Maxmur’da 'Paris Katliamı' protestosu

Paris'te katledilen üç devrimci Kürt kadın, Şehit Rüstem Cudi Mülteci Kampı'nda anıldı.

Fransa'nın başkenti Paris'te 2013'te katledilen, devrimci Kürt kadınlar Sakine Cansız (Sara), Fidan Doğan (Rojbin) ve Leyla Şaylemez (Ronahi), Şehit Rüstem Cudi Mülteci Kampı'nda kitlesel bir yürüyüşle anıldı. Yürüyüşe kamp halkı ve binlerce öğrenci katıldı.

Yürüyüş, kamptaki her 5 semtte yaşayan halkın ve kamptaki ilkokul, ortaokul, lise ve akademi öğrencilerinin belediye binasının önünde toplanmasının ardından saat 14.30’da başladı.  

Yürüyüşte siyah elbiseler giyen kitle, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın, kadın devrimciler Cansız, Doğan ve Şaylemez ile öz yönetim direnişlerinde yaşamını yitiren Sêvê Demir, Pakize Nayır ve Fatma Uyar’ın posterlerini taşıdı. ‘Sara’nın partileşmesi ve Şehit Arin Eylemiyle Kadın Başarıya Yürüyor’, ‘Kadını Öldürmek Yaşamı Öldürmektir’, ‘Saralar'ın Mücadelesiyle Kadını ve Yaşamı Özgürleştireceğiz’, ‘Komplocu Güçleri Kınıyoruz’ yazılı pankartlar taşıyan kitle yürüyüş boyunca ‘Bijî Serok Apo’, ‘Şehîd namirin’, ‘Jin jiyan azadî, Sara Rojbin Ronahi’ sloganlarını attı. 

'ULUSLARARASI KOMPLONUN DEVAMI'

Maxmur Kültür ve Sanat Merkezi önünde toplanan kitleye hitap eden Maxmur Kampı İştar Meclisi Koordinasyonu Üyesi Medya Cudi, MİT eliyle katledilen 3 kadın devrimciyi saygıyla anarak, komploda yer alan tüm tarafları ve güçleri şiddetle kınadı. Konuşmasının devamında katliamın yeri ve zamanına dikkati çeken Cudi, “Paris Katliamı'nın üzerinden 4 yıl geçti. Kürt halkının başarıya yaklaştığı ve Önder Apo öncülüğünde başlattığı barış ve çözüm süreci döneminde bu onursuz komplo gerçekleşti. Bu komplo Önder Apo’ya dönük gerçekleştirilen uluslararası komplonun devamıdır. Biz, Şehit Rüstem Cudi Mülteci Kampı (Maxmur) halkı olarak başta Türkiye ve Fransa devleti olmak üzere bu komploda yer almış bütün güçleri şiddetle kınıyor ve lanetliyoruz.” diye kaydetti.

Fransa devletinin yaklaşımlarına da değinen Cudi, katliamın üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen Fransa devletinin Paris mahkemesinin yüz karası haline gelen bu olayı açıklığa kavuşturmak istemediğini belirtti. Medya Cudi, şöyle dedi: “Bu da Fransa devletinin hem kendi hukukuna büyük bir darbe vurduğu hem de Kürt halkına karşı Kürt halkının düşmanlarının yanında yer aldığı anlamına gelmektedir. Biz Kürt halkı olarak, özellikle de kadınlar olarak, bu olay aydınlanıncaya, bu komploda yer alan ve esas rol oynayan kişiler açıklanıncaya kadar hakkımızı arayacak ve mücadelemizi günden güne büyüteceğiz.”