Efrîn ve Şehba yönetimlerinden Efrîn raporu

Efrînlilerin Şehba’daki durumuna ilişkin hazırlanan raporda, Şehba bölgesinde kurulan kamplar ve köylere yerleşen halkın yetersiz imkanlar ve koşulların sağlıksız olmasından kaynaklı birçok hastalığın baş gösterdiği belirtildi.

Efrîn Kanton Yönetimi ve Şehba Dış ilişkiler, Diplomasi Komitesi, Efrîn’de yönelik Türk devletinin işgal ve soykırım saldırıları başlattığı 20 Ocak 2018’den bu yana Şêrawa ve Şehba’ya yerleşen halkın yaşadığı sorunlara ilişkin hazırladı. Raporda, Şêrawa ve Şehba ile köylerde, kamplardaki halkın sorunları ele alındı.

Efrînliler içinde çalışma yürüten bütün kurumların hazırladığı raporlar ve verilerden yola çıkılarak hazırlanan raporda, ekonomik, sağlık, eğitim gibi birçok toplumsal sorunlara da dikkat çekiliyor.

Suriye’de 2011’de başlayan iç savaştan itibaren binlerce Arap ailenin güvenlik için Efrîn’e yerleştiğine dikkat çekilen raporda, “Yıllardır bu bölgede yaşanan mülteci sorunlarına uluslararası güçler ve insani hiçbir kurum destek vermedi” denildi.

Efrîn’in Suriye halkları için yaşamını idame ettirebildiği güvenli bir bölge olduğuna dikkat çekilen raporda şunlara yer verildi: “Onlara göre Efrîn dini, etnik birlikteliği ve hoşgörüyü benimseyen, Kürt özerk yönetimi altında barış ve istikrar yeriydi. Efrîn hem Türk devleti hem de bölgedeki cihatçı milisleri tarafından kuşatma altındaydı. Bu nedenle ekonomik durum kötüleşti. Buna rağmen Efrîn ve çevresindeki bölgeler en az 300 bin Arap mülteciyi barındırmayı başardı. Yerel yönetim camilerde, okullar da, Qetme, Kafr Janna ve Midan Akbaz tren istasyonları gibi diğer yerlerde barındırmak zorunda kaldı. Birçok mülteci evlere ve apartmanlara yerleştirildi. Rubar Mülteci Kampı oluşturuldu ve bu kampta yaklaşık 3 bin mülteci barındırıldı. Bu kampın tüm finansal ihtiyacı yerel yönetim tarafından karşılandı.”

Halkların karşılıklı birlikteliği, kadına yönelik şiddet, küçük yaşta evliliklerle ilgili riskler ve çocukların sorunları üzerine toplantılar yapıldığı da dile gelen raporda, “Bu toplantıların amacı savaşın yarattığı travma nedeniyle insanların karşı karşıya kaldığı sorunları giderme ve normal yaşama adepte etmek oluşturuyordu. Ayrıca yerel yönetim içte serbest ulaşımı sağlayarak bu mültecilerin kendi kendilerine yetmesini sağlamaya çalıştı. Yine kampta kadınlara iş imkanı sağladı. 2013 yılında yerinden edilmiş daha fazla insan gelince Der Jamal ve Kashtar arasında ikinci bir kamp kuruldu. Efrîn’deki mültecilerin günlük ihtiyaçları ve güvenliği Efrîn yönetimi ve sivil kurumları tarafından güvence altına alınmıştı. Fakat, uluslararası hiçbir kuruluş tarafından bu mültecilere destek sağlamamıştır” denildi.

