Qestel Cindo'daki 3 kahraman

Tank, top ve savaş uçakları 9 gün boyunca Qestel Cindo'yu vuruyor. Sadece üç savaşçı, bombardıman altında tepeyi savunuyor. Özgür, İmad ve Canfeda. Karşılarında NATO ordusu.

Her direniş kendi kahramanını yaratır. Yaratılan her kahramanlık, sadece direnişin değil, o direnişi veren halkın yeniden yazılan tarihinin bir parçası olur.

Kürdistan tarihi, gösterilen direnişler ve bu direnişlerin yarattıkları sayısız kahramanlık destanlarıyla doludur. Son bir aydır apayrı bir direniş veriliyor. Çağın Direnişi denilmesi abartılı eğil, çünkü geride kalan 30 günlük direnişin her saniyesi, her dakikası, her saati, her gününe onlarca kahramanlıklar sığdırıldı. Bu kahramanlıklar, Efrîn topraklarına yeniden yeşermek, filizlenmek üzere ekildi.

Direniş topraklarını adım adım biliyorum. Hangi taşının altında, hangi tepesinde, hangi köyünde nasıl bir direniş verildiğini de biliyorum. Fiziki olarak şimdi orada değim ama ruhen Efrîn’de sürdürülen direnişin her adımında yer alıyorum, çünkü o yiğit direnişçi halkın içinde iki yıl kaldım. Kaldığım iki yıllık süre içinde dört bir taraftan kuşatılmıştı. İnsanlar ekmek bulamıyordu ama devrimlerine sahip çıkıyordu. O yüzden şimdi kadın, çocuk, yaşlı her kesimden insanlar bu direnişin birer neferi. Elbette direnişin kahramanları savaşanlardır. Ancak Efrîn’deki direnişin kahramanları artık anneler, babalar, ablalar, çocuklar, dedelerdir. Çünkü iki oğlunu direnişte şehit veren bir baba, vakur ve kendinden emin bir şekilde, göz yaşı dökmeden "Bu topraklar bizim, iki oğlumu verdiğim için başım dik. Hepimiz kanımızın son damlasına kadar atalarımızdan, dedelerimizden bize emanet olarak kalan bu toprakları savunacağız. Katil Erdoğan ve çetelerinin işgal girişimine karşı hepimiz canımızı vererek karşı koyacağız. Bize dede ve atalarımızdan bir miras olarak bu direniş kalmış. Biz de şimdi bu mirasımıza sahip çıkacağız. Oğullarımdan sonra evde kalan kim varsa silahlarına sarılıp cepheye koştu, çocuklarımı topraklarına emanet ettikten sonra anneleri ile birlikte biz de silahlarını alıp cepheye koşacağız" diyor. İşte bu ruhtan dolayı dolayı bir ayda da Efrîn işgal edilemedi. Bu kahraman halk ve savaşçıları olduğu sürece de işgal edilemeyecek.

BU DİRENİŞİN ANLATILMASI LAZIM

Direnişin o kadar çok kahramanı, sembolü oldu ki... Direnişin adı Avesta Xabûr, onuru Barin Kobanê olurken; sembolleri Mamile, Kevere Ker, Bilalko, Qude köyü ve tepesinde direnlerle içimde bir yara gibi olan Çiyayê Parse'de direnenler oldu. İnsan hangisini yazacağını, anlatacağını bilemiyor. Ancak biri var ki mutlaka ve mutlaka anlatılması gerekir. Kürtlerin özellikle de Alevi, Êzîdî halkımızın bu direnişin nasıl bir direniş olduğunu bilmesi için anlatılması, gözler önüne serilmesi gerekir. Ayrıca geleceğin çocuklarına aktarılarak isyan ve direniş belleğinde muhafaza edilmeli.

