"Rojavalı kadınlar, 15 Ağustos'la yeniden doğdu"

“15 Ağustos’un yarattığı mücadele ve meşru savunma ruhu en fazla biz Rojavalı kadınları etkiledi, geliştirdi. Önderliği ve Efrîn'i özgürleştireceğiz."

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 1979’da Kobanê üzerinden Suriye ve Lübnan sahasına geçişiyle birlikte yavaş yavaş Kürt Özgürlük Mücadelesiyle tanışan Rojava toplumu ve kadınları, 1980’lerin 2. yarısında toplu olarak Mahsum Korkmaz Akademisi'ne akmaya başladı.

Özellikle 15 Ağustos Atılımı ile birlikte çocuklarını Kürt Özgürlük Mücadelesine daha fazla katan Rojava toplumu ve kadınları, bugün 15 Ağustos'u mücadelenin sahipleri ve temel gücü olarak karşılıyorlar.

Mücadeleye kendileriyle birlikte çocuklarını da katan Rojavalı kadınlar, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın ve PKK'nin kendileri için önemine dikkat çekti.

'ROJAVALI GENÇLER AGİTLEŞTİ'

Şehit Aileleri Kurumunda Kongra Star Temsilcisi olarak çalışan Hanife Hesen’in bir oğlu, kardeşi ve amcasının oğlu PKK saflarında hayatını kaybetmiş. Ailece daha 1980’lerde Kürt Özgürlük Mücadelesiyle tanıştıklarını anlatan Hesen, şunları söyledi:

“1981 yılında amcamın oğlu partiliydi ve Türkiye’de devlet onu arıyordu. Fakat yakalayamadılar. Önderlik sahasına gitti. 1987 yılında Mardin’de şehit oldu. Cembelin (Şehmus) kardeşim Rimelan şehrinde mekanik mühendisi olarak çalışıyordu ve 1991’de partiye katıldı ve dağa gitti. 1998’de Van’ın Çatak ilçesinde şehit düştü. Oğlum Leheng’de dayısından sonra sözünü verdi ve 1992’de katıldı ve 1994’te Haftanin’de şehit düştü.

Apocular daha baştan bizde öyle bir ruh yaratmıştı ki çocuklarımızı, kardeşlerimizi dağlara büyük bir coşkuyla uğurluyorduk. Büyük bir aşkla, keyifle, zılgıtlarla ve fotoğraflarla, düğüne uğurlar gibi gönderiyorduk. Ve biliyorduk ki gidiş vardı da dönüş yoktu.

15 Ağustos’u ilk duyduğumuzda çevremdeki herkes çok heyecanlandı. Bazı büyüklerimiz ağlıyorlardı. Biz Kuzey Kürdistan’dan isyanlar sonrası göç etmek zorunda kalmış bir aileydik. Etrafımızda büyüklerimiz, 'şükürler olsun, isyanlardaki mazlumların ahını alacak Apocular' dediler. Daha sonrası Agit’in ismi yayıldı Rojava’da. Çocuklarımız Agitleşmek için her zamankinden daha çok koştular dağlara.”

‘15 AĞUSTOS KADIN GERÇEĞİNİ YARATTI'

HPC-Jin Qamişlo Kantonu yönetiminde yer alan Zübeyde Ali de şunları dile getirdi:

"15 Ağustos nasıl ki Kürtler için bir diriliş günüyse, tüm Kürt kadınları için de öyle oldu. Eskiden 15 Ağustos kutlamaları için Lübnan’a gider, orada Önderlikle birlikte 15 Ağustos’u kutlardık. Ondan 15 Ağustos Atılımı'nın önemini ve mücadelemizin nasıl gelişeceğini dinliyorduk. Yine Qamişlo’nun Girbavi ve Qira alanında da rejimin tüm baskılarına rağmen 15 Ağustos’u kutlardık.

15 Ağustos Atılımı'yla birlikte gerilla mücadelesi ve gerilla yaratıldı. Kürt halkı olarak artık ne olursa olsun sırtımızın yere gelmeyeceğini hissettik. Rojava’dan da onlarca genç kadın ve erkek partiye, gerillaya katıldı. Benim kendi kız kardeşim de bir 15 Ağustos kutlamasında Önderliğin yanına gittiğimizde partiye katıldı. Onunla o kadar gurur duymuştum ki. Ben de bir kadın olarak mücadelemiz için hep çalıştım.

