Til Rifat’ın ilk şehidi: Gerçeğin özeti gibi

Birkaç gün önce Reqa'da DAİŞ çetelerine karşı savaşırken sonsuzluğa ulaşan Cephet El Ekrad’ın ilk Til Rifatlı şehidi Hut Alfed kod adlı Amîr Hesun’un yaşamı ve vasiyeti, Türk devletine bağlı çetelerin yaşattığı acıların kısa bir özeti.

Kendilerini 2012’de muhalif olarak adlandıran Türk devletine bağlı çetelerin eline geçen, 16 Şubat 2016'da da Devrimci Güçler tarafından özgürleştirilen Til Rifat halkının, Türk devletinin saldırıları nedeniyle trajedisi devam ediyor.

Reqa'da yaşamını yitiren Cephet El Ekrad savaşçısı Amir Hesun vasiyeti üzerine memleketi Til Rifat’a defnedildi. Fakat Türk devletinin sürekli Til Rifat’ı toplarla vurması nedeniyle ancak birkaç Cephet El Ekrad savaşçısı tarafından defnedildi.

Amir Hesun’un eşi Elaa Hesun, “İnşallah bir gün bir top da Erdoğan’ın başına düşecek, ahımızla yok olacaklar” dedi.

UNUTAMADIĞI TİL RİFAT’A DÖNEREK CEPHET EL EKRAD'A KATILIR

Til Rifat, Temmuz 2012 başında kendilerini ÖSO olarak adlandıran Türk devletine bağlı çete guruplarının eline geçmiş, Türk basını, “Til Rifat Özgür Suriye Ordusu’nun elinde. Güvenliğimizi Özgür Suriye Ordusu sağlıyor. Til Rifat’ta halk meclisleri kuruldu” şeklinde haberler yapmıştı.

Yandaş basın böyle manşetler atarken Til Rifat ve Suriye’nin bir bölümünün çetelerin eline geçmesi Suriye halklarına büyük acılar yaşattı. Türk devletine bağlı Liva Tevhid, Ehrar Şam, Cephet El Nusra, Sultan Murad vb. çeteler Til Rifat’ı açık bir zindana çevirdi.

Ağabeyi bir Suriye vatandaşı olarak Halep’te rejime zorunlu askerliğini yaparken Cephet El Nusra’ya esir düşen Amir Hesun ve ailesinin trajik hikayesi de burada başlar. Til Rifat’ın çetelerin eline geçmesiyle birlikte Amir Hesun başına gelecekleri tahmin ederek şehrinden Halep’e göç etmek zorunda kalır.

Kendisini tanıyan herkesin söylediği gibi Amir ağabeyinin başına geleni ve Til Rifat'ı hiç unutmaz. Halep’te bulunduğu süreç içerisinde hep bir gün ağabeyinin intikamını alma ve Til Rifat’ın özgürleşmesi umuduyla yaşar.

Suriye’nin özgürleşmesi ve demokratikleşmesi için BAAS Rejimi’nden hiçbir umudu olmayan Amîr Hesun Til Rifat’taki gelişmeleri hep takip eder. 16 Şubat 2016’da Til Rifat’ın Devrimci Güçler tarafından özgürleştirilmesinin ardından şehrine dönen Amir burada Devrimci Güçler içinde yer alan Cephet El Ekrad’a katılır.

REQA’YA BÜYÜK BİR HIRSLA GİDER

Burada mücadele arkadaşlarıyla bir bütün olan Amir Hesun Til Rifat’ta yaşama ve Suriye’nin tümünün özgürleşmesi için savaşma sözünü yineler. Amir Hesun yaklaşık bir yıl önce Til Rifat’ta evlenir fakat Reqa operasyonu başlayınca DAİŞ çetelerinden halkının intikamını almak için hep bu operasyona katılmak ister.

Eşi Elaa Amîr’in Reqa operasyonu başladığında kendisine, “Acele etmeliyim, DAİŞ'in bitişine yetişmeliyim. Ona darbe vuranlardan biri olmalıyım” dediğini anlatıyor.

Cephet El Ekrad bünyesindeki Siwar Alfed taburuyla 1 ay önce Reqa hamlesine katılan Amîr Hesun 8 Eylül 2017 tarihinde Reqa'da sonsuzluğa ulaştı.

Amîr Hesun’in komutanı Hebun Xidro ise “Sürekli oradaki gücümüzü takip ediyorduk. Arkadaşlar hep onun cesaretinden ve savaşçılığından söz ediyorlardı. Büyük bir kayıp oldu, Til Rifatlı yiğit bir devrimciydi” sözleriyle Amîr Hesun’un hamledeki cesaretine dikkat çekti.

