Efrîn Forumunda Türk devletinin suçları açıklandı

Efrîn’de Demografik Değişim ve Etnik Temizlik Forumu’nda sunulan raporlarda, Türk devletinin insanlık dışı suçları açıklandı.

Uluslararası Efrîn’de Demografik Değişim ve Etnik Temizlik Forumu’nun üçüncü ve son gün çalışmaları başladı.

Forumun bugünkü çalışmalarında, Efrîn’deki demografik değişim ve etnik temizliğin hukuki boyutu ele alınacak. Üçüncü gün çalışmaları Suriye Demokrasi, Özgürlük ve İnsan Hakları Savunma Komitesi Başkanı Daniyal Sûd tarafından yönetilecek.

Forumda ayrıca Fırat Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Cenevre Çağrı Örgütü Üyesi Zozan İbrahim, Fransız Stratejik Araştırmacı Gerard Schalian ve Suriye İnsan Hakları Gözlemevi Başkanı Rami Abdurrahman tarafından sunumlar yapılacak.

Cizre Bölgesi Rojava İnsan Hakları Örgütü’nün Türk devletinin Efrîn’de yaptığı ihlallere ilişkin hazırladığı rapor katılımcılara okunuyor.

Forumda Türk devletinin sivillere karşı işlediği suçları anlatan bir sinevizyon gösterimi düzenlendi. Sinevizyon gösteriminin ardından Rojava Yardım Örgütü tarafından hazırlanan rapor katılımcılara sunuldu.

'EFRÎN'DEKİ SUÇLAR SOYKIRIM DÜZEYİNE ULAŞTI'

Raporda şunlar ifade edildi:

"20 Ocak 2018’de işgalci Türk devletinin kendisine bağlı silahlı gruplar ve Suriyeli muhalifler ile başlattığı ‘Zeytin Dalı’ adı verilen operasyonla Efrîn’de insani kriz yaşanmıştır. Bu operasyonun başından itibaren sivillere yönelik hak ihlalleri ve suç işlenmektedir. Bu suçlar savaş suçları, insanlığa karşı uygulamalar ve etnik soykırım düzeyine ulaşmıştır.

Efrîn, 18 Mart 2018’de işgalci Türk ordusu ve çeteleri tarafından işgal edilmiş ve o günden bu yana bölgede suç olayları yaşanmaktadır. 3 bin 850 kilometrekarelik Efrîn coğrafyasında yaşananların, tarihte herhangi bir benzeri bulunmamaktadır.

'SİVİLLER KATLEDİLDİ'

Efrîn, Türk ordusu ve çeteleri tarafından işgal edilmeden önce nüfusuyla bilinirdi. 900 bine ulaşan nüfusa sahip kentte, bu rakamın 300 bini Halep’e göç etmiştir. Çünkü Türk devletinin bölgedeki uygulamaları ve sivillere yönelik hak ihlalleri sebebiyle nüfus azalmıştır. İşgalci Türk ordusu ve çeteleri, ilk günden itibaren Efrîn’deki sivil yerleşim yerlerini hedef almıştır. Bu saldırılarda çok sayıda sivil yaralanmış ve katledilmiştir. 164’ü kadın, 125’i çocuk toplam 512 sivilin katledildiği belgelenmiştir.

İşgalci Türk devletinin Efrîn’in kadim halkına yönelik, başta demografi değişimi gibi işlediği suçlar kapsamında, vahşetin hala sona ermediği, hazırlanan raporlardan anlaşılmaktadır. İşgalin başından bu yana 350 bin sivil Efrîn’den göç etti ve kendileri için hazırlanan kamplara yerleşti. Birçoğu da Şehba, Til Rifet, Cizre ve Fırat bölgelerine göç etti. Bununla birlikte çok sayıda sivil de komşu ülkeler ve Avrupa ülkelerine gitti. Böylece Efrîn’in yerlisi olan halkın yüzde 80’i kentten çıkmış, yüzde 20’lik bir kısım Efrîn’de kalmıştır. Kalan bu sivillerin yaşadıkları durum ise cezaevinden farksızdır.

'YERLERİN ADI TÜRKÇELEŞTİRİLDİ'

Efrîn’deki birçok yerleşim yerinin ismi Türkçe isimlerle değiştirildi. Örneğin Cindirês ilçesine ‘Hatay’ yazan tabela yerleştirildi, Bilbilê ilçesinin Qestel Miqdad köyünün adı ise Selçuk Obası olarak değiştirildi. Bununla beraber Efrîn kent merkezinde bulunan ve egemenlerden kurtuluşun sembolü olan Demirci Kawa heykeli yıkıldı, aynı adı taşıyan meydanın ismi, Türk devletinin slogan olarak kullandığı ‘Zeytin Dalı’ olarak değiştirildi.

Bin 500’den fazla hırsızlık, talan, zorla göç ettirilme vakası ve evlerine el konulanların isimleri belgelendi.

