PKK: Mezarlara saldırı insanlığın bitirildiği noktadır

PKK Yürütme Komitesi, Türk devletinin mezarlara yönelik talancı uygulamalarına sert tepki gösterdi. PKK, ‘mezarlara ve naaşlara saldırı, insanlığın bitirildiği noktadır’ dedi.

AKP’nin son olarak geçtiğimiz günlerde Bitlis’teki Garzan Şehitliği’ndeki 267 mezarı tahrip etmesine yönelik tepkiler gelmeye devam ediyor. PKK Yürütme Komitesi, bugün yaptığı yazılı açıklamada, Türk devletinin bu uygulamalarına karşı mücadele çağrısında bulundu.

PKK açıklamasında, ‘’Soykırımcı sömürgeci Türk devleti, insanlık düşmanı yüzünü bir kez daha ortaya koyarak gerilla mezarlıklarına saldırmış, naaşları mezarlıklardan çıkarmıştır. Dünyanın hiçbir yerinde mezarlıklara bu düzeyde saldıran bir devlet olmamıştır. Tarihin hiçbir döneminde mezarlara ve naaşlara bu düzeyde saldırı görülmemiştir. Bu, Türk devletinin sadece Kürt düşmanı değil, insanlık düşmanı bir zihniyet ve karaktere sahip olduğunu gözler önüne sermektedir. Hiçbir din, hiçbir inanç, hiçbir siyasi görüş mezarlara saldırmayı hoş görmemiştir. İnsanlığın tarih içinde ortaya çıkmış değerlerin hiçbirine saygı duymayan bu zihniyet, tüm insanlık açısından bir tehlike teşkil etmektedir’’ denildi.

‘KÜRTLERİN ÖLÜSÜNE BİLE TAHAMMÜL YOK’

Türk devletinin Kürtlerin özgür ve demokratik yaşamını talep eden ve bunun mücadelesini veren insanların ölüsüne bile tahammül göstermediğini belirten PKK, ‘’özgürlüğünü talep eden Kürt’e değil ölüsüne bile düşmandır’’ dedi.

PKK Yürütme Komitesi adına yapılan yazılı açıklama şöyle devam ediyor:

‘’Yüzyıla yakın süre geçmesine rağmen Şeyh Said, Seyit Rıza ve arkadaşlarının gömüldükleri yerin gösterilmemesi, bu karakterinin açık ifadesidir. Hiçbir değer tanımayan böyle bir devlete karşı mücadele sadece Kürtler için değil, tüm insanlık için kutsal bir görev haline gelmiştir.

Kürt halkı, Türkiye halkları, Ortadoğu halkları ve tüm insanlık bilmelidir ki, mezarlıklara yapılan bu saldırılar bir kök kazıma saldırısıdır. Kürt’ü hafızasız ve değerlerden yoksun kılarak soykırıma uğratma politikasının açık ifadesidir. Kürt halkının özgürlük mücadelesi ve Kürtlüğü hatırlatan her şeyin kökü kazınmak, hafızalardan silinmek istemektedir. Tayyip Erdoğan her gün bu amacını açıkça ortaya koymaktadır. Tek millet, tek vatan yaratmak, bizim ulusal güvenlik stratejimizdir diyerek en temel hedefinin Kürtleri ve tüm farklı kimlikleri yok etmek olduğunu açıkça ilan etmiştir.

‘İNSANLIĞIN BİTİRİLDİĞİ NOKTA’

Mezarlara ve naaşlara saldırı, insanlığın bitirildiği noktadır. Böyle bir saldırgan güce karşı mücadele etmeden ne insan olunabilir ne de özgür ve demokratik yaşam kazanılabilir. Bu açıdan bu zalimliklere ve insanlık dışılıklara karşı çıkılmalıdır. Kürt Özgürlük Hareketi’miz halkımızın en büyük değerleri olan şehitlerimizin mezarlarına saldıran bu güçlerden mutlaka hesap soracaktır. Bunları yapanlar mutlaka bedelini ödeyeceklerdir. Halkımız da bu saldırıya, bu hakarete sessiz kalmamalıdır. Bu Kürt düşmanlığına ve alçaklığa mutlaka cevap verilmelidir. Sadece Bakurê Kurdîstan halkı değil, Kürdistan'ın tüm parçalarındaki halkımız bu insanlık dışı güce karşı sesini yükseltmelidir.

‘BU SALDIRGANLIĞA KAYITSIZ KALINMAMALI’

Bu saldırganlığa Türkiye demokratik güçleri ve kamuoyu da sesini yükseltmelidir. Hiçbir değer tanımayan saldırganlığa sessiz kalmak, sessiz kalanları da kirletir. Böyle bir saldırganlığın Türkiye yönetimi adına yapılması, Türkiye halkına da yapılmış bir hakarettir. Bu açıdan başta Türkiye halklarının vicdanı olan aydınlar ve sanatçılar olmak üzere tüm demokrasi güçleri bu saldırganlığa karşı bir tutum koymalıdırlar.

Tüm dünya halkları ve demokratik güçler Kürt’ün ölüsüne bu düzeyde saldırganlık yapıyorsa canlısına neler yapılacağını görerek bu insanlık dışı saldırganlara karşı sesini yükseltmelidir. Bu insanlık dışı uygulamalar sadece Kürtlere karşı değil, tüm insanlığa ve insanlık değerlerine yöneliktir. Saldırganlığın bu düzeyde yürütüldüğü durumlara sessiz kalmak, bu insanlık dışı uygulamalara ortak olmak anlamına gelir. Zaten bu faşist iktidara karşı sessiz kalındıkça saldırganlığı daha da artmaktadır. Nitekim sadece Türkiye içinde değil, Türkiye dışında da faşist uygulamalara karşı çıkan herkese saldırmakta, ağzına gelen hakareti yapmaktadır.

Böyle insanlık dışı bir güce karşı mücadele yürütmek tarihin en kutsal, en büyük mücadelesidir. İnsanlık değerlerini sahiplenme mücadelesidir. Bu temelde tüm halkımızı, dostlarını ve demokrasi güçlerini AKP-MHP faşizmine karşı mücadeleyi yükseltmeye; Türkiye'yi demokratikleştirmeye, Kürdistan'ı özgürleştirmeye çağırıyoruz.’’