Erdoğan’ı ayakta tutan Alman devletidir-MAKALE

“Diktatör bozuntusu Erdoğan'ı bugüne kadar besleyen, güçlendiren devletlerin başı Alman devletidir.”

Son zamanlarda Alman devleti ile Erdoğan ve onunla birlikte hareket edenler arasında ciddi krizlerin yaşandığı dile getirilmektedir. Öyle ki hem Alman devletinin hükümet üyeleri hem de Erdoğan ve onunla birlikte hareket edenlerin ses tonları yükseldikçe yükselmektedir. Kimi zaman karşılıklı sataşmalar nezaket sınırını aşarak hakaretlere de varmaktadır.

Evet, dışarıdan bakıldığında Erdoğan ile Alman devleti arasında bir kriz yaşanmaktadır. Ancak biz de biliyoruz ki Alman devletiyle TC arasında -özelde de- Merkel ile Erdoğan arasında sorunlar yaşanmış ise bunun faturası hep bir şekilde Kürtlere çıkartılmıştır.

Erdoğan bir diktatör bozuntusu olmaya diktatör bozuntusu ancak bu diktatör bozuntusu adım adım tam bir diktatör olmak için kollarını sıvamıştır. Diktatörlerin ortak özellikleri megalomanlıklarıdır. Kendilerini beğenmişlikleridir. Doğası gereği böyle olanlar zamanla faşizan eğilimlere meyil ederek toplumlara nefes aldırmazlar. Kaldı ki Erdoğan sadece böyle bir faşist değildir. Erdoğan zihnen de tam bir faşisttir. Tekleri ile Hitler’in tam bir kopyası. Ve bu kopya Hitler’in izlediği yolu da bir şekilde izleyerek Hitler tarzı bir saldırganlıkla komşularında başlamak üzere giderek bölgenin tümüne bir tehdit haline gelmiştir.

Evet, Erdoğan bir diktatör bozuntusu olmasına bir diktatör bozuntusu ancak bu diktatör bozuntusunu bugüne kadar besleyen, güçlendiren devletlerin başı da Alman devletidir. Alman devletinin ise hükümet liderliğini yapan Angela Merkel’dir.

Dikkat edelim ne zaman ki diktatör bozuntusu zorlanmış ise ilk onu ziyaret eden Angela Merkel olmuştur. Devletlerarası sahada zorlandığında da ona ilk can simidini atan Angela Merkel olmuştur. Öyle ki Angela Merkel ile Erdoğan birer kanka olarak değerlendirilmişlerdir.

Örneğin 2015 yılında Erdoğan’ın en çok zorlandığı bir an’da can simidini uzatarak gün yüzüne çıkmasını sağlayan devletlerin başında Almanya olmuş, kişilerin başında ise Merkel gelmiştir. Bunu da güya mülteci krizinde Erdoğan’ın gösterdiği başarı gösterilmiştir. Halbuki herkes biliyor ki, Suriye savaşını en ileri düzeye taşıyan kişi Erdoğan olmuştur. Öyle ki Suriye krizini çetelerin eliyle tırmandırmış, milyonlarca Suriyeliyi de Türkiye’ye alarak Avrupa’ya karşı -DAİŞ silahıyla birlikte- kullanmış, Avrupa’yı daha doğrusu Merkel ve Almanya’yı teslim almıştır.

Yine diktatör bozuntusu 2015-2016 yılında Kürdistan şehirlerini tümden bir soykırım rejimi temelinde yıkarken bu yıkımlara en az karşı ses çıkaran Almanya ve Merkel olmuştur. Tam tersine Erdoğan’a silah vererek Kürtlerin katledilmesine yol açanlar yine bu Almanya ile Merkel olmuştur.

Erdoğan ile Merkel arasındaki ilişkiler, ya da Erdoğan ile Alman devleti arasındaki ilişkiler özü itibariyle hep böyle olmuştur. Ancak ne zaman ki Alman devleti ile Erdoğan’ın arası açılmış ise pazarlama konusu olanlar ilk önce hep Kürtler olmaktadır. Çok uzağa gitmeden İncirlik krizi yaşandığında sözde Alman devletinin dış ilişkiler bakanı olan kişi, Erdoğan ile görüşmeye giderken Kürtlere karşı neler yaptıklarını, onlara karşı kaç tane dava açtıklarını söyleyerek gitmesi ibret vericidir. Yine ne zaman ki Erdoğan ile bir sorun yaşamışlar ise ilk önce Kürtleri pazarlamışlardır. Somut olarak ise ya Kürt kurumlarına karşı saldırılar gerçekleştirmişlerdir ya da birçok Kürt siyasetçisini tutuklamışlardır.

Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi şimdi yine Almanya ile Erdoğan arasında yaşanan bir krizden söz ediliyor. Ne tuhaf ki sözde Almanya ile faşist Erdoğan arasında bir sorun yaşanıyor ancak dikkat edersek hedef olanlar ise YPG bayrağını Facebook üzerinde yayanlar olmaktadır. YPG bayrağını Facebook’da yayanların evlerine baskınlar yapılmaktadır. Dahası YPG-YPJ bayrakları yasaklanmaktadır.

Herkes de bugün biliyor ki YPG ve YPJ, DAİŞ faşizmine karşı en ileri düzeyde mücadele eden fedailerin örgütüdür. Ortadoğu’da daha doğrusu dünyada DAİŞ’i durduran tek güç YPG ve YPJ olmasına rağmen; Alman devleti, onun şansölyesi, dış ilişkiler bakanı, içişleri bakanı YPG ve YPJ’e yakın duranları hedeflemektedir.

Söylemek istediğimiz şudur, iyi bilinsin ki Almanya devleti ve onun hükümeti ne kadar çok Erdoğan ile çatışmış ise ve çatışıyorsa Kürtleri pazarlamaları o düzeyde yüksek olmuştur. O düzeyde Kürtler satılmıştır. Ve o düzeyde zamanla faşizm desteklenmiştir.

TC ile Almanya devletinin son iki yüz yıllık geçmişi, özelde de Merkel ile Erdoğan’ın son 14 yıllık ilişkileri ve geçmişi biz Kürtlere çok parlak yansımadığı gibi, hem ortaklaştıklarında hem de düşmanlaştıklarında faturası bize ağır olmuştur.

Bunun için diyoruz ki; büyük hayal kırıkları yaşamamak için, birilerine umut bağlamadan ancak umudun yaratıcıları olarak faşizmi geriletmeyi kendi görevimiz bilerek mücadelemizi birilerine dayandırmadan yürütmesini bilelim!