Yezid soyunun devamı olan DAİŞ 74. Fermanı gerçekleştirmek istedi

Êzidîleri katletme biçimi hızından bir şey kaybetmeden günümüze kadar devam etmiştir...

3 Ağustos 2014 yılında Yezid soyluların bir devamı olarak gelişen DAİŞ çetesi Şengale saldırarak 74’üncü Fermanı gerçekleştirmek istemiştir. BM tarafından soykırım olarak da tanımlanan bu saldırılar esasta Êzidîliği bir din olarak kabul etmeyen sapkın iktidar güçlerince, din dışı görerek hedeflemişlerdir.

Acı da olsa Êzidîlere karşı gerçekleştirilen birçok Ferman’da Sünni Kürt egemen güçlerini görmek mümkündür. Yine belirtelim ki Êzidî fermanları olarak tarihe geçen sistematik ve kapsamlıca saldırıların birçoğu Osmanlılar tarafından gerçekleştirilmiştir. Varolmanın soylu tarihsel bir direnişi olarak insanlık ailesine mal edeceğimiz Ezidî tarihi aynı zaman da bir fermanlar tarihi olarak insanlığın kanayan yarası olarak durduğunu belirtmek gerekiyor. Êzidîlere karşı geliştirilen tüm fermanlar bir yönüyle yok etme, yani soykırım, diğer yönüyle teslim alarak varlığına ihanet ettirerek işkenceli öldürme biçimi seçilmiştir.

ÊZİDÎLERE KARŞI GERÇEKLEŞTİRİLEN FERMANLAR

Êzidîlere karşı gerçekleştirilen soykırım olarak tanımlanan Fermanları tek tek sıralayarak ele almak, tarihsel hakikat açısından yaşanmışlıkları daha iyi gözler önüne serebileceği gibi, yaşanan acıları bir nebze de olsa bugüne taşıyarak, empati sağlayabilir.

906: Musul valisi Hamadani’nin İslamiyeti kabul etmeyen bin Êzidî ailesini katletmesi.

980: Hakkarili Müslüman olmayan Kürtlere Musul’daki iktidar güçleri saldırmıştır. Müslüman olmayan Kürtler ağaçlara asılmış, ya da kafaları kesilerek kazıklara geçirilmiştir.

1107: Yaklaşık 500 bin kişi İslam orduları tarafından katledilmiştir.

1245: Moğollar Şehrizor’a girerek burayı yakıp yıkmış ve binlercesini katletmişlerdir.

1254: Musul Beyi Bedreddin Lulu, Şexan bölgesine saldırmış ve binlerce Êzidî katledilmiştir.

1221; Yılında Şêx Hesen kaçırılıp idam edilmiş, Êzidîler dağlık bölgelere çekilince kutsal yerleri yakılıp yağmalanmıştır.

1415: Êzidîlerle birlikte yaşayan çevre Müslümanlarınca katledilmişlerdir.

1640-1641: Osmanlı Devletinin Diyarbakır valisi Melik Paşa komutasındaki 70 bin kişilik bir ordu Şengal’e saldırarak Êzidîleri katliama uğrattı.

1647-1648: Osmanlıların Van valisi Şemsi Paşa emrindeki ordu Şexan’a saldırarak Êzidîleri katliamdan geçirdi. Şex Mirza esir alınarak idam edildi.

1715: Osmanlı devletinin Bağdat valisi Hasan Paşa Sincar’a saldırdı, Êzidîleri katletti ve bölgenin yönetimini Bedevi Araplara verdi.

1733-34: Osmanlı paşası Ahmet Paşa Sincar bölgesinde Êzidî katliamı yaptı.

1752-1753: Osmanlı paşası Süleyman Paşa komutasındaki güçler Şengal’e saldırarak birçok Êzidiyi katletti. Êzidî köylerini ve kutsal yerlerini tahrip eden Osmanlı güçleri yaklaşık iki yıl Şengal’de kaldı.

1767-68: Osmanlıların Musul valisi Emin Paşa oğlunun emrine bir ordu vererek Sincar’da katliam yaptırdı.

1770-71: Şexan Emiri Bedağ Osmanlı yönetimine direnince Şexan’da katliam yapıldı.

1773-74: Musul valisi Emin Paşa, Sincar bölgesini yakıp yıktırarak talan ve katliam gerçekleştirdi.

1779: Bu kez aynı valinin kardeşi Şengal üzerine saldırmış ve birçok Êzidiyi katletmiştir.

1785: Osmanlının Musul valisi Abd El Baqi Dicle nehrinin doğusundaki Dennendi Êzidîlerine saldırdı.

1786-87: Şexan Emiri Çolo Amadiye Valisine karşı direndi, direnişte Çolo yenilince Êzidîler katliama uğratıldı.

1789-90: Bedevi Arap Tayy aşireti Şexan’a saldırarak katliamlarda bulundu.

1790-92: Tayy aşireti Sincar bölgesine saldırdı.