Bununla birlikte Efrîn’de kaçırılan ve tutsak edilen 50’si kadın 13’ü çocuk 623 kişinin durumlarına ilişkin kaçırıldığı tarih ve yer bilgilerini de içeren bilgiler belgelendirilmiştir.

'TECAVÜZ VE KAÇIRMALAR YAŞANDI'

Ayrıca kadınlara yönelik suçlar da belgelenmiştir. 55 kadın tecavüze uğradı, 207 kadın katledildi, 128 kadın yaralandı, 50 kadın kaçırıldı.

Bununla birlikte 63 erkek katledildi, 160’ı yaralandı, 560’ı kaçırıldı. 54 çocuk katledildi, 71 çocuk yaralandı, 13 çocuk da kaçırıldı. Bu vakaların hepsi belgelenmiştir.

BM Birleşmiş Milletler (BM) İnsani Yardımlardan Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Ursula Mueller’in raporunda Mart ayında 71 binden fazla kişinin Şam kırsalından, Guta ve Doğu Kalamun’dan Efrîn’e götürüldüğü bilgisi mevcuttur.

Ayrıca sosyal medyada, yerel ve uluslararası basın kuruluşlarında, özellikle de Efrîn Aktivistleri ağlarında yer alan haberlerde, işgalci Türk devletinin ihlalleri belirtilmektedir. Yer alan bilgilerde işgalci Türk devletinin Efrîn’deki demografik değiştirmek için uyguladığı yöntemler görülmektedir.

Türk devleti Efrîn kent, ilçe, köy ve mezralarda Efrînlilerin mülklerini çetelerin adına kaydettirmektedir. Şam’ın güneyinden, Kalamun, Guta’dan getirilen Türk devletine bağlı grupların üyelerinin ailelerinden oluşan 41 bin 485 kişi Efrîn’e yerleştirilmiştir. Bu durum Efrîn’de demografik değişimin boyutlarını göstermektedir.

Efrîn’de işgalci Türk devleti tarafından gerçekleştirilen demografik değişim, uluslararası alanda insanlığa karşı suç ve savaş suçu olarak tanımlanmaktadır.

Efrîn’de Türk devleti tarafından gerçekleştirilen demografik değişim Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü’nün 7. Maddesi, Cenevre Sözleşmesinin 49. Maddesi, BM Anlaşması 1. Maddesi, Lahey, Montreal ve AİHS’ne göre insanlığa karşı suçtur. Artık tüm insan hakları kurumlarının ve uluslararası örgütlerin uykudan uyanması, tüm siyasi ve ekonomik çıkarlarını bir kenara bırakarak, hukuki ve insani sorumluluklarını yerine getirmeleri gerekmektedir.”

SOHR'UN RAPORU

Foruma katılamayan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) Müdürü Rami Abdulrahman tarafından Türk devletinin işlediği suçlara ilişkin bir rapor gönderildi.

Raporda, Türk devletinin çete grupları ve savaş uçaklarıyla 20 Ocak 2018’de Efrîn’e saldırılarının ardından Efrîn’de birçok katliamın gerçekleştirildiği ve evlerin yıkıldığı belirtildi. Raporda şöyle denildi: “Aralarında 55 çocuk ve 36 kadının bulunduğu 380’den fazla Kürt, Arap, Ermeni sivil öldürüldü. Onlarcası mayın patlamaları ve ‘Zeytin Dalı’ taburları eliyle gördükleri işkenceler nedeniyle yaşamını yitirdi. Çok sayıda sivil Türkiye’nin hava saldırılarında, top ve füze saldırılarında yaşamını yitirdi. Ayrıca 20 Ocak 2018’den beri çok sayıda Efrînli infaz edildi, işkencede yaşamını yitirdi. Bunların yanında yüzlerce sivil de yaralandı ve yüzbinlerce sivil de göç etmek zorunda kaldı. Efrîn’de kalan halka insanlık dışı saldırı ve uygulamalar yapıldı. Türkiye güçleri ve güdümündeki gruplar Efrîn’in her yerinde halkın mal ve mülkünü talan etti."

Uluslararası ve bölgesel güçlerin Efrîn’de yapılanlara sessiz kaldığına dikkat çekilen raporda, "SOHR, 2 bin 380 sivilin tutuklandığını belgelemiştir ve bunlardan 840’ı hala tutuklu bulunmakta olup, diğerleri de fidye karşılığı serbest bırakılmıştır. Fidye bedeli kimi zaman 10 milyon Suriye Lirası’nı aşmaktadır” ifadesi kullanıldı.

Zeytinliklerin de talan edildiğine vurgu yapılan raporda, çetelerin ise hırsızlık için birbiriyle çatıştığı kaydedildi.

SOHR, "Efrîn’in işgaliyle birlikte Kuzey Suriye’de büyük bir insanlık dramı yaşanmaktadır" diyerek, uluslararası toplumun ciddi bir çalışma yürütmesi ve Türkiye'ye baskı uygulaması gerektiğini belirtti.