Türkiye ile İran Kandil’e operasyon konusunda anlaştı mı?

Türk savaş uçakları 4 Kasım günü Güney Kürdistan’ın Süleymaniye yakınlarındaki Asos dağına yönelik bir saldırı gerçekleştirdi. Hedef alınan bölge İran-Irak (Güney ve Doğu Kürdistan) sınırında.

Asos, PKK güçlerinin konumlandığı Medya Savunma Alanları dışında kalan bir bölge. Sözü edilen bölgeye ilk defa hava saldırısı gerçekleşti. Güvenilir kaynaklar, Türk savaş uçaklarının bombardımanından kısa bir süre önce İran’a ait keşif uçaklarının bölgede dolaştığını belirtiyor. Genel kanaat, İran’ın keşif yaptığı, Türkiye’nin ise bombaladığı yönünde.

Eğer böyle ise bu yeni bir durum ve önemli. Bu bölgede PJAK’a bağlı YRK gerillalarının hareket halinde olduğu iddia ediliyor. Bu durumda Türkiye, kendi sınırları içerisinde faaliyeti olmayan YRK’yi İran’ın verdiği koordinatlarla hedeflemiştir. İran ise, kendi sınırları içerisinde faaliyetleri olan güçleri Türkiye’ye hedef göstertmiştir, bombalatmıştır!

Kürt güçleri ise bu saldırıya karşı sessiz. Asos YNK’nin kontrolündeki bir bölge. YNK saldırıya bir tepki göstermedi. Kendi bölgesinde 18 Türk üssünü barındıran ve PKK’ye yönelik saldırılar konusunda Ankara ile işbirliği içinde olan KDP ise halihazırda kendi iktidarını koruma telaşında. Bu saldırıya karşı tepki göstermesi sıra dışı bir tutum olur.

Peki Asos saldırısı Türkiye ile İran’ın Kandil’e ortak operasyon düzenleme konusunda anlaştıklarını mı gösteriyor?

Sorunun cevabını irdelemeden önce PKK’ye bağlı güçler ile İran arasında meydana gelen son çatışmaları ve akabindeki gelişmeleri özetle irdelemekte fayda olacak.

Biraz geriye gideceğiz, 2011 yılının Nisan ayına. Türkiye ile PKK yetkilileri arasında yapılan ‘Oslo Görüşmeleri’nin devam ettiği vakitler. MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile yardımcısı Afet Güneş başkanlığında Oslo’ya gelen Türk heyeti aynı günlerde Tahran’a da bir ziyaret gerçekleştirdi.

Türk heyetinin Tahran ziyaretinin temel amacı ‘PKK’ye yönelik ortak operasyon’ hazırlıkları. Hatırlatmakta fayda var; Oslo’da görüşmeler sürüyor ve taraflar ‘çözüm’ için konuşuyorken Türk tarafı imha operasyonu için İran’da mekik dokuyor.

İran’ın o dönem Ankara’ya yaptığı teklif şu; ‘PKK ikimiz için tehlike. Ama ikimizin ortak operasyonuyla PKK bitmez. NATO güçlerini ve Iraklı Kürt güçlerini de bu operasyona dahil etmek lazım. Siz (Ankara) NATO nezdinde girişimlerde bulunun, operasyonumuza ‘kayıtsız’ kalsınlar, biz de Barzani ve Talabani ile konuşuruz.’

Ankara teklifi kabul eder. NATO ile ne konuştuklarını bilmiyoruz. Ancak bir süre sonra Tahran’da yeni bir toplantı organize edilir. Bu defa Ankara’dan giden MİT Heyeti, İranlı yetkililer, Celal Talabani ve Neçirvan Barzani da hazır bulunur.

Yoğun görüşme trafiğinden sonra Kürt tarafı, ‘biz açıktan değil ama operasyonunuza destek sunacağız, yolları kapatacağız’ vb. önerilerde bulunur. Ortak metinler hazırlanır ve imzalanır.

Bu operasyon 2011 Temmuz ayında İran tarafından başlatıldı. Kandil dağı İran’ın sınır noktası. PKK güçleri ile İran askerleri karşı karşıya. Günlerce devam eden çatışmalardan sonra İran askerleri geri püskürtüldü. Aynı günlerde Türk askerlerinin de Piranşar’da görüldükleri söylendi. Coğrafik uzaklıktan kaynaklı Kandil’e karadan asker gönderemeyen Türkiye, gerillaların olduğu Güney Kürdistan’daki olası tüm bölgelere İran’la koordineli bir şekilde hava saldırıları gerçekleştirdi. Zaten aynı günlerde meydana gelen ‘Silvan çatışması’yla savaş yeniden tırmandı, Oslo görüşmeleri de sona erdi.

Gerillaya karşı ilerleyemeyen İran, YNK aracılığıyla Kandil’e ateşkes teklifinde bulundu. Görüşmeler sonucunda ‘İran’ın bir daha saldırmayacağı’ yönünde YNK’nin imzaladığı bir belge hazırlandı ve taraflar arasında resmi bir ateşkes sağlandı.

Ve bu arada İran, KDP ile YNK’nin imzaladığı ‘PKK’ye operasyon’ antlaşmasını basına sızdırdı. Çünkü PKK yönetimi Kandil’e yönelik operasyondan önceden haberdar olmuştu. İran bunun Kürt yetkililer tarafından sızdırıldığını düşünmüş olacak ki, Kürtler arasına ihtilaf koymak için bu belgeleri sızdırdı. (Farsça bilenler bu belgeleri Google’dan temin edebilir)

Özetle; İran ile PKK arasında 2011 yılı Ağustos-Eylül ayında varılan ateşkes yürürlükte kaldı. Bölgede başka gelişmeler yaşandı, taraflar arasında farklı gerginlikler oldu fakat ateşkes bozulmadı.

Son aylarda birkaç bölgede çatışmalar yaşandı. Bu çatışmalara rağmen karşılıklı taarruz gelişmedi. İran’ın son dönemlerde yoğun keşif faaliyetlerinde bulunduğu, birçok merkezde ‘PJAK ile ilişkileri’ bulunduğu iddiasıyla yüzlerce insanı tutukladığı biliniyor. Yani Kürt cephesine karşı yoğun bir faaliyeti söz konusu.

Irak ve Suriye’deki gelişmeler bağlamında da Ankara ile Tahran arasında yoğun bir trafiğin yaşandığı sır değil.

Türk tarafının temel beklentisi İran üzeri PKK’ye ağır bir darbe vurmak. İran’ın PKK’yi stratejik tehlike gördüğü de biliniyor. Dolaysıyla bir antlaşmanın olduğu belli. Son Asos saldırısı ise bunun somut örneği.

Türkiye ile İran, PKK konusunda yeni bir anlaşmaya varmış bulunuyorlar. Bunun gereği olarak çeşitli saldırıların olacağını bilmek gerek. Fakat bu anlaşma öyle kolay amacına ulaşamaz. Çünkü; Kandil’e operasyon Irak’ı, Güney Kürdistan’ı, Suriye’yi, Rojava’yı etkiler. Her şeyden önce İran’ın içini, Tahran’ı etkiler.  Sonuçları İran için 2011 gibi değil, 2011’den daha ağır olur.