KJK: Direniş sayesinde bir kapı aralandı

KJK Koordinasyonu, açlık grevi direnişinin sona ermesi ardından yaptığı yazılı açıklamada, “İmralı tecridine karşı geliştirilen açlık grevi direnişleri önderlik üzerindeki tecridin kırılmasıyla bir kapı aralanmış oldu” dedi.

KJK Koordinasyonu yaptığı yazılı açıklamada, açlık grevi direnişlerinin başarılı olduğunu belirtirken, bu direnişin güçlü bir zemin ortaya çıkardığını kaydetti.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşmenin gerçekleşmesinde, Öcalan’ın duruşu, açlık grevi yapanların kararlı ve iradeli tutumları belirleyici olduğunu ifade eden KJK, “Başta adınlar olmak üzere tüm halkımız, hepimiz süreci doğru okumalıyız” mesajını verdi.

KJK’nin açıklaması şöyle:

“Önderliğimiz üzerindeki tecridin kaldırılması amaçlı DTK eş başkanı ve Hakkari milletvekili Leyla Güven öncülüğünde başlayan ve dünyanın bir çok yerinde ve cezaevlerine yayılan binlerce kürdün katıldığı açlık grevi eylemlilikleri, en son 30 PKK-PAJK’lı tutsağın ölüm orucu direnişi ile doruğa çıkarmıştır. Direniş sonucunda 22 Mayıs’ta İmralı cezaevinde yapılan görüşme ile birlikte önderliğimizin çağrısı üzerine açlık grevleri ve ölüm oruçları sonuçlandırılmıştır.

BAŞKALDIRI, BAŞARI İLE SONUÇLANDI

Bedenlerini açlığa yatırarak gerçekleştirilen açlık grevi ve ölüm orucu eylemlilikleri insanlık tarihinin irade, kararlılık isteyen en zor eylem biçimlerinden birisi olmaktadır. Dünya tarihinde ilk kez Kürdistan da binlerce insanın birlikte katıldığı ve yürüttüğü sivil itaatsizliği içeren bu başkaldırma eylemlilikleri başarı ile sonuçlanmıştır.

Faşist Türk devleti ve Erdoğan diktatörlüğü hiçbir insan hakları ve hukukuna uymadan son derece keyfi bir şekilde Önderliğimizi İmralı gibi büyük bir tecrit, izolasyon ve işkence sistemi içinde tutmaktadır. İmralı sistemi büyük bir zülüm sistemidir. İmralı da ki bu zülüm sistemi bugün Tüm Türkiye ve Kürdistan’a yayılmış ve AKP-MHP faşizmi tarafından kurumlaştırmak istenmektedir. Sayın Leyla Güven öncülüğünde başlatılan ve binlerce tutsağın, Kürt Yurtseverinin birlikte gerçekleştirdiği bu eylem aynı zamanda Türkiye de ki bu tecrit, zülüm sistemine karşı geliştirilen demokratik, özgürlükçü bir eylem olmuştur. Kürdistan da bırakalım hukuk çerçevesinde bir yaklaşım geliştirmeyi, sömürgecilik kanunları işletilmektedir. Kürt halkının, kadınların hiç bir şekilde kendi haklarında bir söz söylemesine, Kürt kimliğine, diline ilişkin yasaklarla inkar, imha, asimilasyon politikaları büyük bir vahşetle, insanlar yoksullaştırılarak, işsiz bırakılarak, her gün kadınların katline göz yumularak sürdürülmektedir. Kadınlar bu sömürgecilik sisteminde ilk elden vurulan, hapse atılan, hakları gasp edilen kesim olmuştur. Bu nedenle önderliğimiz üzerinde ki tecride karşı durmak bu vahşi insanlık ve kadın düşmanı sömürgecilik sistemine karşı durmak demektir.

Bu temelde İmralı tecridine karşı geliştirilen açlık grevi direnişleri önderlik üzerindeki tecridin kırılmasıyla bir kapı aralanmış oldu. Bu görüşmenin gerçekleşmesinde önderliğimizin direniş duruşu, açlık grevi yapan arkadaşların kararlı ve iradeli tutumları belirleyici oldu.

‘ŞEHİTLERİ SAYGI VE MİNNETTARLIKLA ANIYORUZ’

Dolayısı ile Öncelikle bu eyleme katılan başta Sayın Leyla güven olmak üzere tüm arkadaşları sevgiyle selamlıyoruz. Bu direniş eyleminde şehit düşen Umut Acar, Uğur Şakar, Zülküf Gezen, Ayten Beçet, Zehra Sağlam, Medya Çınar, Yonca Akici, Siraç Yüksek ve Mahsum Pamay arkadaşları büyük bir saygı ve minnettarlıkla anıyoruz. Anılarına başta önderliğimiz üzerinde ki tecridin tamamıyla kaldırılması ve demokrasi ve özgürlük mücadelesini daha güçlü yürütme ve yükseltme sözünü veriyoruz.

BEYAZ TÜLBENTLİ ANALARIN CESARETLİ EYLEMLERİ

Yine açlık grevi direnişinin başından itibaren sürekli olarak çocuklarının yanında yer alarak önderliğimiz üzerinde ki tecridin kırılması için büyük bir fedakarlık ve cesaret ile eylemlilik içinde olan beyaz tülbentli analarımızı sevgi ve saygı ile selamlıyor. Ellerinden öpüyoruz. Kadın öncülüğünde gerçekleşen açlık grevleri ve dışarda Beyaz tülbentli analarımızın cesaretli eylemlilikleri ile egemen erkek faşizmi büyük bir sıkışmayı ve zorlanmayı yaşamıştır.