VASİYETİ TİL RİFAT’A DEFNEDİLMEKTİR

Amîr Hesun cepheye girdiği ilk günden itibaren ailesine ve silah arkadaşlarına bir gün şehit düşerse Til Rifat’ta defnedilmeyi vasiyet eder. Til Rifat doğduğu, büyüdüğü, ailesinin kök saldığı alandır. Amir Hesun arkadaşlarına “Şehit olsam bile mezarım Özgür Til Rifat’ın çocuklarını selamlayacak” der.

Amîr Türk devletine ve çetelerine oldukça öfkelidir. Türk devletinin Til Rifat’ı hemen her gün bombalaması karşısında "Başaramayacaklar, Til Rifat artık özgür, binlerce top atsalar da bu topraklar bizim, halklarımızın” diyerek arkadaşlarına her gün moral veriyordur.

ÇOCUKLARININ MEZARI BAŞINA GİDEMEDİLER

Amîr Hesun 12 Eylül Salı günü Efrîn'den törenle Şehba’ya uğurlandı. Efrîn halkı şehidi yollarda saygı duruşuyla selamladı. Şehba halkı da araç konvoyuyla Meryemine’de karşılayıp Fafin’de askeri törenle selamladı.

Ve son olarak Til Rifat’a getirildi. Arkadaşlarının omuzunda Til Rifat’taki camiye getirilip dini vecibeleri yapıldıktan sonra birkaç silah arkadaşı tarafından Til Rifat’taki mezarlığa defnedildi.

Vasiyeti yerine getirildi Amîr’in ama Türk devletinin günlük olarak Til Rifat’ı bombalaması nedeniyle birkaç silah arkadaşı dışında kimse mezarlığa gidip, onu toprağa veremedi.

Ne eşi gidebildi kendisini toprağa vermeye ne annesi, ne babası.

Türk devleti’nin Til Rifat’ta toplantı merasim vs. gibi etkinlikler olduğunda hemen o bölgeye top atışı yaptığını bilen Cephet El Ekrad ve aile, orada büyük bir tören olmasını ve Til Rifat halkının mezarın başında toplanmasını istemedi.

Diğer oğlu da Cephet El Nusra’nın esiri olan Amîr’in babası Nusra esir oğluna zarar vermesin diye kameralara konuşmak istemedi ama bizlere şu sözleriyle acısının ve sorumluluğunu büyüklüğünü aktardı: “Çocuğumu toprağa vermeye gidemedim. Eğer ben gitseydim tüm aile ve Til Rifat halkı beni takip edip mezarlığa gelecekti. Türk devletinin yeni bir katliam yapmasına fırsat verelim istemedim."

‘İNŞALLAH BİZİ AYIRAN BOMBALAR ERDOĞAN’IN BAŞINA DA DÜŞECEK!'

Amîr birkaç arkadaşı tarafından son yolculuğuna uğurlandı. Evinin önünde açılan taziye çadırında bekleyen hiç kimse bu durumu hazmedemiyor, herkes Erdoğan ve Türk devletine öfkesini dile getiriyordu.

Eşi Elaa, “Mezarlığa gidip eşimi defnedemedik çünkü Türkiye Til Rifat’a top atıyor. İnşallah Erdoğan ve DAİŞ çetelerinin başına da birer top düşsün. Onlar yüreğimizi yaktı, onların da yüreği yansın. Dünyadan yok olsunlar. Erdoğan yüzünden mezarına bile gidemedik” dedi.

Amcasının kızı, “Allah kendilerini yok etsin. Korkudan kendi evlerimizde rahat olamıyoruz. Birkaç kadın sokağa çıkıyoruz, korkuyoruz. Bugünkü gibi ölülerimiz oluyor ama mezarları başına gidemiyoruz” diye belirtti.

Muhammed isimli Cephet El Ekrad savaşçısı da, “Biz Amîr’in silah arkadaşlarıyız. Top düşerse diye arkadaşlar toplu olmamızı istemedi ve Amîr’i gömmeye gidemedik. Çünkü Türk devleti sürekli Til Rifat’a top atıyor. Ama biz Til Rifat’tan çıkmayacağız. Şehrimizi sonuna kadar savunup onlara bırakmayacağız" diye konuştu.

Ebu Nur isimli Cephet El Ekrad savaşçısı ise şunları söyledi: "Şehit Amîr’e Allah rahmet eylesin. Suriye halkına yapılan işkenceye karşı durmak için Cephet El Ekrad’a katıldı. DAİŞ'in Reqa'da kökünden silineceğine dair umudu büyüktü ve bu umutla, büyük bir istekle Reqa’ya gitti. Bugün onu defnetmeye giderken çok sıkıntı çektik. Çünkü halk doğal olarak gidip onu toprağa vermek istedi. Ama top atışları olur diye onları gönderemedik. Ama Amîr’in topraklarında buradayız. Buraları Erdoğan’a asla bırakmayacağız."