Şık: Aradığınız 'örgüt' şu an Türkiye'yi yönetiyor!

Cumhuriyet gazetesinin 11’i tutuklu 17 çalışanının yargılandığı davanın üçüncü duruşması görüldü.

Duruşmaya Gazeteci Ahmet Şık’ın yaptığı savunma damgasını vurdu. Cemaati bugünlere taşıyanların bizzat Erdoğan/AKP hükûmeti olduğunu vurgulayan Şık, “Cumhuriyet gazetesinde aradığınız 'örgüt' şu anda Türkiye'yi yönetiyor” dedi.

Cumhuriyet gazetesinin yazarları, muhabirleri, yöneticileri, yazarları, çizerlerinin yargılandığı davanın üçüncü duruşmasına Çağlayan 27 Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Gazeteciler Hakan Kara ve Turhan Günay ve Ahmet Şık’ın savunmaları alındı. Duruşmaya damgasını vuran savunma ise Gazeteci Ahmet Şık tarafından yapıldı. AKP-Cemaat ilişkisini masaya yatıran Şık, Cemaat'in bugünlere bizzat Erdoğan/ AKP iktidarı tarafından taşındığını tarihten örnekler vererek anlattı. “Cumhuriyet gazetesinde aradığınız 'örgüt' şu anda Türkiye'yi yönetiyor” diyen Şık, Gülen Cemaati'nin, AKP iktidarda bulunduğu 14 yıl boyunca herhangi bir engelle karşılaşmadan nihai hedefine doğru yol aldığını vurguladı. Kendi yazdığı 'Paralel Yürüdük Bu Yolda' kitabının ön sözünü okuyarak savunmasına başlayan Şık, kanlı darbe dönemine nasıl gelindiğini teker teker örneklendirerek açıkladı.

'LİYAKAT DEĞİL BİATIN ESAS ALINDIĞI KADROLAR...'

Şık, AKP’nin FETÖ adı altında ülkeyi büyük bir hapishaneye çevirdiğini vurgulayarak savunmasına devam etti. Cemaat ve AKP devletin sahibinin kim olacağına ilişkin tutuştukları kavganın darbe girişimine kadar uzandığını hatırlatan Şık, bu kavga uğrunda 259 kişinin katledildiğini söyledi. Darbe girişiminin hükümet tarafından bilindiğine işaret eden Şık, Erdoğan'ın 'Bu darbe Allah’ın bize bir lütfudur' sözlerini hatırlatarak, “Şimdi bu lütfu yaşıyoruz. Yüz binlerce emekçi KHK’lerle ihraç edildi, yargı bağımsızlığı ortadan kalktı, HDP eş başkanları esir edildi. Nuriye ve Semih kardeşime dahi yanıt hapishane oldu. 10 binlerce insan darbecilik-FETÖ’cülük suçlamasıyla gözaltına alındı. 50 binden fazlası tutuklandı. İşkencelerden geçirilenler oldu. KHK'larla liyakatin değil biatın esas alındığı AKP kadroları oluşturma yoluna gidildi kamuda" dedi.

‘FETÖ'NÜN İDEALİZE ETTİĞİ MODEL BAŞARILI OLDU!'

Ahmet Şık’ın yaptığı savunmayı, "Savunmaya bağlı kalın, bize köşe yazısı yazın demedik” diyerek kesen Mahkeme başkanına , "Savunmamın tamamını dinlerseniz anlayacaksınız" diye cevap verdi.

FETÖ'nün idealize ettiği modelin 15 Temmuz sonrası başarılı olduğunu işaret eden Şık, Türkiye’nin büyük bir cezaevine dönüştüğünü, gazetecilerin esir aldığını; tek sesli anlayışın ülkeye yayıldığını kaydetti. Darbe girişimiyle ne amaçlandıysa darbe girişimi sonrası tümünün hayata geçirildiğinin altını çizen Şık, bu anlamda darbe girişiminin Gülen Cemaati için hem büyük yenilgi hem de aynı zamanda en büyük kazanç olduğunu vurguladı. “Gülen ne istediyse Erdoğan vermiştir” diyen Şık, suçlarını, darbe girişimi sırasında katledilen bunca insanı siyasi malzemesi yaparak örtmeye çalıştıklarını söyledi.

'KANDIRILMADINIZ, BİRLİKTE BİZİ KANDIRMAYA ÇALIŞTINIZ'

Şık, bu darbenin en büyük sorumlusunun, “Ne istediniz de vermedik” diyen Erdoğan ve 15 yıldır iktidarda olan AKP olduğunu vurguladı. Şık, 15 Temmuz darbesine giden süreci şöyle özetledi: “Erdoğan ve AKP 15 Temmuz kalkışmasının da sorumluları arasındadırlar. Mehmet Dişli ve Partigöç'ün hazırladığı teklifi AKP'liler olduğu gibi kabul ederek kanunlaştırdılar. 2012 Mayısı'nda yapılan yasal değişiklikle, askeri personelin 15 yıllık mecburi hizmet süresi 10 yıla indirildi. Cemaat böylece, kendilerinden olmayan subaylardan bazılarının ordudan ayrılacağını hesaplıyordu. Öyle de oldu. Gülen ile mücadele planlı MGK kararını hiç uygulamadıklarını Erdoğan, Gül ve Bülent Arınç itiraf ettiler. Hayır kandırılmadınız, birlikte bizi kandırmaya çalıştınız. Şimdi de Cumhuriyetten FETÖ çıkartmaya çalışıyorsunuz.”

Eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın yargının Cemaate teslim edilmesinin baş sorumlularından biri olduğunu vurgulayan Şık, “Biz FETÖ sebebiyle hapsedilmişken Bekir Bozdağ geçen haftaya kadar Adalet Bakanı'ydı. Kendi yaptığı atamaların ihraçlarını yönetiyordu. Biz kuşkularımızı yazdığımız için hapisteyiz. Bir darbe kalkışmasının parçası olduğunu anlayabilecek kapasitede olmadıklarını itiraf edenler, orduyu ve MİT’i yönetmeye devam ediyor. AKP iktidarı döneminde ortaya çıkan, polis adaylarının girdiği sınavlarda kopya çekilmesi, soruların önceden verilmesi, Gülen Cemaati'nin dersanelerine sızdırılmasına yönelik etkin soruşturma yapmamaları onları tek başına sorumlu kılıyor. Gülen Cemaati, AKP iktidarda bulunduğu 14 yıl boyunca herhangi bir engelle karşılaşmadan nihai hedefine yol almaya devam etmiştir” diye konuştu.