Önderliğimiz üzerinde ki tecridin kaldırılması eylemliliklerine, direnişlerine özgürlük tarihimizin bir çok döneminde olduğu gibi kadınların özgürlük duruşları, ısrarları ve karalılıkları damgasını vurmuştur. Başta Leyla güven olmak üzere tüm açlık grevi direnişçilerinin ve Beyaz Tülbentli annelerimizin direnişlerindeki inancın temel nedeni önderliğimize duyulan inanç ve onun özgür yaşam felsefesi, yeni yaşam tarzını, alternatif özgür kişiliği kendi şahsında temsil etmesidir. Önderliğimizin kendi kişiliğinde başlattığı egemen erkek özellikleri ile mücadele etme tarihi bugün büyük bir özgür kadın hareketi ortaya çıkarmıştır. Kürt kadınları Kürdistan’ın, Ortadoğu’nun ve Dünyanın bir çok yerinde Kadınların, halkların özgürlük, demokrasi mücadelesine öncülük etmektedir. Leyla güven ve Anaların eylemliliklerinin ardında özgürlük hareketinin tarihsel kadın direnişleri, birikimleri, şehitleri yani büyük kadın mücadelesinden alınan büyük bir özgürlük birikimi söz konusudur. Bu eylem aynı zaman da kadın kurtuluş ideolojinin, değerlerinin kadın özgürlük bilinci ile savunulmasıdır. Bu eyleme katılan tüm kadın ve erkek yoldaşların kadın özgürlük çizgisine, özgür yaşamı yaratma tutkusunun, inancının bir sonucudur. Bu eylemliliklerle Kadın öncülüğün de geliştirilen özgürlük mücadelemiz çok önemli bir ivme kazanarak çalışmalarını çok daha güçlü bir biçimde yürütecektir.

‘BAŞTA KATINLAR, HEPİMİZ SÜRECİ DOĞRU OKUMALIYIZ’

Dolayısıyla başta kadınlar olmak üzere tüm halkımız, hepimiz süreci doğru okumalıyız. Yaşadığımız süreç bir müzakere ve diyalog süreci değildir. Yaşanan süreci doğru okuyarak ve anlayarak sürece güçlü sahip çıkmalı ve katılmalıyız. Türkiye de ve Kürdistan da faşizm tüm çirkinliği ve acımasızlığı ile devam ediyor. Bu nedenle asla ve asla rehavete kapılmadan önderliğimizin belirttiği gibi yeterli yoğunlukta ve iradede yoldaşlar olmayı başarmalıyız. Bunun için önderliğimizin özgürlük paradigmasının pratikleşmesinin, özgür yaşamı yeniden inşa etmenin çalışmalarına her zamankinden daha büyük bir tutku ve aşk ile yüklenmeliyiz. Açlık grevi direnişimizle elde edilen başarılı sonuçları bu kez daha bilinçli, örgütlü ve toplumsallaşmış bir mücadele gerçeğini yaratmalıyız. Direnişte ki toplumsallaşma da ki eksiklerimizi görerek bunu aşmalıyız. Özgür bir Kürdistan ve özgür bir yaşam için kadınlar olarak güçlü, aktif ve etkili kadın öncülük görevlerimizi yerine getirmeliyiz. Nasıl ki kadınlar, halklar olarak tarihin başlangıcında insanlığın görkemli yaratılış devrimini toplumsallık temelinde başarmışsa şimdi de Mezopotamya ve Anadolu topraklarında birlikte yaşayan kadınlar, halklar, inançlar olarak yeniden, alternatif bir yaşamın doğuşunu büyük bir demokrasi, özgürlük mücadelesi ile başaracağız.

GÜÇLÜ BİR ZEMİN ORTAYA ÇIKTI

Bu temelde sözümüzdür: ‘tecridi kıracağız ve Önder APO ile birlikte özgür yaşayacağız. Bununla birlikte ‘Tecridi kıralım, faşizmi yıkalım ve Kürdistan’ı özgürleştirelim’ hamlemiz başarı ile sonuçlanmıştır. Mücadelemiz ile bir kez daha güçlü bir zemin ortaya çıkmıştır. Bu hamle ile birlikte özel de Kürt kadını ve tüm Ortadoğulu kadınların çok önemli bir özgürlük bilinci, inancı, kararlılığı gelişmiştir.

Buradan aldığımız güç, moral, motivasyon ile daha fazla iş yaparak, çalışmaları sahiplenerek, örgütlenmemizi, toplumsallığımızı güçlendirelim. Kadın özgürlüğüne yürekten inanmış tüm kadınların, erkeklerin bu eylemlilikle birlikte çok daha güçlü bir şekilde örgütleneceğine inanıyoruz.

KJK olarak, tüm Kürdistan da, Ortadoğu’da ve Dünya’da özgür kadın kişiliğini, örgütlülüğünü, yaşamı egemen erkek, devlet ve iktidar güçlerine karşı yeniden yapılandırmanın mücadelesini daha güçlü yürüteceğimizi belirtiyoruz. Kadın Örgütlerimiz başta olmak üzere tüm kadınların süreci ve özgürlük mücadelemizi sahipleneceğine inanıyor, mücadeleyi yükselterek faşizmi aşacağız."