1792-93: Musul valisi Muhammed, Sincar bölgesinde 8 Êzidî köyünü yakıp yıktırdı.

1793-94: Musul valisi Muhammed yeniden Sincar’a ve Mihirikan’a saldırdı.

1794-95: Bağdat’tan gönderilen Süleyman Paşa emrindeki kuvvetler Sincar bölgesini yakıp yıkarak yağmaladı.

1799-1800: Bağdat’tan gönderilen Abd el Aziz Bey Tayy Bedevilerinin yanısıra Obeyd ve Hamdan Arap aşiretlerinin yardımıyla Şexan’da 25 Êzidî köyünü yakıp yıktı.

1802-1803: Musul valisi Ali Paşa Sincar’a saldırdı. Aylarca süren bu kuşatma ve saldırıda onlarca Êzidî katledildi, ekili araziler tahrip edildi, ağaçlar kesildi veya yakıldı.

1809-1810: Bağdat valisi Süleyman Qatil, subay Hiseyin Dublayin emrindeki bir güçle Sincar’a saldırarak Balad, Sincar, Mihirkan ve birçok kuzey köyünü talan edip büyük bir Êzidî katliamı gerçekleştirdi.

1832: Botan emiri Bedirxan Bey Şexan bölgesine saldırdı. Ali Bey esir alındı, işkenceyle öldürüldü. Birçok Êzidî katledildi. Şexan’dan Şengal dağına kaçmaya çalışan Êzidîlerin önü Dicle suyu yakınlarında kesilerek katledildi, birçok Êzidî de Dicle’nin azgın sularına atlayarak karşıya geçmeye çalışırken boğuldu. Aynı Bedirxan 12 yıl sonra bu sefer Turabdin yani Midyat Êzidîlerine saldırarak Müslüman olmayı dayattı.

1832-33: Mir Muhammed Rewanduzi Akra bölgesindeki Êzidîlere saldırdı. Ayrıca yukarı Zap bölgesindeki Êzidîleri katletti. Daha sonra 1834’te Sincar bölgesine saldırarak katliam yaptı ve Mir Eli Bey Müslümanlığı kabul etmediği için işkenceyle öldürttü.

1836: Diyarbakır valisi Reşid Paşa işbirlikçi Müslüman Kürtlerin de içinde yer aldığı 40.000 kişilik bir ordu ile Diyarbakır’ın doğusundaki ve Garzan’daki Êzidîlere yönelik bir saldırının ardından Cizre, Telafer ve Şengal’e saldırı düzenledi. Bu saldırıda binlerce Êzidî öldürüldü ve yüzlercesi esir alınarak köle gibi çalıştırıldı.

1838: Bu kez Reşit paşanın yerine geçen Hafız paşa Sincar’ı ele geçirmek amacıyla saldırdı. Êzidî erkekleri katliamdan geçirildi, kadınlar ve çocuklar esir alınarak Diyarbakır’a götürüldü.

1846: Musul valisi Tayyar Paşa Ekim ayında Şengal’e bir saldırı düzenleyerek birçok köyü yakıp yıktı.

1853-1856: Osmanlı-Kırım savaşı sırasında isyan başlatan Bedirxan Beyin yeğeni Yezdan Şer’e destek veren Siirt ve Serhat Êzidîlerinden yüzlercesi katledilmiş, büyük bir çoğunluğu Müslümanlığı kabul ederek canlarını kurtarmış, bir kısmı ise İran’ın kuzeyinden kaçarak Ermenistan’a sığınmışlardır.

1856: Dersim Dağı yöresindeki bazı aşiretlerle birlikte Osmanlı egemenliğine başkaldıran Êzidîler, isyanın başarısızlığa uğramasından sonra Dersim Kürtleriyle birlikte katliama uğratıldılar.

1872: Bağdat valisi Mithat Paşa Şexan Êzidîlerinin Osmanlı devletine askerlik yapması yönünde bir karar çıkardı. Güney Kürdistan’da yaşayan Êzidîler bu kararı kabul etmeyeceklerini bildirerek karşı çıkmışlardır. Bunu bir isyan gerekçesi olarak gören Osmanlı yönetimi Şexan üzerine saldırarak Êzidî köylerini yakıp yıkmıştır.

1877: Amed ve Garzan bölgesinde yaşayan Êzidîlere yönelik yeni bir saldırı gerçekleşince Anqosi Aşiretinin öldürülen liderinin yeğeni Mirza Bey’in yeğeni Eli Bey sorumluluğunda bulunan yaklaşık 3 bin Êzidî göç ederek Alexsandropol’e yerleşti.

1879: Ömer ağanın sorumluluğunda bulunan Sipka aşireti Kars’a sürgün edildi. 1897 yılına kadar 15 binin üzerinde Êzidî Kafkasya’ya ya göç ettirilmiş ya da sürgün ettirilmişti. Bu sayı 1. Dünya savaşının ortalarında 1916’da artarak 40 bini bulmuştur.

