Xakûrkê’nin şahin bakışlı tepecileri

Havadan gelebilecek her türlü saldırıya karşı 24 saat nöbette olan gerillalar, Kürdistan coğrafyasının en yüksek arazilerinde kendine has bir yaşam oluşturmuş durumda.

Gerillanın en yüksek mevzileri olarak da bilinen doçka mevzilerini gidip görmek pek kolay bir iş değil. Bir doçkacı grubunun yanına gitmek için bir hayli yürümek ve ter dökmek gerekiyor. Güçlü bir fizik, iyi bir kondisyon ve arazi hakimiyeti istiyor. Sömürgeci Türk devletinin 14 Aralık 2017’de başlattığı işgal saldırıları ardından Xakûrkê’ye gelerek uzunca bir süre bu alanda çalışma yürütmüştüm. Kış aylarında zorlu arazi koşullarının yanı sıra güvenlik zaafiyeti yaratmamak adına çıkmadığım her tepeye şimdi çıkıyorum.

7 SAAT YÜRÜYEREK TEPEYE ÇIKIYORUM

Her ne kadar yorucu da olsa Xakûrkê’de düşmana inat semalarda özgürce uçuşan şahinleri daha yakından izlemek ve sınırsız bir Kürdistan hayaliyle savaşan gerillaları ziyaret etmek istiyorum. Bahar aylarının bunaltıcı sıcağı altında 7 saatlik bir yürüyüş ardından hedeflediğim tepeye ulaşıyorum. Serin rüzgarların estiği tepeye ulaşınca, gerillanın sıcak selamı ile üzerimdeki yorgunluk bir anda akıp gidiyor.

Bu tepelerden baktığınızda Medya Savunma Alanları'nın engin ve uçsuz bucaksız arazisinin bir bölümü görülebiliyor. Dağ silsilelerinin birbirini takip ettiği, sınırsız bir görüntünün ortaya çıktığı manzara gerçekten de görülmeye değer.

DAĞIN ZİRVESİNDEKİ KAMERİYE

Yanımdaki tepeci gerillalar ile karşımdaki heybetli manzaraya şaşkın halde bakarken boynundaki yeşil kefiyesi ile genç ve kendinden emin görünüşe sahip olan gerilla Koçerîn yanımıza geliyor. Dinleneceğimiz noktaya götürüyor. Dinlenmek için geçiş yaptığımız nokta, dağların zirvesinde yapılmış olan üzeri yeşil ağaç dallarıyla kapatılmış kameriye olarak adlandırılan küçük bir yer. Kameriyede, ölümsüzleşen birçok devrimcinin resmi asılı; taş ve çamurdan yapılan masanın yanı sıra kütüphane olarak kullanılan ağaç kavukları dikkatimi çekiyor.

ÖZGÜRLÜĞE KANAT ÇIRPAN ŞAHİNLER

Bir an için gözüm kameriyeden dışarıya kaydığında bulunduğumuz zirvede keskince uçuşan üç şahine takılıverdi. Şahinler yaşam eylemlerini gerçekleştiriyordu. Özgürlüğe kanat çırpan şahinler, derin vadilere doğru süzülürken muhteşem bir görsel şov sergiliyordu. Şahinlerin görkemli uçuşuna dalmışken Arjîn adlı gerillanın "yemek hazır" sesiyle irkildim. Yemekte mantar, tuzik, sirik, kurat ve başka birkaç çeşit yeşillik vardı.

GERİLLA HEP NÖBETTE

Yemek sonrası esen rüzgar bizi üşütmeye başladığı anda Fedakar adlı gerillanın çay servisiyle ısınmaya başladık. Çay tam zamanında gelmişti ve çaylarımızı içince biraz daha kendimize geldik. Yaz aylarına doğru ilerlediğimiz bugünlerde bu kadar serin hatta soğuk olan yüksek bir tepede gerillalar kışın da burada kaldıklarını söylediklerinde oldukça şaşırdım. Şu an bile kar bulunan, kış aylarında metrelerce karın yağdığı ve sürekli olarak fırtınaların olduğu bu tepelerde Kürdistan gerillası gelişebilecek saldırılara karşı her daim nöbet halindeymiş.

DOÇKACI İKİ KADIN GERİLLA

Zirvelerin sahibi doçkacılar olunca sohbet konumuz da işgalci Türk ordusunun yoğun teknik kullanarak gerçekleştirdiği saldırılar ve bu saldırılar karşısında doçkaların rolü oluyor. Doçka uzun namlusu ve kendi şeridine takılmış olan kocaman mermileri ile silahlara yabancı olanlar için ürkütücü bir görüntüye sahip.

Tepenin doçkacılarının YJA Star gerillaları Arjîn ve Koçerîn olduğunu öğreniyorum. İkisi de ağır silah eğitimi almış. Doçkanın özelliklerini soruyorum. Baktığımız doçka 14,5'luk. Ağırlığı en az 200 - 250 kg olan doçkaları bu tepelere insan gücüyle çıkardıklarını söylüyorlar. Etkili menzili, en uzun menzili, üzerindeki dürbünün özelliği ve koltuğunu anlatıyorlar.

Bir doçkaya tam hakimiyeti sağlamak için aylarca eğitim ve pratik yürütmek gerekiyormuş. Saldırı esnasında soğukkanlı ve sakin olmak bir doçkacıda aranan temel özellikmiş.

AĞIR SİLAH MEVZİSİNİN ÖNEMİ

Arjîn ve Koçerîn'in aktarımına göre; birçok hava saldırısı ile karşılaşan gerilla için bir çatışma veya bir saldırı esnasında kullandığın silah eğer ağır silahlar klasmanına giriyorsa çatışmanın kaderini belirleyen silahlardan biri demektir. Bu yüzden çok çabuk yerin deşifre oluyor. Deşifre olunca artık düşmanın ilk hedefi, ağır silah mevzisi oluyor. Çatışma esnasında öyle oluyor ki; gördüğün görmediğin bütün silahlar senin olduğun mevziye doğru çalışabiliyor. Çoğu zaman üzerine yağmur gibi obüs ve havan topları yağıyor. Böyle bir durumda da hem kendini korumalısın hem de daha etkili çatışmalısın. Yapacağın bir yanlış, o anki çatışmayı kaybetmene neden olacağı gibi mevzinin de düşmesine neden olabilirsin.

HEPSİ TEREDDÜTSÜZ FEDAKARLAR

Artık ayrılık vakti geldiğinde, özgür yarınları yaratmak için kendileri hiçbir tereddüt ve kaygı gütmeden feda eden gerillalardan ayrılmak kolay olmadı. Her birinin ayrı bir hikayesi olan ve her türlü zorluğa rağmen işgalci, sömürgeci Türk devletinin saldırıları karşısında Xakûrkê’de kahramanlık destanı yazan bu insanları geride bıraktıkça kendimden de bir parça bırakıyordum.