ÇIYAYÊ PARSE, YANİ QESDEL CİNDO

Saldırıların 15. gününden itibaren işgal ettikleri ve 20 gündür anlattıkları Çiyayê Parse yani Qestel Cindo köyü tepesinin nasıl alındığını ise çok fazla söylemiyorlar. Qestel Cindo tepesinin işgal edilmesi -ki tepede hala çatışmalar yaşanıyor- büyük bir zafer elde edilmiş gibi anlatılıyor. Bu işgale ilişkin çok sayıda görüntü yayınladılar. Yayınladıkları görüntülerden biri işgal ve saldırıların hangi teknikle yapıldığı, nasıl günlerce tank, obüs, savaş uçakları, havanlarla bombalandığını gösteren bir görüntüdür.

Qestel Cindo, doğusunda Ezaz, batısında Maarin köyü, kuzeydoğusunda ise Yazıbağ ve Dikmetaş köyleri, batısında ise Qestel Cindo köyü ve karşısında da Baflunê köyü ve tepesi olan bir yerde.

İşgalci Türk devleti ve çeteleri, ilk günden itibaren bu tepeyi hedef aldılar. 9 gün boyunca tepe 30 civarında tank, obüs, havan ve onlarca savaş uçağının saldırısı altında kaldı. Türk devleti ve onun Mehmetçik basını üç kez tepeyi aldıklarına dair yayınlar yaptı. Tepenin işgaline ilişkin görüntüler de yayınladı. Bu görüntülerden birinde ise tepede yaşananlar ve tepedeki direnişi gözler önüne seriyor. Tepe Yazıbağ, Ezaz ve Maarin köyünde konumlandırılan Almanların Leopard tankları ile önce bombalanıyor. Tanklarla birlikte obüsler aralıksız bir şekilde tepeyi vuruyor. Tank, obüs derken havalanan savaş uçakları da tepeyi vurmak için devreye giriyor. Aynı görüntü yakınlaştırılıp bakıldığında ise tepede sadece iki savaşçı ellerinde kleşleri ile tank, obüs, savaş uçaklarının bombardımanı altında mevziden mevziye koşarak tepeyi savundukları görülüyor. Görüntüde tepenin güneydoğusundaki Maarin köyü, doğusundaki Ezaz ve kuzeydoğusundaki Yazıbağ köyünde konumlandırılan tankların tepeyi nasıl bombaladığı, yine uzak yerlerden ateşlenen obüs toplarının tepeye nasıl düştüğü görülüyor.

ÖZGÜR, İMAD VE CANFEDA

Tepe komutanı Özgür ve arkadaşı İmad ile 9 gün boyunca ellerinde kleşleri ile arkalarında sığınakta savunmalarını yapan Canfeda adındaki arkadaşları ile tepeyi koca Türk devletinin NATO’nun ikinci ordusuna, binlerce çetesine, tank, top, obüs, çeşitli çaplardaki havan ve savaş uçaklarına karşı savunuyor. 10. günde işgalci Türk devleti ve çeteleri tepeye girebiliyor. Bunu da büyük bir kahramanlık yapılmış gibi gösteriyor. Belki o tepe işgal edildi, ancak orada üç kahraman savaşçının sadece kleşleri ile tank, top, havan ve savaş uçaklarına karşı 9 gün boyunca gösterdikleri direniş karşısında yenilen onlar olmadı. Yenilen, dünyanın gözleri önünde ve neredeyse naklen yayın yapar gibi yayınlar yapan koca Türk ordusu ve onun çeteleri oldu. Çünkü karşılarında sadece ve sadece ellerinde kleşleri ile üç savaşçı vardı o tepeyi savunan. İşgalcilere karşı çıplak yürekleri, büyük iradeleri ve ellerindeki kleşleri ile 9 gün boyunca direnerek işgalcileri o tepeye sokmadılar. Tepede 9 gün boyunca gösterilen direniş yeni bir kahramanlık destanıdır.

Elbette buna benzer onlarca destan var. Ancak bana ulaşabilen ve beni derinden etkileyen destanlarından biri işte bu Çiyayê Parse yani Qestel Cindo köyü ve tepesinin destanıdır. Özgür, İmad ve Canfeda'nın kahramanlık destanıdır. Bu direniş destanı belki daha birçok açıdan anlatılıp yazılır.