussolini'nin dahi mezarlıklara saldırmadığını anımsatarak, "Mezarlıklara sadece DAİŞ saldırdı. Sonrasın DAİŞ'in Türkiye'deki versiyonu AKP mezarlıklarımıza saldırdı. İbadethanelere saldırı DAİŞ zihniyetinin bir parçasıdır" diye konuştu. 

Yer, halkın saldırılara karşı öz yönetimini de destekleyerek, "Öz yönetimler halkların en doğal hakkıdır. Biz de inancımız ve kültürümüzle denk geldiği için öz yönetimlerinin destekleyicisi değil, bizzat bu sürecin içerisinde olacağız. Günümüzün Yezitler'ine karşı bizler de Hüseyin ile Zeynep direnişi sergileyeceğiz" diye ekledi.

'BATI SESİNİ ÇIKARMALI'

Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez ise linç saldırılarının geliştiği, Kürtlerin ev ve işyerlerinin yakıldığı Kırşehir'de yaptıkları incelemelerin sonucunu paylaştı. Geçmez, "Bu savaşa karşı Türkiye'nin batısı vicdani olarak sesi çıkarmalıdır" vurgusunda bulundu.

ÖNDER: BU GÖZLEMLER ANA-AKIM MEDYADA DA YER ALMALI

HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder de, kurumların yapmış olduğu bu çalışma için 'anlamlı ve olması gereken bir çalışma' diyerek, bu gözlemlerin ana-akım ve yandaş medyada yer alması ve bunun sansürlenmemesi gerektiğini kaydetti.

Toplantıda, 10 Ekim'de Ankara Sıhhıye Meydanı'nda gerçekleşecek olan barış mitingine de katılım çağrısı yapıldı.