Efrin'in özgürlüğü için seferberlik çağrısı

Şehba kantonunda yapılan Efrîn’i özgürleştirme konferansının sonuç bildirgesi açıklandı. Seferberlik çağrısının yapıldığı sonuç bildirgesinde Çağın Direnişi şehitlerinin intikamının alınması için çalışmaların güçlendirileceği vurgulandı.

Şehba Kantonu’nda, Efrîn Kantonu Demokratik Özerklik Yönetimi kurumları tarafından Efrîn'i Özgürleştirme Konferansı düzenlendi. Son gelişmeler değerlendirildiği konferansın sonuç bildirgesi açıklandı. Sonuç bildirgesinde şunlar belirtildi:

“2011 yılında demokrasi ve özgürlük sloganıyla başlayan Suriye devrimi kısa bir süre içinde bu amacından saptırılmış ve ülkeyi parçalanmaya doğru sürüklemiştir. Suriye halkları arasında mezhepsel ve etnik düşmanlık yaratılmaya çalışılmış, bunun üzerine ülkedeki kriz daha da derinleşmiş, uluslararası müdahaleler gelişmiş ve bu müdahaleler yaşanan kriz karşısında olumsuz rol oynamıştır. Bu uluslararası çevreler savaşı yaygınlaştırmaya ve ömrünü uzatmaya çalışmaktadır.

Rojava-Kuzey Suriye’de, özellikle Efrîn’de aynı kaos ortamı oluşturulmaya çalışılmış, ancak halkların yüksek iradesi bu girişimleri boşa çıkartmıştır. Bununla beraber Kuzey Suriyeli halklar yaşadıkları toprakları ve kazanımlarını korumak için demokratik projelerini sunmuş; böylece bu topraklar Suriye’nin diğer kentlerinde savaştan kaçan yüzbinlerce yurttaşın göçmen olarak yerleştiği bölgeler olmuştur. Efrîn’deki tüm halk kesimlerinin katılımıyla inşa edilen demokratik özerklik yönetimi bu anlamda Suriye ve dünya halklarına en ileri demokrasi örneği olmuş; Suriye genelinde yaşanan krize halkların kardeşliği ve ortak yaşamı temelinde çözüm alternatifi olmuştur.

Bu demokrasi deneyiminde gözü olan Türk devleti, zaman zaman çeteleri kullanarak saldırmış, güçlerini sınırda yığmış ve bölgenin güvenliğini tehdit etmiştir. Bu saldırılar nihayetinde en üst aşamasına ulaşmış ve Efrîn’e yönelik yoğun ve vahşi saldırıları bizzat gerçekleştirmiştir. Uluslararası planlar ve desteklerle 20 Ocak 2018’de başlayan bu saldırılarda Rusya, verdiği destekle başı çekmiştir. Bununla beraber saldırılar karşısında uluslararası utanç sessizliği, bütün hukuk kuralları çiğnenerek devam etmiştir.

Efrîn halkının tüm bileşenlerinin tutumu büyük bir cesaret örneğiydi, Erdoğan ve işgalciliği karşısında bu tutum her alanda kendisini gösterdi. Bu direniş, tüm dünyaya DAİŞ teröristleri karşısındaki halk direnişini gösterdi ve onların arkasındaki asıl güç olan AKP hükümeti karşısında da geri adım atılmayacağını ortaya koydu.

Yapılan tahminlerin de ötesinde direniş 58 gün devam etti. Kuzey Suriye'nin Kürt, Arap, Asuri, Türkmen, Ermeni gibi tüm halkları bu direnişte yer aldı. Yine Kürdistan'ın enternasyonal güçleri direnişte yer aldı. Özgürlük isteyen halkların oluşturmuş olduğu birlik, NATO'nun her türlü silah ve teknik güçle donanmış olan ve uluslararası camiada yasaklanmış olan silahları da kullanan ikinci büyük ordusuna karşı halkların birliğini oluşturdu. İşgal saldırılarında yüzlerce sivil şehit verildi, bölgenin alt yapısı yakılıp yıkıldı. Şengal'deki gibi büyük bir soykırımın gerçekleşmemesi için yaklaşık 200 bin insan Efrîn'den çıkarak Şehba kantonuna yerleşti.

İşgalin üzerinden 3 ay geçmesine rağmen Türk devleti ve ona bağlı çete grupları Efrîn halkına karşı saldırılarını sürdürüyor. Bölgenin demografisinin değiştirilmesinin yanı sıra katletme, talan ve tecavüz gibi birçok suç işlendi. Buna karşı Efrîn Demokratik Özerklik Yönetimi kurumları, kurumların 250 temsilcisi, sivil toplum örgütü temsilcileri ve siyasi tarafların katılımıyla 18-21 Haziran 2018 tarihleri arasında siyasi, örgütsel, direniş, öz savunma ve benzeri durumları değerlendirmesi için bu konferansı düzenlemiştir. Konferansta yaşanan ve var olan tüm eksikliler, yetmezlikler genişçe tartışıldı. Yönetim ve kurumlar özeleştirilerini vererek var olan eksik ve yetmezliklerin aşılması için söz verdi. Örgütsel durumun özeleştirisi Çağın Direnişi'nin fedaileri Avesta, Karker, Barîn, Rojhat, Amed, Polat ve Êlan şahsında tüm halkımıza verilmiştir. Konferansımızda "Çağın Direnişi Şehitleri Ruhuyla İntikam Alma ve Efrîn'in Özgürleştirme Hamlesini Yükseltelim" şiarıyla direnişi yükseltme kararlılığına varılmıştır.

Bu temelde şehitlerimizin çizgisinde yürümek ve halkımızın iradesinin zaferi için bölgesel ve uluslararası alanda direnişi yükselme kararlılığına varılmıştır. Bu kararlılık Türk işgalini sonlandırma ve Efrîn özgürleştirinceye kadar devam edecektir. İşgalciler tarafından oluşturulan meclis ve kurumların hiçbir meşruiyetinin olmadığını belirtiyoruz. Efrîn'de kalan halkımıza da çağrımız bunlar karşısında güçlü ve cesur tutum sahibi olmalarıdır.

Konferansın sonunda ise Kürdistan'daki tüm güçlere, işgalin sonlandırılması için Türk devletine baskı yapmalarıdır. Bu tarihi ve ulusal bir görevdir. Evlerini terk etmek zorunda kalan halkımızın da durumu değerlendirilerek, geri dönüşlerin uluslararası kurumların gözetiminde olması gerektiğine bir kez daha vurgu yapılmıştır.

Konferansta tüm Suriye halklarına da Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması ve Türk işgalinin sonlanması için tutum sahibi olmaları çağrısı yapılmıştır. Katılımcılar Türkiye toplumunda da seçimlerde AKP'nin bu işgalci politikalarına karşı tutum sahibi olmaları ve demokratik güçleri destekleme çağrısı yapmıştır.”