Suriye devriminin başlamasıyla Bab bölgesinde Kürt köylerini savunmak için Özgür Ordu içinde kurulan Cebhet el Ekrad, 2013 yılında Cebhet el Ekrad Tugayı olarak örgütlendi. Özellikle DAİŞ'e karşı mücadelede birçok cephede bulunan Cebhet el Ekrad şimdi Reqa'yı Özgürleştirme Hamlesi'nde de yerini alıyor.

Cebhet el Ekrad Komutanı Ali Çiçek, Reqa hamlesine katılımlarını ve DAiŞ'e karşı mücadelelerini ANF'ye anlattı.

Kuruluş amacınızdan kısaca söz eder misiniz?

Suriye'deki olayların başlamasıyla, bizler Bab bölgesindeki Kürt köylerini kurumak için Özgür Suriye içinde örgütlendik. Daha sonra zaten Kürtler dışında Arap ve Türkmenlerden de güçlerimize katılan çok oldu. Kısa sürede güçlendik ve sayı olarak da büyüdük. 2013 yılında da kendimizi Cebhet el Ekrad Tugayı olarak örgütledik.

Şimdiye kadar hangi cephelerde yer aldınız?

Şimdiye kadar birçok cephede yer aldık. Meryemin, Eqyemin, Şêxmeqsud ve Kobanê cephelerinde yer aldık. Şimdi de Reqa hamlesinde yer alıyoruz. Bizim esas alanımız Efrîn'dir. Reqa hamlesine de Efrîn'den geldik.

Reqa'nın sizin için önemini açabilir misiniz?

Reqa bizim için çok önemli. Çünkü, Reqa DAİŞ'in kalbi ve bizim onu Reqa'dan bir bütünen temizlenmemiz, diğer bir anlamda onun tümden iradesini ve gücünü kırmaktır. Ayrıca, beş yıldır DAİŞ kendisini Reqa'da bir bütünen konumlandırmıştı ve Reqa halkı DAİŞ'ten dolayı çok acı çekti. Artık halkın bu acılarına da son vermek, onları özgür bir yaşama kavuşturmak bizim için her şeyden daha önemli.

Ne kadar güç ile katıldınız?

Reqa hamlesine ilk başta bir tabur olarak katıldık. Daha sonra ikinci bir taburumuz daha katıldı. Şimdi iki taburumuz hamlede aktif olarak yerini alıyor. Altı noktada cephe tutuyoruz. İlk başta Cezra'dan başladık. Daha sonra Reqa şehir hamlesine geçtik. İki aydır Reqa hamlesinde yer alıyoruz. Melebi ve Vatan Hastanesi'nde noktalarımız var. Diğer noktalarımız da Reqa'nın çeşitli alanlarında konumlandırılmıştır.

Siz daha önce de birçok cephede yer aldınız ve tecrübe edindiniz. Bu tecrübeniz Reqa hamlesine nasıl yansıdı?

DAİŞ ile mücadelede Cebhet el Ekrad rolünü çok iyi oynadı. Ancak, en başarılı ve aktif bir şekilde Reqa savaşında rolünü oynadı. Evet, Cezra'da başladık ama Reqa hamlesinde en uzun şekilde kaldık. Şehir savaşı olarak biz Reqa'da oldukça tecrübe kazandık. Elbette önceden de DAİŞ'e karşı çok cephede yer almıştık ve oldukça tecrübe edinmiştik. Ancak, daha önce köylerde, çölde ve kırsalda DAİŞ ile savaşmıştık. Reqa sık evlerden, dar sokak ve caddelerden oluşuyor. Böyle bir yerde savaşmak güçlü bir tecrübe gerektiriyor. Reqa şehir savaşı bizim için büyük bir tecrübe alanı oldu.

Bu hamlede yaşadığınız zorluklar nelerdi?

Reqa hamlesini DAİŞ'e karşı mücadelede son aşama olarak değerlendirebiliriz. Çünkü Reqa'dan sonra DAİŞ'in pek gücü kalmayacak. Bu nedenle DAİŞ sonuna kadar Reqa'yı kaybetmemek için savaştı. Reqa şehir olarak da onların kendilerini iyi konumlamaları için elverişliydi. Bu anlamda elbette zorlukları da vardı. Ancak, sürekli bir yoğunluk ve ilerleme olduğu için, bizim açımızdan olumluydu. Bazen arkadaşlarımız yedi saat çemberde kalıyorlardı. Bazen saatlerce çatışmalar oluyordu. Bazen arkadaşlarımızın suyu ve erzağı tükeniyordu. Ama ona rağmen tereddütsüz, DAİŞ kırılana kadar savaşmaya devam ediyorlardı. Her zaman olduğu gibi güçlerimiz hep başarıyı esas almışlardır. Yaşadığımız sıkıntı ve zorluklar bizim için daha fazla mücadeleyi yükseltmek ve daha güçlü savaşmaya vesile oluyordu.

Reqa hamlesinden sonra güçleriniz Efrîn'e geri mi dönecek?

Reqa hamlesinden sonra biz Efrîn'e geri gitmeyi düşünmüyoruz. Dera Zor var. Sadece Reqa ve Dera Zor da değil. DAİŞ'in bulunduğu her yer bizim için mücadele sahasıdır. Çünkü, DAİŞ bizim birinci dereceden düşmanımızdır. Rojava ve Suriye'nin neresinde olursa olsun DAİŞ varsa biz oraya gideceğiz. DAİŞ sadece bizim değil, tüm insanlığın ortak düşmanı. Bu yüzden herkesin DAİŞ ile mücadelede yer alması gerekiyor. Ta ki DAİŞ yeryüzünden silinene kadar.