KCK: Ulusal birlik tarihin bize emrettiği bir görevdir

KCK'nin Süleymaniye'deki ulusal birlik çalıştayında okunan mesajında "Ulusal Birlik ve Ulusal Kongre, tarihin ve halkımızın biz siyasi partilere gerçekleştirmemizi emrettikleri bir görevdir" denildi.

Kürdistan Ulusal Kongresi'nin (KNK) Süleymaniye'de düzenlediği ulusal birlik çalıştayında Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) Yürütme Konseyi'nin mesajı okundu. KCK Dışilişkileri Sorumlusu Serhad Varto’nun tüm katılımcıları ve KNK'yi başlattıkları ulusal birlik çalışmasından dolayı tebrik ettikten sonra okuduğu KCK açıklamasında, Üçüncü Dünya Savaşı'nın Kürdistan'ın merkezinde yaşandığı belirtilerek, Kürtlerin parçalı duruşlarının sömürgecileri cesaretlendirdiği kaydedildi.

Kürtlerin "ulusal birliği ve ulusal kongreyi sorunlarını çözeceği bir platforma çevirmesi gerektiğini" ve "birliğini sağlaması durumunda ortaya büyük bir sinerjinin çıkacağının" vurgulandığı KCK mesajında, "Açıkça ifade ediyoruz ki, ulusal birlik ve ulusal kongre, tarihin ve halkımızın biz siyasi partilere gerçekleştirmemizi emrettikleri bir görevdir. Biz, hareket olarak, ulusal birlik ve ulusal kongre konusunda üzerimize düşen bütün sorumlulukları yerine getirmeye hazırız" denildi.

KCK'nin ulusal birlik çalıştayında okunan mesajının tam metni şöyle:

"Değerli arkadaşlar! Hepinizin de bildiği gibi Ortadoğu’da Üçüncü Dünya savaşı yaşanmaktadır. Hiç şüphesiz ki, bu savaşın sonucunda tıpkı Birinci Dünya savaşının neticesinde olduğu gibi yeni bir Ortadoğu ve Dünya sistemi kurulacaktır. Mevcut durumda Kürtlerin, yeni Ortadoğu ve Dünya sistemi içerisinde yer alıp almayacakları sorunu, savaşın temel konusu haline gelmiş bulunmaktadır. Bu, Kürtlerin kazanım veya kayıplarının sadece Kürtlerin kaderini değil, Ortadoğu sisteminin de kaderini belirlemesinden kaynaklanmaktadır. Zira Kürtlerin statü sahibi olup olmayacakları yeni sistemin karakterini belirleyecektir. Eğer Kürtler statü sahibi olurlarsa bu, yeni Ortadoğu sisteminin demokratik temeller üzerinde inşa edileceği anlamına gelecektir. Bu durumda sadece Kürtler değil, Ortadoğu’nun bütün ezilen halk ve sosyal kesimleri temel hak ve özgürlüklerine kavuşacaktır. Ama Kürtlerin statüsüz kalması halinde, başta Kürtler olmak üzere bütün Ortadoğu halkları tıpkı Birinci dünya savaşının sonunda olduğu gibi büyük soykırım sistemlerine tabi tutulacaklardır.

SAVAŞLAR KÜRDİSTAN'IN MERKEZİNDE YAŞANIYOR

"Kürtlerin bu savaşta kilit konumda bulunmaları bizlere hem büyük özgürleşme imkânları sunmakta, hem de bağrında büyük tehlikeleri barındırmaktadır. Tehlike, Kürtlerin ve Kürdistan’ın, bu savaşın merkezinde yer almasından kaynaklanmaktadır. Zira savaşın bütün tarafları adeta Kürtler ve Kürdistan üzerinde çatışmaktadır. Bu çatışmada, sömürgeci ve statükocu güçler Türk devletinin liderliğinde, Kürtlerin karşısında konumlanmış durumdadır. Statükonun değişmesinden yana olan güçlerin ise Kürtlerin arkasında olduğunu düşünmek büyük bir yanılgıdır. Kısaca Kürtler, tehlikeler karşısında kendi güçlerine güvenmek ve dayanmak zorundadırlar. Ancak Kürtler için tehlikeli olan şeyin, aynı zamanda Kürtlere büyük özgürleşme imkânlarını sunduğu da bir gerçektir. Zira savaşın merkezinde yer almak, Kürtlere ve Kürdistan’a stratejik bir rol ve konum kazandırıyor. Bu rol ve konumun iyi değerlendirilmesi Kürtlere özgürlük, Ortadoğu’ya da demokrasiyi getirecektir.