TÜRK DEVLETİ VE ÇETELERİN SALDIRILARINDA ONLARCA SİVİL HAYATINI KAYBETTİ

Türk devletinin işgaliyle haftalarca Efrîn çevresindeki şehirler ve köylerin saldırı altında kaldığı da vurgulanan rapora şöyle devam edildi: “Efrîn’e bağlı ilçe ve köylerden kaçan binlerce insan Efrîn merkezde toplandı. Türk bombardımanı ve çeteler Efrîn’e doğru ilerlerken Efrîn merkezde yüzbinlerce insan vardı. Birçok mahallede topçu ateşi ve hava saldırılarından dolayı insanlar evlerinde yaralandı, birçoğu da hayatını kayıp erken, birçok sivil de keskin nişancıların hedefi oldu. Avrin Hastanesi’nin o zamanki kayıtlarına göre 13 Mart 2018 tarihinde 238 sivil hayatını kaybetti. 706 sivil yaralı vardı. 58 gün boyunca Türk devletinin top ve hava saldırılarına maruz kalan sivil halk bölgeden giderken, yine Türk devletinin topçu saldırılarına maruz kaldı. Özellikle hastane, su tankları ve fırınlar hedef alındı. Avrin Hastanesi 16 Mart 2018’de Türk devleti tarafından bombalandı ve tamamen yıkıldı. Efrîn halkı, soykırımdan kaçmak için Şehba’ya kaçmak zorunda kaldı. Göç esnasında birçok sivil araba bulamadıkları için çocukları sırtlarında soğukta ve yağmurda yürümek zorunda kaldı. Birçok yaşlı insan kalp kirizi geçirip hayatlarını kaybetti.

ŞEHBA’YA SIĞINAN HALK İMKANSIZLIKLARLA MÜCADELE EDİYOR

Sehba’daki evlerin büyük bir bölümü, DAIŞ çetelerinin daha önceki saldırılarından dolayı yıkılmıştı. Ayrıca DAIŞ çeteleri tarafından yerleştirilen mayınlar da hala duruyordu. Şehba bölgesi Efrîn’den çıkan yüzbinlerce mülteciyi kaldıracak durumda değildi. Şehba’daki elektrik ve su sistemi saldırılardan dolayı zarar görmüştü. Bugün Şehba’da elektrik ihtiyacı jeneratörlerle sağlanabiliyor.”

Efrîn ve Şehba yönetimlerinin ortaklaşması ile halkın ihtiyaçlarının karşılanabildiği de vurgulanan raporda Heyva Sor a Kurd tarafından oluşturulan sağlık birimlerinin, 24 saat halkın sağlık durumunu kontrol ettiği belirtildi.

Şehba’da Serdem, Berxwedan ve Efrîn olmak üzere üç kamp kurulduğu da kaydedilen raporda, “Kanalizasyon sisteminin olmaması, kirli su nedeniyle kampta yaşayan birçok insanda böbrek sorunları baş göstermeye başladı. Yine, ilaçların yetersizliği sık yaşanan bir sorun. Ağır hastaların hayatı Halep’e götürülürken, yolların abluka altında olmasından dolayı tehlikeye atılıyor. Hava ve su kirliliği çok fazla. Akrep ve yıllanlardan korunmak için yeterince tedbir yok” denildi.

KÖTÜ KOŞULLAR NEDENİYLE BİRÇOK SAĞLIK SORUNU ORTAYA ÇIKTI

Şehba bölgesinde kurulan Serdem, Berxwedan ve Efrîn kamplarında Şehba ve Şêrewa bölgelerindeki köylere yerleşen halkta yetersiz imkanlar ve koşulların sağlıksız olmasından kaynaklı birçok hastalığın baş gösterdiği bilgisi de raporda yer aldı.

Kanser, tüberküloz, hepatit, hepatit b, kızamık, uyuz gibi hastalıkların çoğalması tehlikesine de dikkat çekilen raporda, kadınlar ve çocukları ise alerjik hastalıkların olumsuz etkilediği belirtildi.

Uluslararası örgütlerin ve UNICEF’in Efrîn’de yerlerinden edilen çocuklar için şimdiye kadar hiçbir şey yapmadığını ve bunun bulaşıcı ve ağır hastalıkların çok daha fazla yayılmasına neden olduğu da kaydedildi.