Kelar'ın açlık grevcisi: Herêm Mahmud...

Kürk Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük tecride karşı DTK Eşbaşkanı Leyla Güven'in öncülüğünde başlatılan açlık grevleri, cezaevleri, Avrupa ve tüm Kürdistan'a yayıldı...

Açlık grevlerinin yayıldığı yerlerin başında Başûrê Kurdistan geldi. Hewlêr, Maxmur ve Süleymaniye şehirlerinde başlayan açlık grevleri sürüyor. 21 Kasım'dan itibaren Hewlêr’de Nasır Yağız dönüşümsüz ve süresiz olarak eylemini sürdürüyor. Maxmur'da İştar Meclisi Yönetim Kurulu Üyesi Fadile Tok'un ardından ise Kelar’da Herêm Mahmud, 24 Şubat'ta süresiz ve dönüşümsüz açlık grevine başladığını açıkladı.

HERÊM MAHMUD KİMDİR?

Herêm Mahmud Eziz... 1984 yılında Başûrê Kurdistan'ın direnişçi ve savaşçılığı ile tanınan Germiyan'ın merkezi olan Kelar'da, üçü erkek ikisi kız beş çocuklu bir ailenin oğlu olarak doğdu. Doğduğu yıllarda, YNK peşmergelerinin direnişi ile bilinen Germiyan'da, peşmergeler ile Irak Baas Rejimi arasında şiddetli çatışmaların olduğu yıllardı. Evleri, Baas Rejimine karşı mücadele eden peşmergelerin merkezlerinden biridir. Doğduğunda yörelerinde Baas'a karşı o dönemin yiğit ve kahraman peşmergelerinden biri olan Herêm'in adı verilir.

ÇOCUKLUĞUNDA ÖRGÜTSEL MEKTUPLARI TAŞIR...

Herêm Mahmud, eli iş tutmaya başladığı günden itibaren çiftçi olan babasının yanında bağ, bahçe ve tarlalarda çalışmaya başlar. Babası bir yandan çiftçilik yaparak aile geçimini sağlamaya çalışırken, öte yandan da bölgelerinde devam eden savaşın bir parçası olan örgütlenme çalışmalarında yer alır. Herêm, babası ile birlikte bu çalışmanın da içinde yer alır. Çocuk hali ile babasının örgütsel çalışmalarda verdiği mektupları hiç kimseye belli etmeden bırakması gereken yerlere bırakır.

BİR YANDAN OKUR, BİR YANDAN OTO TAMİRCİLİĞİ YAPAR

Büyüyüp okul çağına geldiğinde okumak ister. Adı Kürtçe olduğu ve o dönemde de Baas Başur’da etkili olduğu için hiçbir okula kaydı yaptırılmıyor. Kelar’daki yurtsever bir öğretmenin aracılığıyla okula kaydı yaptırılır. Bir yandan okula giderken öte yandan yine bağ, bahçe, tarlada çiftçilik yapan babasının yanında yapabileceği işleri yapmaya devam eder. İlkokulu Kelar’da bitirdikten sonra yine aynı öğretmenin yardımları ile bu kez ortaokula yazılır. Bu yıllarda da bu kez sanayide oto tamircisi bir ustanın yanında işe başlar.

Lise eğitimi için Hemrin şehrine geçer. Bir kez daha Kürtçe olan ismi engel olarak karşısına çıkar. Ancak ilk ve ortaokula kaydını yaptıran öğretmeni devreye girerek liseye de kaydını yaptırır. Üniversitede eğitimi için de Hewlêr’in yolunu tutar. Girdiği üniversite sınavlarında Selahaddin Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Fakülkesi Bölümü'nü kazanır. Burada Hewlêrli bir kadınla tanışır. Okulu bitirdikten sonra 2009 yılında evlenir. Şimdi üç çocuğu var.

GORAN SÜRECİ

Eğitimi sırasında da siyasi çalışmalarını sürdürür. Başur'daki partileri iyi tanıdığı için Kürt ve Kürdistan iddiasıyla ortaya çıkan yeni partileri tanımaya çalışır. Çünkü babası da uzun yıllar emek verdiği, mücadele ettiği YNK’den 2004 yılında ayrılır. Sadece ailesinin geçimi için çalışmaya başlar. Herêm’in mücadele hocası ve mücadeleyi öğrendiği babası uzun yıllar emek verdiği hareketinden ayrılınca bu onun için bir ölçü olur. O yüzden yeni örgüt, parti, hareketleri tanıma, birlikte hareket edebileceği birilerini arama çabalarını sürdürür. Evlendiği yıl Goran Hareketi muhalefet, Kürdistan’daki kirlenme, halktan yana siyaset izleme sloganlarıyla çıkar. Goran'la hareket etmeye başlar. 2015 ve 2016 yılına kadar Goran'la hareket eder. Goran Lideri Newşirwan Mustafa’nın ölümünden sonra hareketteki değişim ve onun da Başur’un diğer partileri gibi harekete etmeye başladığını görünce Goran’dan ayrılır.