1890: Osmanlı baskı ve zulüm politikası karşı duran Güney Kürdistan Êzidîlerine yönelik bir imha hareketi düzenlenerek yüzlerce Êzidî katledilmiş, yüzlerce aile göç etmek zorunda kalmıştır.

1892: General Ömer Vehbi Paşa, Ezidîlerin ya tamamının Müslüman olması gerektiği ya da Kuran’da hak din olarak görülen bir dini seçmeleri yönünde karar çıkararak Êzidîlere yönelik yeni bir katliamın zeminini hazırladı. Müslümanlığı kabul etmeyen Êzidîler katliamdan geçirilince bazı Êzidîler Müslümanlığı zorla da olsa kabul etmek zorunda kaldılar. Şexan’a ve Sincar’a saldırılar yapıldı.

Bu katliamlar sonrasında 14 bin Êzidî Müslümanlığı kabul etmek zorunda kaldı. Kutsal eşyaları Musul’a götürüldü. Ömer Vehbi Paşaya bağlı birlikler Şexan’da bulunan Laleş’e saldırarak buradaki kutsal yerleri ve mezarları tahrip ettiler. Laleş’te bulunan Êzidî sancağının yanı sıra tarihi ve dini değeri olan birçok kutsal eşyaya el konularak Musul’a götürüldü. Diğer yandan Êzidîlerin kutsal mekanı olan Laleş’te İslam medreseleri açıldı, Êzidî ibadetleri ve Êzidî kelimesi yasaklandı.

Musul’a götürülen Sancak, daha sonraları General Ömer Vehbi Paşa tarafından İstanbul’a götürüldü. Bu sancak (Tawisi Melek ikonu) General Ömer Vehbi Paşa’nın torunlarından Tahir Özçelik tarafından 18. 10. 1967 yılında müzayedede satışa çıkarıldığı zaman Irak devleti, “Bu tarihi eser bize aittir” diyerek protesto etti.

MUSUL'A GÖTÜRÜLEN SANCAK (TAVUS)

1911: Osmanlılar, General Faruk Paşa eliyle Êzidîlerin yanı sıra Ermeni, Nasturi ve Kızılbaş katliamı da gerçekleştirmiştir.

1914-1918: Birinci Dünya Savaşı sırasında başlayan Ermeni katliamı sırasında kaçarak Şengal Êzidîlerine sığınan 20 bin Ermeni’nin Osmanlı askerlerine teslim edilmesine karşı koyan Ezidîlere 1918 Şubat'ında Osmanlı ordusu, Arap Bedevi aşiretleri ve Müslüman Kürt aşiretleri birlikte Sincar’a saldırdı ve yeni bir Êzidî katliamı daha yaptılar.

Burada şunu belirtmekte yarar vardır; Eli Bey öldükten sonra mirlik görevini yaklaşık 40 yıl zorlu bir biçimde yürüten Meyan Hatun 1914 yılında Musul’da yaptığı bir dizi zorlu görüşmeler sonucunda Êzidîliğin de bir din olduğunu resmen kabul ettirmeyi başarmıştır.

1918: Osmanlı Devletinin katliamlarından kaçarak Ermenistan’a sığınan Êzidî Kürtlere orada da saldırmıştır.

1940: Mardin’in Hezel ilçesine bağlı bulunan Kiwexe köyüne baskın yapan askerler 29 Êzidiyi bir mağaraya kapatıp diri diri yakmışlardır. Bu köy daha sonraları yine 3 kez askerlerin baskınına uğramış, her baskında birçok Êzidî öldürülmüştür.

2007: Ağustos ayında Şengal’de bulunan Siba Şex Xıdır ile Tilezer katliamında resmi rakamlara göre 500’e yakın Êzidî katledildi.

2014: 3 Ağustos günü DAİŞ’in saldırısı sonucu Şengal’de Êzidîleri savunmadan sorumlu olan KDP güçlerinin Şengal’i terk etmesiyle Êzidîler, DAİŞ çeteleri tarafından Şengal’de katliama uğratıldı. Binlercesi katledildi, binlerce kadına el konuldu, pazarlarda köle olarak satıldılar. Yüz binlerce Êzidî Şengal’i terk etme zorunda bırakılarak, Şengal boşaltıldı. 74. Ferman olarak tanımlanan bu soykırım Êzidîlerin yaşadığı en büyük Ferman niteliğindedir. (Güneşin Çocukları Ezidiler, Mehmet Özcan)

Mehrdad İzady, Kürtlerin daha 150-200 yıl önce ağırlıklı olarak Êzidî dinine mensup olduklarını ancak son iki yüz yılda gerçekleştirilen katliamlar, soykırımlar, zoraki Müslümanlaştırma ve sürgünlerle büyük oranda tasfiye edildiklerini iddia etmektedir. Yukarıda Êzidîlere karşı geliştirilmiş olan sınırlı sayıda bazı Fermanlar verilmiştir. Kısmen verilmeye çalışılan bu Fermanlarla bile Mehrdad İzady’nin öne sürdüğü iddia doğruya yakın durmaktadır.