KCK Halklar ve İnançlar Komitesi: AKP'nin camilerinde İslam yok

KCK Halklar ve İnançlar Komitesi, Efrîn saldırılarına İslam'ın da alet edilmeye çalışıldığını belirterek, AKP'nin İslam dışı propaganda yapılan camilerinden uzak durmaya çağırdı.

KCK Halklar ve İnançlar Komitesi, bugünkü yazılı açıklamasında, Türk devletinin Efrîn'e dönük işgalci saldırılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

"Türk Devleti Diyanet İşleri Başkanlığının emriyle 21.01.2018 Pazar günü Bakurê Kürdistan ve Türkiye’de on binlerce camide sabah namazını müteakip Fetih suresinden ayetler okuyarak Efrîn üzerinden Rojava işgaline dini kılıf uydurmak suretiyle İslam dinini de bu işgale alet etmiştir" vurgusunun yapıldığı açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

'SOYKIRIMA KUR'AN'I ALET EDİYORLAR'

"Daha önce Sûr’ da, Nısebîn’de, Cîzîr’de, Silopîya’da Kur’an ayetlerini soykırım girişimlerine alet etmeye çalışan Türk devleti bugün Efrîn'e saldırıda da aynı mantıkla Kürtlere düşmanlık etmektedir. Bu devlet ve başındaki zat Müslüman Kürt halkına karşı işgal ve imha saldırılarına İslam dinini alet etmekten çekinmemektedir. Bu girişim saray ve saltanatı için Peygamber torunu Hz. Hüseyin’i ve yanındaki Müslümanları Kerbela'da katletmekten çekinmeyen Yezid’in 21. yüzyılda Erdoğan-Bahçeli şahsında yeniden taklit edilmesidir. 

Dini kendi saltanatlar için bir araç olarak kullanma siyaseti ve bu siyaset için camilerde propaganda etme konusunda İslam'ın yaklaşımı çok açıktır. Münafıkların Medine yakınlarında kendi çıkarları için kurup kullanmak istedikleri Mesci’de Kuran-ı Kerim Mescid-i Zırar adını vermiştir. Kur'an Kerim Müslümanlara zarar verilen, aralarına ayrılık konulan ve hakkın inkar edildiği camilere Mescid-i Zırar demektedir. Türkiye ve Bakur Kürdistan'ında 21.01.2018 sabah namazında Kur'an ayetlerin okunarak yorumlandığı tüm camiler birer Mescid-i Zırar haline getirilmiştir. Kur'an bu camilerde namaz kılınmamasını çok net emretmektedir. 

Camilerde Erdoğan talimatı ve Diyanet İşleri Başkanı'nın öncülüğünde sabah namazında yapılanlarla açık bir biçimde Kürt halkı ve ülkesi dini argümanlar kullanılarak inkar edilmiştir. Ayettin kendisi olan Kürtleri ve Kürdistan’ı, Kur'an’dan ayetleri münafıkça yorumlayarak inkar etmek, Kürtlere düşmanlığı körüklemeye dini alet etmek, kutsal hakikatleri inkar etmek demektir. 

'DEVLETİN CAMİLERİNDE İSLAM YOK!'

Müslüman Kürtleri, kendilerine ve ülkelerine dönük bu son saldırıyı da görerek Bakurê Kürdistan ve Türkiye’de Yezid anlayışlı İslam’ının fetva mekanı haline gelmiş, Diyanet'e bağlı camilerde namaz kılmamaya çağırıyoruz. Birer Mescit-i Zırar olan bu mekanlarda kılınan namazların İslam’ın hükmüne göre caiz olmadığına inanıyoruz. Daha önce de birçok defa Kürt halk değerlerine ve Kürt halkının malı, canı ve vatanını koruma savaşında şehit düşmüş evlatlarına hakaret edilen, Kürtçenin içinde yasak olduğu bu camiler Kürtlere hakaret ve soykırım mekanları haline getirilmiştir. Kürdistanlılara çağrımız; bu camilerde namaz kılmamaları ve değişik kurslar adı altında çocuklarını buralara göndermemeleridir. Allah bütün yeryüzünü gerçek iman sahipleri için mescit kılmıştır. Dolayısıyla ülkemizin temiz her köşesi bir mescittir. Kürdistanlı Müslümanlar kendi mescitlerini açmalıdır. Devlet tarafından atanmış ve maaşa bağlanmış ve her gün kendilerine değişik biçimlerde hakaret eden imamların arkasında namaz kılmamalarının gerçek İslam olduğunu belirtmek istiyoruz. İslam’a göre imamette aranan en önemli şart 'adalet'tir. İslam’ı başka Müslümanların yaşadığı topraklara saldırmak ve oralara zarar vermek için kullanan, çeteci güçlerini kendine ait olamayan toprakları talan etmek için 'Fetih' suresi eşliğinde yola çıkaran kişiler imam olamaz. Olsa olsa Kur'an ayetlerini satan günahkârlardır bunlar. Bu nedenle bu gibi kişilerin arkasında  kılınan namazın da hayrının olmadığına inanıyoruz. Kürdistanlıları bu amaçla ülkelerine gönderilmiş imam kılıfı altındaki devlet memurlarına karşı dini ve kavmi hakikatler gereği tavır alamaya çağırıyoruz. 

TÜRKİYELİ MÜSLÜMANLARA ÇAĞRI

Türkiyeli Müslümanlara çağrımız; İslam'ı kirleten bu faşist ırkçı güruha karşı Kürtlerle mümin dayanışması içinde olmalarıdır. Türkiyeli dürüst Müslümanları en az  din adı altında milliyetçilik yapanlar kadar cesaretli olmaya, Kürtlerle demokratik İslam şemsiyesi altında milliyetçi ve aynı zamanda din istismarcısı iktidara karşı iman ile mücadele etmeye çağırıyoruz. Tam da bugün Muaviye saltanatına karşı Ebu Zer olmaya ihtiyaç vardır. Türkiye ve Kürdistan'da inancı faşizme sermaye edenlere karşı Ebu Zer gibi duruş gösterecek din alimlerinin olduğuna inanıyoruz. Bu alimleri halkların kutsallıklarına yapılan saldırılar karşısında daha duyarlı ve görevlerine daha fazla sahip çıkmaya çağırıyoruz."