Herêm Mahmud, eşi ile Hewlêr’de bir ev kurarak orada yaşamaya başlar. Goran ile birlikte hareket etmeye Hewlêr'de başlar. 7 yıl boyunca Hewlêr’de yaşadıktan sonra doğup büyüdüğü topraklar olan Kelar’a döner.

APOCU HAREKETİ TANIR...

Herêm Mahmud, daha önce de Kürt Özgürlük Hareketi yani Apocu hareketin adını duyar. Goran Hareketi'nden ayrıldıktan sonra Apocu hareketi daha yakından tanımak için çalışır. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın Sorancaya çevrilen kitaplarını okuyarak Kürt Özgürlük Hareketi ve Öcalan’ı daha yakından tanıyınca, Kürt ve Kürdistan için kişi ve aile çıkarlarının hiçbirinin yer almadığı, hatta konuşulmadığı, hareket içinde böyle davranmanın suç olduğu bu hareketin Kürt ve Kürdistan için en iyi hareket bu olduğuna karar verir. Bundan sonra bu hareketle birlikte Kürt ve Kürdistan mücadelesi vermeye karar verir.

Herêm Mahmud, Apocu hareketle hareket etmeye başladıktan sonra hareketi daha yakından tanımak için eğitim görmek ister. Bu talebine olumlu cevap verilir. İdeolojik ve ahlaki bir eğitimden geçtiğini belirterek, bu konuda şunları söylüyor:

“Apocu hareketle tanışıp onunla çalışmaya karar verdikten sonra ideolojik ve ahlaki bir eğitimden geçtim. O eğitimden sonra yaşam, siyaset ve ahlaka nasıl yaklaşılması gerektiği konusunda bende ayrı ve gerçek düşünceler oluştu. O eğitimden yaşam, ahlak kuralları, toplum ve tarihe nasıl yaklaşılması gerektiğini anladım. Önder Apo’nun ideolojisinin toplum ve ahlak üzerine kurulu olduğunu öğrendim. Eğitimden sonra örgütsel ve toplumsal çalışma alanlarında çalışmaya başladık. Bir yandan bu çalışmaları yürütürken öte yandan ailemi geçindirmek için inşaat mühendisliğini yapıyordum. O ideoloji ile tanıştıktan sonra daha önce bana çok zor gelen bu çalışmaların hiç zor olmadığını, zorlanmadan yaptığımın farkına vardım.”

'EYLEMİMİZLE SINIRLARI YIKTIK!'

Herêm Mahmud, başlattığı açlık grevinin Başur’da yeni olmadığını, 1990 ve 1991 yıllarında başlayan ve uzun süre devam eden açlık grevlerini hatırlatıyor. O yıllarda açlık grevi yapılırken Herêm 7 yaşındadır. Ancak küçük yaşına rağmen açlık grevi yapan eylemcilerin yanından ayrılmıyor. İçinde yer aldığı halk oyunları ekibi ile sürekli eylemcilerin yanına giderek onlara moral için gösteriler sunarak bir biçimde eylemlere destek veriyor. Herêm Mahmud, günümüzde Başur’da böyle bir mücadele verilmediği gibi bir algı oluşturulduğunu belirterek, “Aslında bunun adı belleksizliktir. Başur'da böyle çok sayıda eylem var. Ama şimdi sanki hiç yokmuş yada yaşanmamış gibi ele alınıyor. Bu tarihin inkârıdır. Tarih inkâr edilerek yok edilemez. İşte benim gibi birileri çıkıp böyle bir tarihimiz var ve bizim de kendi çapımızda bu eylem türleri ile mücadeleyi canlandırmamız gerekir, diyebilir” diyor.

Herêm Mahmud, eylemi bırakması için tehditler aldı. Günlük olarak aile baskısı ile de karşı karşıya kaldı. Ancak sonunda başta ailesi olmak üzere herkes eylemine saygı duyarak kabul etmek zorunda kaldı. “Birçok kişi tarafından anlamsız görülen bu eylemle biz büyük işler yaptık. Türk devleti Rêber Apo’ya gitmek zorunda kaldı. Bunun da ötesinde Leyla Abla’nın Amed’de, Nasır’ın Hewlêr’de, arkadaşlarımızın Strasbourg’da, binlerce arkadaşımızın zindanlarda başlattığı bu grevle biz sınırları yok ettik. İşgalci güçlerin ülkemizi bölerek oluşturdukları sınırları yok ettik, ortadan kaldırdık. Eylemimden ötürü bana baskı yapanlar sonuçların böyle olduğunu görünce bana ve tüm eylemci arkadaşlarıma saygı duymaya başladılar. Açıktan destek vermeseler de içten içe destek verme noktasına geldiler. Çünkü Germiyan ve Kelar’ın sesi Amed’e, Amed’in sesi Germiyan ve Kelar’a ulaştı.”

'TECRİT TAMAMEN KIRILANA KADAR DEVAM'

Herêm Mahmud da 2 Mayıs’ta Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın avukatları ile görüşme yapmasının tecridin kırıldığı anlamına gelmediği görüşünde. O da tecrit tümden kırılıncaya kadar diğer arkadaşları gibi eylemini devam ettireceğini söylüyor.