KÜRT DÜŞMANLIĞI PARÇALANMIŞLIK ÜZERİNDE GELİŞİYOR

"Değerli Arkadaşlar! Hiç kuşkusuz Kürtlerin bu savaşta stratejik bir önem, rol ve konum kazanması, halkımızın dört parça Kürdistan’da verdiği zorlu mücadele ve ödediği ağır bedeller sayesinde gerçekleşmiştir. Neticede dört parça Kürdistan’da ve uluslararası alanda önemli mevziler kazanılmıştır. Şimdi Türk devletinin liderliğindeki sömürgeci güçler, Kürtlerin bu stratejik rol, konum ve kazanımlarını ortadan kaldırmaya çalışmakta, uluslararası güçler ise bu kazanımları kendi siyasi projeleri temelinde kullanmak istemektedirler. Bu, Kürtler için son derece tehlikeli ve talihsiz bir durumdur. Bu durumun tarihsel nedenleri olsa da, sömürgeci devletlerle uluslararası güçlerin Kürtlere hala yok edilmesi ya da kullanılması gereken araçlar olarak bakmasının asıl nedeni Kürtlerin kendisidir. Kürt güçlerinin siyasi parçalanmışlığı, sürekli olarak sömürgeci güçlerin Kürtleri yok etme arzularını beslemekte, hatta zaman zaman buna hizmet etmektedir. Kürtlerin siyasi ve toplumsal parçalanmışlığı, uluslararası güçlerin de Kürtlerle düzeyli ve stratejik ilişkiler kurmasını engellemektedir. Ortada tüm Kürtler adına muhatap alınacak bir kurum bulunmadığı için, herkes Kürt güçlerini kendi siyasi projelerinin birer unsuru olarak görmektedir. Kısacası hiç kimse tüm Kürtler adına kendisiyle dostluk ya da düşmanlık yapacağı bir muhatap bulamamaktadır. Onun için de ortada Kürtlerin ne dostu vardır ne de düşmanı. Düşmanlar bu siyasi parçalanmışlığın dehlizlerinde kendilerini gizlemekte, dostlar da açıkça ortaya çıkarak kendini göstermenin koşullarını bulamamaktadırlar. Bu nedenle sömürgeci güçler, Kürt düşmanlığını, şu veya bu partiye düşmanlık adı altında gizlemekte, dostlar ise Kürt partileriyle kapalı kapılar ardında görüşmekle yetinmektedirler.

ULUSAL BİRLİK BÜYÜK BİR SİNERJİ AÇIĞA ÇIKARACAKTIR

"Değerli Arkadaşlar! Hepinizin çok iyi bildiği gibi tüm Kürt partilerinin çeşitli bölgesel ve uluslararası güçlerle ilişkileri bulunmaktadır. Hiç kuşkusuz bütün partiler, Kürtler adına bu ilişkilerden güç toplamaya çalışmaktadır. Ama şu husus çok iyi bilinmelidir ki, Kürtlerin asıl güç kaynağı Ulusal Birliktedir. Ulusal Birlik, Kürtlerin henüz kapağı açılmamış hazine sandığı gibidir. Kürtlerin mevcut siyasi, askeri ve diplomatik gücünün birleştirilmesi, herkes için akla hayale gelmeyecek büyük bir sinerji açığa çıkaracaktır. Böyle bir birliğin hem Kürtler hem de Ortadoğu açısından çok ciddi siyasi sonuçları olacaktır. Onun için mutlaka Ulusal birliğimizi gerçekleştirerek Kürtlerin özgürlüğü ve Ortadoğu’nun demokratikleşmesi hedefiyle siyasi süreçte aktif bir rol oynamalıyız.