Devrimimiz başladığında YPG ve YPJ gerillalardan ilham alarak başladı. Kürtlerin ARGK’si vardı. Sonra HPG’si, YJA-Star’ı oldu. Daha sonra Rojava’da YPG’miz ve YPJ’miz gerilladan ilham alarak başladı. Ben de devrimin başından bu yana bu ruhla öz savunma çalışmalarındayım. Önce Qamişlo’da sadece 4 kadın olarak başladık. Bugün 476 kadın arkadaş öz savunma görevini yerine getiriyoruz. 15 Ağustos'la atılan meşru savunma tohumu bugün Rojava kadınlarını da dünyanın en geri, en vahşi erkeklerine karşı bile kendini savunabilen, onları dize getiren kadın gerçeğini yarattı."

'YENİDEN DOĞMUŞ GİBİ...'

Hanife Hesen, ilk defa katıldığı 15 Ağustos kutlamasını hiç unutmadığını belirtiyor. Suriye rejiminin tüm baskılarına rağmen 15 Ağustos’u kutladıklarını söyleyen Hesen, “Nasıl bir coşkuydu anlatamam. Bütün duygularımız ayaklanmıştı. Kürtlüğümüzü en derinden hissediyorduk. İçimizdeki ulusal duygular canlanıyordu. Kendimizi yeniden doğmuş gibi hissediyorduk" dedi.

Bilinçli Kürtlerin 15 Ağustos Atılımı'nı, kendileri için yeniden bir diriliş olarak ele aldığını ifade eden Hesen, şöyle devam etti:

"Bugün savaşıyoruz da şehit de veriyoruz. Ama kendimiz için bir şeyler yaptığımızı biliyoruz. Ama Önderlikten 3 yıldır hiçbir haber alamıyoruz. Biz Kürtlerin yeniden yaratıcısı Önderliktir. Eğer Önderliğimize ufacık bir zarar gelirse, yüz yıllar da geçse yine halk olarak kendimizi alev topu yapar, tüm dünyayı yakarız. Önderliğimizin açtığı yoldan asla dönmeyeceğiz. Fikrimizi bu şekle o getirmiş, bizleri yeniden yaratmıştır ve bu yaşamı bize bağışlamıştır. Ben bir Kürt kadını ve şehit anası olarak Önderimizin, şehitlerimizin, gerillaların, tüm halkımızın 15 Ağustos’unu kutluyorum. İlk fişeği patlatan Agit komutan ve tüm şehitlerimizi saygıyla anıyorum. 15 Ağustos ruhuyla önümüzdeki dönemde Önderliğimiz, kendimiz ve ülkemizin özgürlüğü için hep birlikte mücadeleyi çok daha fazla geliştireceğiz."

‘ÖNDERLİĞİ VE EFRÎN’İ ÖZGÜRLEŞTİRECEĞİZ’

Zübeyde Eli, şu değerlendirmeyi de yaptı:

"Düşmanımız Türk devleti 15 Ağustos 1984’te Botan’da başlayan mücadelemizin, tüm parçalara yayıldığını, sadece silahlı mücadeleyle kalmayıp bir yaşamı yaratmaya dönüştüğünü görünce hep daha fazla saldırdı. Bu yıl Efrîn’e işgal harekâtı yaptılar. İnsanlarımızı katlettiler ama YPG, YPJ ve halkımız müthiş bir direniş verdi. Çünkü Önderliğimizin emeğiyle geliştirilen 15 Ağustos mücadele ve direniş ruhuna dönüşmüş durumda. Biz ruhta kazandık, bedeli ne olursa olsun mücadelemiz özgürlüğümüzü de getirecek. Efrîn’i mutlaka özgürleştireceğiz.

Yine 15. Ağustos’un 34. yılına girerken biz kadınları kendi gücüyle buluşturan Önderliğimizden haber alamamanın acısını ve öfkesini taşıyoruz. Önderliksiz yaşamı asla kabul etmiyoruz. Hepimiz onun özgürlüğünün kendi özgürlüğümüz olduğunu bilerek Önderlikle buluşma sözümüzü yineliyoruz.

Ben buradan tüm Rojava ve dünya kadınlarına sesleniyorum. Arap, Süryani, Çerkes, Ermeni, Türk, Kürt, Asuri bütün kadınlar birleşelim ve sesimizi dünyaya duyuralım. Avrupa ülkelerinden, egemenlerden yaptıklarının hesabını soralım. Önderimizi özgürleştirelim."