Gözlemevi: Efrîn’de yağma sürüyor

Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Türk devletinin işgalindeki Efrîn’de yağma, işkence ve alıkoyma saldırılarının sürdüğünü rapor etti.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Efrîn’deki işgal sonrası duruma ilişkin bir rapor yayınladı. Efrîn’e yönelik işgal saldırıları 20 Ocak’ta başlamış ve 18 Mart’ta kent merkezi Türkiye ve çeteleri tarafından işgal edilmişti.

AİLELER EVLERİNDEN ÇIKARILIYOR

Gözlemevi, bölgedeki demografik yapının değiştirilmesine yönelik operasyonlara dikkat çekerken, bu plan doğrultusunda şimdiye kadar yüz binlerce insanının yerinden edildiğini hatırlattı. Raporda ailelerin bir bütün olarak Efrin mahalleleri ve köylerinden çıkarılarak, evlerine el konulduğu ifade edildi.

BİR İŞARETLE MÜLK GASPI

Halka ait halka ait bina, ev ve çiftliklerin yağmalandığını kaydeden Gözlemevi, ayrıca halka ait bina ve mülklere el konulması için, sprey boya ile işaretleme yapılmasının yeterli olduğuna işaret etti. Diğer bir ifadeyle, sprey boya ile atılan işaretler, sözkonusu mülke hangi askeri grup tarafından el konulduğunu gösteriyor.

İşgal ardından geri dönüşlerin de engellendiğine yer verilen raporda, yapılan bir anlaşma çerçevesinde Halep’ten ve Doğu Guta’dan getirilen selefi ailelerin Efrînlilere ait topraklara yerleştirildiği belirtildi. Raporda, kentte kalan yerel nüfusa ise acımasız bir şekilde muamele yapıldığı kaydedildi.

Kent merkezi ve bağlı köylerin adeta askeri üslere dönüştürüldüne dikkat çekilen raporda, özellikle Kafr Safra köyüne işaret edildi. Rapora göre sivillerin girişlerine engellenen köye, TSK ve ÖSO çatısı altındaki çete grupları konumlandı.

İŞKENCE

Raporda Kürt gençlerinin Türk işgal ordusunun kontrolündeki merkezlere götürülerek, işkence, dayak ve hakaretlere maruz kaldıkları belirtildi. Gözlemevi, bu kişilerin ancak fidyeler karşılığında öldürülmekten kurtularak serbest bırakıldıklarını kaydetti.

Raporda yer alan diğer bir bilgi ise göçe zorlanan Efrînlilerle ilgili. Rapor, BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ve diğer uluslararası kurumlardan gelen yardımların gün geçtikçe yetersiz kaldığı eleştirisine yer verildi.