Van’da Kutlu Doğum Buluşması düzenlendi

DİK tarafından Van’da düzenlenen Kutlu Doğum Buluşması'nda yapılan konuşmalarda, İslam’ın sadece bir ibadet dini olmadığın adalet ve barış gibi sorumluluğu olduğu da vurgulandı.

Demokratik İslam Konferansı (DİK) Van Girişimi tarafından düzenlenen Kutlu Doğum Buluşmasına HDP Siirt Milletvekili Kadri Yıldırım, İlahiyatçı Yazar Prof. Dr Nurettin Turgay, Araştırmacı Yazar Muhammed Salar konuşmacı olarak katıldı.

Konferansa ayrıca, DBP Van İl Eş Başkanı Ahmet Aygün, HDP Van Milletvekili Lezgin Botan, Adem Geveri, Barış Anneleri, STÖ temsilcileri, kayyum atanan DBP’li Edremit Belediyesi'nin Eş Başkanı Nurhayat Çelik ile halk katıldı. Kutlu Doğum Buluşmasının düzenlendiği salona ‘Mekke’de direniş, Medine’de yükseliş Hudeybiye’de Barış’ yazılı pankart asıldı.

Konferans dualarla başladı.

YILDIRIM: TÜM SAVAŞLARIN KAYNAĞI EŞİTSİZLİK

Ardından söz alan HDP Siirt Milletvekili Prof. Dr. Kadri Yıldırım, eşitliğin olmadığı yerde adaletin de olamayacağını söyledi. Tüm savaşların eşitsizlikten kaynaklandığını kaydeden Yıldırım, “Eşitlik yoksa adalet yoktur. Şimdiye kadarki tüm savaşlar eşitsizlikten kaynaklı. Renk, dil, kimlikler birbirinden farlı ve eşitsizlik olarak görülüyor. Dinimiz 'tüm insanlar onurlu bir şekilde yaratıldı' diyor. Bir cenazeye bile saygısızlık yapamazsanız. Kafirler Müslümanların cenazelerine saygısızlık yapıyordu. Hz. Muhammed 'bunlar bunu yapsalar da biz iyilik yapacağız' diyordu. Hz. Muhammed Yahudi bir cenaze geçtiğinde ayağa kalkıyordu. Hz. Muhammed, insana insanca, adalet ve eşitlik temelinde bakıyordu. Maalesef bugün cenazelere büyük işkenceler yapılıyor. Kulakları kopartılıyor. Gözleri oyuluyor. En çok bu coğrafya da bu yapılıyor" şeklinde konuştu.

Yıldırım, şöyle devam etti:

"Biz 21. yüz yıldayız ancak insanlar hala birbirini tanımıyor, birbirini sevmiyor. Hala eşit olmuş değil. İslam’da asli unsur ya da asli olmayan diye bir ayrım yoktur. Yine kadın ve erkek konusunda aynı eşit yaklaşım var. Dinimizde sıradan insanlar din alimlerinden, devlet başkanlarından hesap sormuştur. Peki bugün hangi devlet ve hükümete karşı itiraz ve hesap sorma var? Türkiye'de itiraz etseniz FETÖ’cü, PKK’li ilan edilirsiniz. İslam’daki hak ve hukuk anlayışı bugün Ortadoğu’daki devletlerde yoktur. Bugün seçtiklerimiz Müslüman Kürttür. Meclise gönderdiklerimizdir ama nasıl bir adaletle karşılandığını görüyoruz. Kürtler mazlum bir halktır. İslam bu topraklara geldiğinde de Kürtlerin yönetimleri vardı. Medreseleri vardı. Kazanımları yok. Kürtlerin gerilemesinin nedeni İslam değildir. İslam böyle bir şeye sebep olmamıştır."

SALAT: MÜSLÜMAN İKTİDARLAR ÖZ ELEŞTİRİ YAPMALI

İlahiyatçı Yazar Prof. Dr Muhammed Salar ise şunları söyledi: “Hz Muhammed’in cömertlik, adalet ve şefkatine ve daha sayamadığım yüzlerce mucizesine ihtiyacımız var. Bugün İslam dünyasının en çok ihtiyaç duyduğu şey doğruluktur. Bu siyaset dünyası için de geçerlidir. İslam ülkelerinde eşitlik yok. Referanduma bakalım, oylar sayılsın diyoruz, bu düşmanlıktır deniliyor. Ya Kürtler mi düşman, liberal mi düşman? Böyle şey mi olur! Türkiye bu durumuyla Müslümanlığı, İslam’ı sevdiremez. Suriyeli mülteciler Müslüman ülkelerden kaçıyor. Bu tablo Müslüman iktidarların yüz karasıdır. Dini siyasete alet eden iktidarlar bu sorunları çözemezler. Doğru bir İslamiyet ile yol almıyorlar. İstismar diyorlar. Göstermelik şeylere kaçıyorlar. İslam sadece bir ibadet dini değil; sosyal adalete önem verir. Bugün belediyelerde kıyım diz boyu. Ortadoğu bomba yağıyor. Hz. Muhammed'in evrensel mesajları niye bizim coğrafyada yankılanmıyor. Öz eleştiri yapılmalı."

TUGAY: İSLAM'I KENDİLERİNE ALET ETMİŞLER!

Son olarak konuşan İlahiyatçı Yazar Nurettin Turgay da şunları kaydetti: “İslam eşitlik, barış, kardeşlik ve huzur dinidir. Bunların olmadığı yerde İslam yoktur. Eğer bir yerde barış yoksa İslam da yoktur. Hak ve hukukun tesis olduğu yerde mutluluk ve güven vardır. Savaş ve kan varsa İslam yoktur. Sadece İslam’ın istismarı vardır. Kendin için istediğini tüm insanlar için istemiyorsan ben Müslümanım demeye hakkın yoktur. İslam âleminde en dindar olan Kürttür, en perişan olan da Kürttür. Eğer Kürtler Müslüman olmasaydı şimdi imparatorluk kurmuşlardı. Araplar, Farslar, Türkler İslam'ı kendilerine alet etmişler, Kürtler de şamar oğlanı gibi. Bir insan kendi dilinde konuşmuyorsa orada İslam yoktur. Kendi dilinin inkarı Müslümanlığın inkarıdır. Kendi dilinden eğitim görmeyen birinin psikolojisi bozuktur.”

Konferans ardından okunan dualarla son buldu.