ULUSAL BİRLİĞİMİZ KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ SAĞLAYACAKTIR

"Değerli Arkadaşlar! Ulusal Birlik, Kürt sorununun hem bütünlüklü olarak, hem de siyasi-demokratik yollarla çözümü için de zorunludur. Ortadoğu’daki bütün sorunların birbirleriyle bağlantılı olduğu bir siyasi iklimde, herhangi bir parçadaki Kürt sorununu diğer parçalardan yalıtarak çözmek mümkün değildir. Kürt sorunu bütünlüklü olarak çözülmedikçe, parçalarda gerçekleşen hiçbir çözümün garantisi yoktur. Kürtlerin, Güney Kürdistan ve Rojava’da birer statü kazandıkları bir dönemde bile, sömürgeci güçlerin Türk devletinin öncülüğünde Kürt karşıtı bir ittifak kurmaları bu gerçeği çarpıcı bir biçimde ortaya koymaktadır. Onun için Kürtlerin birlik halinde, Kürt sorununun çözümünü tüm muhataplarına dayatması bir zorunluluktur. Ulusal birlik, Kürt sorununun siyasi-demokratik yollarla çözümünü de sağlayacaktır. Zira hiçbir sömürgeci devlet, bütün Kürtlere aynı anda düşmanlık yapmayı göze alamayacaktır. Şimdiye kadar birbirleriyle ittifaklar yaparak Kürtleri tasfiye etmek isteyen güçler, Kürtler birlik olduklarında Kürtlerle ittifak kurmak için birbirleriyle yarışacaklardır.

ULUSAL KONGREYİ SORUNLARIN ÇÖZÜM YERİ YAPALIM

"Hiç kuşkusuz Ulusal birlik sadece konjonktürel siyasi gelişmelere cevap olmak için gerekli ve zorunlu değildir. Ulusal birlik ve Ulusal Kongre, hem Kürtler arası sorunların bir çözüm platformu, hem de Kürt demokrasisinin temel kurumu olarak da gerekli ve zorunludur. Ortadoğu’daki anti-demokratik devlet ve kurumların kurbanı olan Kürtlerin, herkesten daha fazla demokratik zihniyet, yaşam ve kurumlara ihtiyacı vardır. Kendi içerisinde demokrasi kültürünü oturtup demokratik kurumlarını oluşturamayan bir Kürtlüğün ne kendi iç sorunlarını, ne de egemen güçlerle olan sorunlarını çözmeleri mümkün değildir. Çeşitli siyasi partilerin arasında yaşanan sorunları Ulusal birliğin önünde engel olarak görmek, son derece yanlış olacaktır. Sorunları Ulusal birliğin önünde engel olarak görmek yerine, Ulusal birliği ve Ulusal Kongre'yi tüm sorunlarımızın çözüm platformu olarak görmek en doğru yaklaşım olacaktır.

ULUSAL KONGRE TARİHİMİZİN EMRETTİĞİ BİR GÖREVDİR

"Değerli Arkadaşlar! Ulusal birlik, Ehmedê Xanê’den bu yana halkımızın en büyük ülküsü olmuştur. Onlarca isyan önderi, yaşadıkları acı deneyimlerden sonra yenilgilerini, ulusal birliği sağlayamamaya bağlamışlardır. Ehmedê Xanê’nin ülküsünün, Şêx Seîd, Seyit Rıza, Berzenci ve Qazi Muhammed’in yaşadıkları acı tecrübelerin evlatları olan halkımızın her neferi bugün bizlerden Ulusal birliğimizi kurmamızı istemektedirler. Hareketimiz, kuruluşundan beri Ulusal birliği hem halkımızın özgürlük mücadelesinin başarısının zorunlu bir koşulu, hem de demokratik yaşamın bir gereği olarak görmüştür. Onun için burada tekrardan ve açıkça ifade ediyoruz ki, ulusal birlik ve ulusal kongre, tarihin ve halkımızın biz siyasi partilere gerçekleştirmemizi emrettikleri bir görevdir. Biz, hareket olarak, ulusal birlik ve ulusal kongre konusunda üzerimize düşen bütün sorumlulukları yerine getirmeye hazırız. Onun için bu çalıştayı, ulusal birlik konusunda atılmış son derece değerli ve anlamlı bir adım olarak görüyoruz. Ulusal birlik çalışmalarının, burada yürüteceğimiz tartışmalarla sınırlı kalmamasını, ulusal birliğin temel ilke ve esaslarının tartışılacağı ileri bir aşamaya taşırılmasını siz değerli katılımcı ve KNK heyetinden talep ediyoruz. Bu temelde tekrardan hepinizi saygıyla selamlıyoruz."