Astana 7 toplantısında Rusya, İran ve Türkiye arasında yapılan anlaşma gereği "güvenli bölge oluşturma" adı altında İdlib'e giren Türk ordusu, ismini Heyet Tahrir El Şam olarak değiştiren El Nusra ile anlaştı. El Nusra ve Türk ordusu arasında İdlib'de varılan mutabakatın ardından Türk ordusu Efrîn'i batıdan kuşattı.

Efrîn'e dönük saldırılarını daha önce Nusra eliyle gerçekleştiren Türk ordusunun son günlerde bölgedeki hareketliliğini arttığı gözlemleniyor. YPG Komutanı Mehmut Berxwedan'ın "Yeni bir saldırı konsepti" olarak değerlendirdiği hareketlilik kapsamında Türk ordusunun sınır hattı üzerindeki mevzi ve hendek kazımı ile karakol inşaatlarının arttığı görülüyor.

TÜRK BAKAN TEHDİT ETTİ

Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise bugün yaptığı açıklamada, "Efrîn'den Türkiye'ye yönelik tehditler ve saldırılar geliyor. Biz buraya istediğimiz zaman, teknik planlamalar ne zaman yapılırsa müdahale ederiz, ansızın da girebiliriz” tehdidinde bulundu.

Son olarak dün gece Şêrava ilçesine bağlı Basufan ve Beiye köylerini bombalayan Türk ordusu ve bağlı çeteleriyle yaşanan çatışmalar ve bölgedeki son durum hakkında YPG Komutanı Mehmud Berxwedan ANF'ye bilgi verdi.

'TÜRK DEVLETİ KİRLİ BİR SAVAŞ YÜRÜTÜYOR'

Türk devletinin uzun zamandır basın yoluyla Efrîn'e dönük kapsamlı bir psikolojik özel savaşı yürüttüğünü ifade eden Berxwedan, "Özel savaş yoluyla Efrîn halkının Arap olduğu, orada baskı uygulandığı, bu bölgenin tehdit oluşturduğu şeklinde asılsız iddiaları gündeme getirerek bölgede yürüttüğü kirli savaşı kamufle etmek istiyor. Bununla da Efrîn'i kendisine bağlı çetelerle birlikte işgal etmeyi amaçlıyor. Kürt halkının mücadelesinin meşru olmadığını, kendi işgalciliğinin ise merşu olduğu algısını yaratmaya hedefliyor. Tüm çabası buna dönüktür" dedi.

'YENİ SALDIRI KONSEPTİ DEVREDE'

Türk ordusunun yeni bir saldırı konseptini de devreye koyduğunu belirten Bexwedan, "İdlib ve Ezaz'da bulunan Cephet El Nusra çeteleri ve DAİŞ kalıntılarıyla birlikte Kürt halkının ve Efrîn halkının kazanımlarına karşı yeni bir saldırı konsepti oluşturmaya çalışıyor. Efrîn'e dönük saldırılar daha önce Nusra ve diğer çeteler eliyle gerçekleştiriliyordu. Son günlerde çetelerin yanında saldırıları bizzat işgalci Türk ordusu yürütüyor ve koordine ediyor" diye belirtti.

'EFRÎN TÜRK İŞGALCİLİĞİNE İZİN VERMEDİ'

Saldırılar karşısında aldıkları tedbirlerin neler olduğu konusunda da konuşan Berxwedan, yediden yetmişe tüm Efrîn halkının savunma için örgütlendiğini kaydetti. Halkın şu ana kadar bölgesini tüm saldırılar karşısında koruduğunun da altını çizen Berxwedan, sözlerine şöyle devam etti: "Suriye'deki en güvenli bölge Efrîn bölgesidir. Bu gerçeklik Suriye'yi yıkıma çeviren Türk devletini rahatsız ediyor. Türk devleti, çeteleri eliyle Suriye'de yıkıma uğratmadığı bölge bırakmadı. Bir tek Efrîn Türk işgalciliğinin kirli savaşına izin vermedi ve bölgesindeki istikrarı korudu. Türk devleti şimdi bölgede katliam yapma, halkı göçertme böylece Efrîn'i de yıkıma uğratma peşinde."

'KISITLI İMKANLAR AMA GÜÇLÜ İRADE...'

"Son günlerde Türk devleti ve çetelerinin Basufan, Baiye, Cindires'e ve Ezaz, Eyn Daqne, Şew İsu Qestel Cindo hattında saldırılarını arttırdı. Günlük olarak çatışmalar yaşanıyor" bilgisini de veren YPG Komutanı Mehmud Berxwedan, devamla "Efrîn halkı kısıtlı imkanları ancak güçlü iradesiyle Türk işgalciliğine karşı duracak, topraklarını terk etmeyecektir. Tehditler ne kadar büyük olursa olsun bu bizler için sorun olmayacaktır. Efrîn halkının iradesinin işgalci Türk devleti ve çetelerini yenilgiye uğratacağına inanıyoruz" mesajını verdi.