Zinar, yurtsever bir ailede büyür. Kürt Özgürlük Mücadelesi ile tanışır tanışmaz gençlik faaliyetlerinde yerini alır ve halkının çektiği acıları ve haksızlıkları açıkça görür. Bu durum, kendisinin çelişki ve arayış dolu süreçleri yaşamasını beraberinde getirir. Amed halkının yiğit, onurlu duruş ve yaşamından doğal olarak etkilenen Zinar, bir Kürt genci olarak mazlum halkına ve onun öncülerine bağlılığın gereği olarak gerilla saflarına katılmaya karar verir. 2003 yılının Ekim ayında profesyonel devrimciliğe ilk adımını atar.

Zinar’ı mücadele arkadaşı şu şekilde anlatır: Her gördüğümüz, tanıdığımız bizde bir iz bırakır, bir parçası, yüreğimizde kalır. Attığımız adımda, baktığımız yönde, duyduğumuz seste onu anarız. Her yoldaşımızın yeri yüreğimizin derinliklerinde vardır. Halkımızın bağrından kopup gelmiş, büyük amaçlar uğruna mücadele eden o yüce gençler.

İşte bu gençlerden biri de Çiçekçi Hacı'ydı. Hacı Meşe içimizdeki adıyla Zinar Çermik, Çermik’te doğduktan sonra kısa bir süre sonra Adana’ya göç ediyorlar. Gençlik yılları Adana’da geçiyor. Bazen anlatırdı o zorlu, acımasız geçen günleri, çektiği zorlukların izleri halen yansırdı. O acımasızlık, zorluk İzmir’de de takip ediyor. Zinar arkadaş, cesur, fedakar ve çalışkandı. Arkadaşlarını tamamlayan ve onlara destek veren bir tarzı vardı."

ONURLU BİR YAŞAMIN SAHİBİ

Silah arkadaşı ise gerilla Zinar'ı şu şekilde anlattı: 2009 yılında Şehit Brusk bölgesine geldi. Ali Beritan, Sema ve Rizgar arkadaşların o süreçlerdeki şahadeti Zinar arkadaşı çok etkilemişti ve her geçen gün düşmana olan öfkesi daha da arttı ve intikam alacağı günü iple çekti. Her gün beyninde, yüreğinde düşmana kan kustu. Bu şekilde bir duruşla her gün kendini geliştirdi ve hep düşmana vuracağı darbeyle yatıp kalktı. Gözleri dört bir tarafta düşmanı arıyordu.

Düşmanın sayısı, hedefin büyüklüğü ve zorluğu hiç önemli değildi. Yeter ki, düşmana darbe vurması için fırsatı olsun. Başka bir şey istemiyordu. Tabi bu gözü karalığı, tedbirsiz olduğu, rastgele olduğu anlamına gelmiyordu. Çünkü dediğim gibi o düşmana hep en büyük darbeyi vurmayı düşünüyordu. En büyük darbe bir eylemden sağ çekilmek değildir. O düşmanın gözünün içine baka baka ona silahını doğrultup yok etmek, mevziinin üstüne gidip o düşmandan bir parça koparmak varsa şahadet orada yaşamak bu şahadeti. Düşman mevzisin de yaşanan şahadetler düşmana vurulan darbenin büyüklüğü anlamına gelir. PKK militanının yaşadığı cesareti ve intikam ruhunu gösterir."

ÖZVERİLİ VE İNANÇ YÜKLÜ BİR YOLDAŞTI

Halk Savunma Merkezi ise gerilla Zinar'a ilişkin açıklamasında şunları belirtmişti: Bir süre eğitim ve pratik çalışmalara katıldıktan sonra 2006 yılında Amed eyaletine geçmek için öneri yapar ve gruplarda yerini alır. Dürüst, çalışkan ve saygın kişiliğiyle ortama katılan Zinar, kuzey sahalarında yürüttüğü 4 yıllık faaliyette de yoldaşları tarafından aranan, özverili ve inanç yüklü bir yoldaş olur.

Halkını ve onun tarihsel haklarını görmezden gelen ve varlığına kasteden düşmana karşı yürütülen eylemsel faaliyetler içinde üzerine düşen göreve sadık kalıp, kanının son damlasına kadar mücadele edeceğine söz verdi. Beyni ve yüreğini, idealleri ve amaçlarını, şahadet mertebesine ulaşarak tarihe yazan Zinar yoldaşın bizlere bıraktığı yüce miras ve görevlere layık olmak, mücadelenin yarattığı binlerce Zinar gibi O'nu da yaşatmak ve ardılı olmak, HPG militanları olarak bizlerin görevi olacaktır."

Şehit Zinar'ın kaleminden...

Yüreğimi rüzgârlara salıp

Aydınlanmış fikirlerle,

Özgürleşmiş beynimle,

Size geliyorum.

Karanlıkları yarıp

Güneşi sunmaya size

Karartılmış beyinleri

Körleştirilmiş gözleri

Ölmüş bedenleri, canlanırcasına

Yok, edeceğim bütün gericiliği

Kulak zarlarını patlatırcasına

Haykırmak istiyorum suratlarına

Kusmak istiyorum bütün kinimi

Egemenin sömürenin, yok edenin

Yüzüne haykırırcasına

Kusmak istiyorum…