Zagroslarda neler oluyor?

Türk ordusunun korucuların öncülüğündeki Barzan dağlarındaki başlattığı operasyonunda ağır kayıplar veriyor. Türk devleti gerillayı bitirme sözleri söylese de sahadaki durum askerin kendini bile koruyamadığı gerçeğidir.

Aylardır Medya Savunma Alanlarında Kürdistan’da yaşanılan savaşı takip ediyoruz. Hem yerel kaynaklarda hem de gerillalardan edindiğimiz bilgilerin yanı sıra bir bir şahit olduklarımız bize savaşın gerçek yüzünü daha iyi gösteriyor. Türk devletinin kara propagandalarına rağmen Kürdistan dağlarındaki savaş gerillanın inisiyatifinde yürüyor. Türk ordusu bazı tepelere konumlanıp bunun propagandasını yapsa da bu durum gerillalar için bir şey değiştirmiyor. Gerillanın savaş kabiliyeti ve hareket tarzı sabit değil, sürekli yer değiştiren, aralıksız eylem yapan bir savaş gücü. Barzan mıntıkasındaki operasyon ve daha sonrasında Zap alanını hedef alan Xeregol çatışmaları bize bunu daha net gösteriyor.

OPERASYONUN AMACI NEDİR?

Bilindiği gibi Zagroslar Kürdistan gerillası için vazgeçilmez dağlardır. Kürdistan gerillası özgürlük mücadelesine başladığı günden itibaren Zagros dağlarını kendine mesken eyledi. Arazi çok sert, derin vadiler ve yüksek uçurumlarla dolu. Bu zor coğrafyaya rağmen gerilla bugüne kadar savaşını devam ettirdi.

Gerilla bu zorlu arazide her fırsatta Türk ordusunun geliştirdiği operasyonlara ve Türk karakollarına çok etkili eylemler gerçekleştirdi. Gerçekleşen her eylem ve çatışmada Türk ordusu büyük kayıplar verdi. Günlerce propagandası yapılan işgal operasyonlarının hepsi de geri çekilmek zorunda kaldı. Şu an Türk ordusu Zagros dağlarında sadece kendisini korumak için Kalekollar yapmış durumdadır. Ama bu Kalekollar da gerillanın eylemlerini durduramıyor.

27 Eylül’de Barzan mıntıkasına yönelik başlayan operasyonun amacı gerillanın buradaki hareket tarzını etkileyip eylemlerin önünü almak istiyor. Aslında yapılan operasyon esasen kendini savunma operasyonudur. Hani o ‘gerillayı bitireceğiz, bir daha kimse PKK’nin adını ağzına almayacak,’ sözlerinin hepsi de bayat bir propagandadan ileri bir şey değil. Dışarıdakiler nasıl görüyor ama Kürdistan dağlarında görünen tam da budur. Deyim yerindeyse bütün devlet kurumları seferber olmuş, devletin namusunu kurtarmaya çalışıyorlar. Bir kere namus sözü verilmiş ve bu sözü veren de devletin içişleri bakanı. Fakat sahada işler o kadar da kolay değil, gelişen gerilla eylemleri ve boşa çıkan operasyonlar Türk devletini daha çok öfkelendiriyor. Öyle ki artık sivil-gerilla ayırmaksızın her bir Kürt insanı Türk devleti için hedeftir.

BİLANÇO AĞIR, ASKERİN PSİKOLOJİSİ BOZUK...

Türk ordusunun yüksek teknolojiye sahip obüs, havan ve tank gibi ağır silahların yanı sıra havadan SİHA (Silahlı İnsansız Hava Aracı) keşif ve savaş uçaklarıyla bölgeyi her dakika bombalıyor. Tüm bombardıman ve teknolojik silahlara karşı HPG ve YJA-Star gerillaları dur durak demeden sürekli eylemler gerçekleştirerek TC ordusuna ağır kayıplar verdiriyor. Barzan’ı işgale dönük gelişen operasyonların ilk bir haftaki bilançosu toplam 35 askeri ölüsü oldu. Tabii gün geçtikçe asker kayıpları daha da arttı. Yerel de gelen bilgilere göre de asker kayıplarının çok fazla olduğu yönündedir.

Halen devam eden operasyona öncülük edenler Gerdiya korucularıdır. Zaten korucular olmazsa asker arazide kayboluyor. Korucuların yanı sıra yoğun bir askeri sevkiyatta var. Asker sevkiyatlarındaki temel amaçlarından birisi darbe yiyen her askeri birlik geri çekiliyor ve onun yerine başka bir birlik getiriliyor. Bir birliğe karşı gelişen her eylem sonrası askerin psikolojisi bozuluyor ve savaşamıyor. Asker mevzide kalamadığı için yaşananlardan habersiz olan askerler getiriliyor.