Temel: Van halkı seçim çalışmasını kendisi yürütüyor

HDP Van Milletvekili Adayı Tayyip Temel, ülkenin kaderini HDP’nin belirleyeceğini, Erdoğan'ın birinci hedefinin de HDP olduğunu belirtti.

Temel, HDP’nin baraj değil, 'baraj altında bırakılma sorunu' olduğunu söyleyerek, sandık güvenliğinin önemine değindi.

Uzun yıllar Kürt siyasal partilerinde çalışan ve gazetecilik yapan Tayip Temel, 24 Haziran seçimlerinde HDP’den Van Milletvekili Adayı oldu. Kentte uzun yıllar DEHAP’ta gençlik çalışması yürüttüğü için halk tarafından tanınan ve sevilen Temel’in, Van halkı ile duygusal bağları oldukça güçlü.

Hakkari’de 1982 yılında doğan Tayip Temel, ilk ve orta öğrenimini Hakkari’de gördükten sonra Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyoloji Bölümünü okudu. Öğrencilik yıllarında siyasi faaliyetlerini sürdüren Temel, o yıllarda üniversite yönetimine ana dilde eğitim için verdiği dilekçe nedeniyle tutuklanınca, eğitimini tamamlayamadı.

Tayip Temel, 24 Haziran seçimleri ve Van'daki atmosfere ilişkin ANF'nin sorularını yanıtladı...

NEDEN BASKIN SEÇİM?

AKP ve MHP’nin sadece kötü gidişatı durdurmak için seçim kararı almadığını belirten Temel, daha farklı nedenlerin de olduğunu söyledi. “Bir kere AKP ve Erdoğan’ın yıllardır hayalini olan ve Türkiye’de kurmak istediği bir rejim var" diyerek sözlerini sürdüren Temel, Referandum ile ilk adımı atılan ve tek adam rejimi olarak tanımlanan partili cumhurbaşkanlığı sistemini hızlıca yürürlüğe koymanın, baskın seçimin temel hedeflerinden biri olduğunu belirtti. Temel, şöyle dedi: "Elbette seçim için aceleci davranmasının sebepleri arasında ekonominin, siyasal istikrarın ve diplomasinin çöküşe doğru gitmesi gibi nedenler de var. Kırılma ve karanlığa doğru yolculuk AKP’nin çözüm ve barış şansını tepmesiyle başladı. Bu kötü gidişatın yarattığı esas panik, oluşturmak istedikleri rejimin toplum nazarında zeminini giderek kaybetmesidir. Temel sebep de AKP’nin çözüm gücü olmaktan çıkmasıdır. Hem OHAL şartlarından yararlanmak hem de muhalefeti hazırlıksız yakalamak için çok kısa bir süre içinde seçimi gerçekleştirme kararı aldılar. Bir taraftan da yeni rejimin uyum yasalarını da oluşturmaya çalışıyorlar."

'AKP'NİN HESABI BOZULDU; MUHALEFET BÜYÜDÜ'

AKP hesaplarının ortaya çıkan siyasal denklemler nedeniyle bozulduğunu vurgulayan Temel, şöyle devam etti:

"Ancak 24 Haziran seçimi için ortaya çıkan siyasal denklemler, bu yapılan hesapları büyük oranda zorladı. AKP-MHP ortaklığına karşı CHP’nin başını çektiği blok gibi bir ittifakı beklemiyorlardı. Yine baskı ve sindirme politikalarının sonuç verdiğini ve dolayısıyla HDP’nin alternatif bir üçüncü yol siyasetini oluşturamayacağını düşünüyorlardı. Bu yüzden seçim kararı aldıkları dönem ile şimdi karşı karşıya bulundukları tablo çok farklı. İktidarda ve oluşturduğu blokta tam da bir panik havası söz konusudur. İlk kez bütünlüklü olmasa da ve HDP’yi dışında tutsa da, Türkiye’de muhalefet mevcut iktidar karşısında bir duruş geliştiriyor. Yine HDP’nin her iki blok açısından da kader belirleyici pozisyonu ve siyasal duruşu birçok hesabı boşa çıkardı."

'DOĞRU YERDE DURDUĞUMUZ VE KİLİT PARTİ OLDUĞUMUZ GÖRÜLDÜ'

Türkiye’de hem iktidar partilerinin hem de muhalefet güçlerinin Kürt siyasal hareketine ve onların dostlarına yönelik yaklaşımının, bölücü ve ötekileştirici olduğunu vurgulayan Temel, iktidar partilerinin, milliyetçiliği aşamadıkları için bazen hastalık düzeyinde bir paranoya ile yaklaşım gösterdiklerini belirtti. Temel, “HDP’nin Cumhur İttifakı içinde yer alması ve ona dahil olması söz konusu olamazdı. Hükûmetin mevcut politikaları ve Kürtlere yönelik siyaseti, MHP ile ortaklığı böylesi bir ihtimali imkansız kılıyordu. Ancak CHP’nin bilinen klasik kaygılardan dolayı HDP’yi dışarıda tutması ‘resmi devlet zihniyetini’ aşamaması ile izah edilebilir. Yapılan ittifaklar ile bin bir baskı ve engelleme ile karşı karşıya olan HDP’yi baraj ile uğraşan tek parti pozisyonunda tuttular. Ancak ortaya çıkan siyasal hava ve dengeler HDP’nin ne kadar doğru bir yerde durduğunu ve nasıl kilit bir parti olduğunu açık bir şekilde gösterdi" şeklinde konuştu.

