Nusaybin Davası: Pişman değiliz, çözüm öz yönetimde

Nusaybin’de görülen davanın duruşması 3’üncü gününde devam etti.

Mardin’in Nusaybin ilçesinde ilan edilen “sokağa çıkma yasağı”nın devam ettiği 26 Mayıs 2016 tarihinde tahliye edildikten sonra tutuklanan 50 kişinin yargılandığı davanın duruşması, 3’üncü gününde tutukluların savunmaları ile devam ediyor. Mardin 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yargılanmanın duruşması Sosyal Güvenlik Kurumu Mardin İl Müdürlüğü binasında ayrılan bölümde yapılıyor. Duruşmayı izlemek isteyen tutuklu yakınlarının bir kısmı ve gazeteciler GBT kontrolü için uzun süre bekletildikten sonra duruşma salonuna alındı.

Duruşma dün konuşması yarıda kalan tutuklu Mazlum Yaşa’nın savunmasıyla başladı.

ÖZ YÖNETİM SAHİPLENİLDİ

Ardından savunma yapan tutuklu Sadık Tan, “Demokratik Özerklik Modeli” üzerine savunmasını şekillendirdi. “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda hiç bir farklılık bulunmamakta” diyen Tan, anayasanın her kesime hitap etmediğini kaydetti. Tan, "Türkiye’nin en temel sorunu olan Kürt sorununun çözümü olan demokratik öz yönetim korku ve şiddetle yan yana getirilmektedir” dedi.

Tan, demokratik özerklik ile yeni bir yaşamın inşa edilebileceğine dikkat çekerken, "Özerklik ilan edilen devletler bölünmedi. Demokratik özyönetim devletle toplumun bir birini tanımasıdır. Asıl sorun, devletin toplumu tanımamasıdır” diye belirtti.

Tan, "sokağa çıkma yasakları" dönemindeki katliamlara dikkat çekerek, Taybet Ana'dan Miray Bebek'e kadar çok sayıda sivilin katledildiğini söyledi.

'PİŞMAN DEĞİLİM, OLMAYACAĞIM'

Tan, savunmasını şöyle sürdürdü: “Devlet Kürt halkının hak sahibi olmasını istemiyor. İlk olarak devlet güçleri silah kullandı. Aylarca bodrumlarda bombardıman altında kaldık. Son olarak savaş uçakları Nusaybin’i bombaladı. Türkiye savaş suçu işlemiştir. Siyasi parti ve sivil toplum örgütlerini arayarak, tahliye edildik. Çırılçıplak aradılar, işkencelere maruz kaldık. İfadeler bana ait değildir, işkence altında alınmıştır. Kameralar karşısına getirilip, baskı ile pişman olduğum söyletildi. Pişmanlıktan yararlanmadım, yaptığım hiçbir şeyden pişman değilim, pişman da olmayacağım.”

AVUKAT ERGÜL: İŞKENCE UYGULANDI

Daha sonra konuşan Avukat Rengin Ergül, müvekkili ile birlikte bulunan 67 kişiye işkence uygulandığını ifade etti.

Müvekkili hakkında atılı suçlamaların “kopyala-yapıştır” usulü şeklinde olduğunu dile getiren Ergül, şöyle devam etti: “Müvekkilim hakkında iddianamede iki ayrı (Baran ve Rohat) kod adı yer almakta. Bu çelişki bile iddianamenin nasıl hazırlandığını ortaya koyuyor. İddianame geri iade edilmelidir. Müvekkilin çatışmada yer aldığı söyleniyor, ancak ne swap örneği ne de ateş artığı yok. Antimon ise bulaşıcıdır. İddianame, üniversite öğrencisinin son gece ders çalışmasına benzeyen bir durumdan ibarettir.”

TUTUKLU GÜMÜŞ SAVUNMA YAPMADI

Tutuklulardan Sinan Gümüş de, yaptığı Kürtçe savunmada gözaltındayken alınan ifadesinin işkence altında alındığını kaydetti. Hakkındaki beyanları reddeden Gümüş, mahkeme heyetinin hiçbir sorusunu yanıtlamayacağını söyledi. Gümüş’ün avukatı daha sonra savunma yapacağını belirtti.

ÖCALAN VE KOMUTAN ÇİYAGER SELAMLANDI

Daha sonra tutuklulardan Ramazan Eroğlu söz alarak Kürtçe savunma yapmaya başladı. Eroğlu, şunları ifade etti: “Hükümeti, mahkeme heyetini ve bize işkence yapanları protesto ediyorum. Önderimiz Abdullah Öcalan, öz yönetim komutanı Çiyager’i ve bütün şehitler karşısında saygıyla eğiliyorum. Hayri Durmuş, Kemal Pir, Ali Çiçek ve Mazlum Doğan’ı saygıyla anıyorum.

'CİNSEL SALDIRIDA BULUNDULAR'

Bizi gözaltına aldıktan sonra götürdükleri okulda başımıza çuval geçirip, cinsel istismarda bulundular. Bunlar tutanaklara geçirilsin, belki utanırlar. Saatlerce ters kelepçe ile bekletilerek, hayatımda duymadığım küfürleri anneme, kardeşlerime söylediler. İşkence altında ifademiz alındı, ‘kabul etmezsen seni öldürürüz’ dediler. İfadeler bana ait değildir. Benim dağ kadrosunda olduğum söyleniyor, mahkeme başkanı bunu açıklasın. İddianame neye göre hazırlanmış?"

'HESAP VERECEKLER!'

PKK’nin öncü kadrolarından Mehmet Hayri Durmuş’un “Mezar taşıma, 'Bu halka karşı borçlu öldü' yazılsın” ifadesini hatırlatan Eroğlu, “Biz halkımıza borçluyuz. Bunun için sonuna kadar zindanda da olsak mücadele edeceğiz. Bize bunları yapanlar, nereye giderse gitsin, hesap verecekler. Kenan Evren nasıl hesap verdiyse, bugün bunları yapanlar da hesap verecek” diyerek savunmasını bitirdi.

Eroğlu’nun avukatı da daha sonra savunma yapacağını aktardı.