‘HDP’NİN BARAJ SORUNU YOK; BARAJ ALTINDA BIRAKILMA SORUNU VAR’

Temel, HDP’nin baraj değil, baraj altında bırakılma gibi bir sorunu olduğu tespitinde bulunarak, en büyük tehlikenin bu olduğunu vurguladı. Temel, "Anketler HDP’nin yüzde 14-15 bandında seyrettiğini gösteriyor. Ancak daha birkaç gün önce basına yansıyan görüntülerde hükûmetin temel planının ne olduğu ortaya çıktı. Hedef sandıklara müdahale ederek, onları taşıyarak veya daha bilemediğimiz yöntemlere başvurarak HDP’yi baraj altında bırakmaktır. Böyle bir durumda AKP-MHP’nin kurmaya çalıştığı rejimin önünü hiçbir güç alamaz. Bu yüzden sandık güvenliği tüm muhalefet partilerinin görevi olmalıdır. OHAL koşullarında seçim çalışması yürütmek elbette zor. Ancak Kürtler ve HDP seçmeni bütün baskılara rağmen tarihin en coşkulu ve heyecanlı seçim kampanyasını yürütüyor ve her türlü engeli aşıyor" vurgusunda bulundu.

‘İKTİDARIN DİLİ ÖLÜM GETİRİYOR'

Temel, “AKP’nin oy oranı düştükçe kullandığı dil agresif ve tahrik edici bir hal alıyor" diyerek, Erdoğan ve hükûmet tarafından kullanılan dilin özensiz olduğunu ve bunun da Suruç’ta yaşanan olaya yol açtığını kaydetti.

Temel, şunları söyledi:

“HDP’yi hedef alan dil birinci ağızdan bizzat Erdoğan tarafından ve diğer hükümet ve parti yetkilileri tarafından özensizce kullanılıyor. İşte hepimiz Suruç'taki olayda bu dilin nelere yol açacağını gördük. Oradaki saldırı iktidarın kullandığı dilden bağımsız değildir. Kullanılan dil öylesi çevreleri saldırı için teşvik edici bir rol oynuyor. Seçimler yaklaştıkça Erdoğan’ın YSK ve Anayasa Mahkemesi’ne yönelik siyasal baskı niteliğinde açıklamaları artıyor. Normalde Anayasa Mahkemesi ve YSK anayasaya göre bağımsız kurumlardır. Cumhurbaşkanı da dahil hiç kimsenin müdahale etmeye hakkı ve yetkisi yoktur. Daha yargılaması süren Cumhurbaşkanı Adayımız Demirtaş’a yönelik günlerdir Erdoğan’ın yargıya, YSK’ye ve diğer bağımsız kurumlara yönelik yönlendirici açıklamaları devam ediyor. Bu müdahale mevcut anayasaya da aykırıdır. Meydanlarda kitlelere idam vadeden bir lider, mutlak iktidarını kurduktan sonra hangi sorunu çözebilir ki... Bu dili daha önce Devlet Bahçeli kullanmıştı. Anlaşılan seçim ittifakı kadar, zihniyet ve dil ortaklığı da yapmışlar. Miting meydanlarında idamı gündeme getirdiği yetmiyormuş gibi, Demirtaş’ın adaylığının gözden geçirilmesi için YSK’ye talimat niteliğinde çağrılar yapıyor."

‘ERDOĞAN’IN SÖZLERİ MOTİVASYONUMUZU ARTIRIYOR!'

Erdoğan'ın, seçim çalışmalarına başlar başlamaz 'HDP’yi sandığa gömün’ dediğini hatırlatan Temel, “Son talimatlarıyla da tek hedefinin HDP’nin baraj altında bırakılması olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Bu söylemler seçmenimizi ve seçim kampanyamızı yürütenleri daha da motive ediyor. Halk hem gereken tedbirleri alıyor hem de sandıklara olası müdahale yöntemlerini tartışıyor" diye ekledi.

Van halkıyla bulaşmasının kendisi oldukça etkilediğini söyleyen HDP Van Milletvekili Adayı Tayip Temel, konuşmasını şöyle bitirdi:

"Olağanüstü bir enerji ve coşku var. Halk tüm seçim çalışmalarını kendisi yürütüyor. Gerçekten de bizlere çok şey bırakmıyor. Ev ev dolaşan, yüreği yaralı ama yarına dair umut taşıyan anneler, baskılara boyun eğmediğini gösteren gençler ve iktidarın kadın politikalarına karşı özgürlüğü HDP’de gören kadınlar… Seçimin anlamı ve önemi konusunda o kadar bilgi sahibiler ki, her biri adeta bir HDP yöneticisi gibi çalışıyor. Yine Van'ın yerel sorunları konusunda çok bilinçli bir seçmenimiz var. Ancak temel beklentileri ülkenin demokratikleşmesi, savaş ve ölümleri durduracak bir siyasal iradenin ortaya çıkmasıdır. Onlar özgürlük, barış ve çözüm için çalışıyorlar. Onların çalışma azmi ve kararlılığı karşısında ve partilerine duydukları güven konusunda ne söylense az kalır.”