KCK Halklar ve İnançlar Komitesi’nin, kalp krizi sonucu yaşamını yitiren komite üyelerinden Ömer Gölge için yapılan açıklamasında, “Demokratik İslam çizgisini ete kemiğe büründüreceğimizi anısına bağlılığımızın gereği olduğunu ifade etmek istiyoruz. O’nun duruşu gerçek inananların duruşudur” denildi.

Komitenin açıklaması şöyle:

“Yaklaşık iki yıldır komite çalışmalarımızda bulunan Ömer Gölge yoldaşımız bir kalp krizi sonucu yaşamını yitirerek şehit düşmüştür. Ömer arkadaşımızın şahadeti nedeniyle başta mücadele arkadaşlarına olmak üzere ailesine ve demokratik İslam çizgisinde halkların eşitlik ve kardeşlik mücadelesinde emek veren herkese baş sağlığı diliyoruz. Ailesinin ve aynı duygu ve düşüncedeki Türkiyeli arkadaşlarının acılarını paylaşıyoruz.

Ömer arkadaşımız ömrünün uzunca bir bölümünü İslam dininin toplumsal ahlak değerleriyle Ortadoğu halklarına ve tüm Müslümanlara hizmet içerisinde geçirmiştir.  Demokratik İslam inancıyla Müslüman  halkların içinde bulunduğu toplumsal ve siyasal sorunları çözeceğine inanarak, büyük bir inanç ve irade ile mücadele etmiştir. Bu temeldeki dini inancının ilk heyecanını İran İslam Devriminin anti-emperyalist söylemleriyle halklara seslendiği dönemde yaşayan Ömer arkadaşımız, 90’ların başında bu ideallerini gerçekleştirmek için İran sahasında kendisi gibi inanan insanlarla mücadele etmiştir. İran İslam Devriminin yoksullara hitap eden söylemlerini bir bir terk etmesiyle bu sahadan ayrılarak Türkiye'deki demokratik Müslümanlarla hareket etmek için geri dönmüş, bir süre Türk devletinin zindanlarında tutuklu kalmıştır. 2000’lere doğru Kürdistan Özgürlük Hareketini yakından gözlemleme imkanını bulmuş, Önderliğimizin Ortadoğu tarihine, toplumsal yapısına ve İslam dinine dönük değerlendirmelerinden etkilenerek legal demokratik alanda özgürlük mücadelemize bir dost olarak katılma kararı vermiştir. 2013 senesinde Önderliğimizin Demokratik İslam çizgisini bir kongreyle Müslümanların gündemine sokmasıyla birlikte bir kadro olarak Kürdistan özgürlük mücadelesine katılma kararı vermiştir. Ömer arkadaşımız demokratik İslam çizgisiyle başta Ortadoğu Müslüman halkları olmak üzere bütün Müslümanların iktidar İslam’ından kaynaklı yaşadığı sorunların bilincinde olarak yaşamış ve mücadele etmiştir. O demokratik İslam çizgisinde İslam dininin günceldeki sorunların çözümüne büyük katkılar sağlayacağına inandığı için son nefesine kadar idealleri uğruna mücadele içerisinde olmuş bir yoldaşımızdır.

Türk devletinin Erdoğan-AKP çizgisiyle İslam dinini milliyetçi politikalara araç yaptığını, İslam ile emperyalist ve ırkçı yüzünü gizlemeye çalıştığını gördüğünde de yüzünü Kürdistan dağlarına vermiştir. Geçmiş yaşı ve ciddi sağlık sorunlarına rağmen aldığı bu karar kendisindeki inancın ve mücadele sabır ve azminin düzeyini göstermiştir. Türk devletinin Erdoğan ve AKP çizgisinde dini istismar etmeye karşı büyük bir öfke duyan Ömer arkadaş, geçmiş mücadele sürecinde kendisiyle birlikte olduğu birçok kişinin para, mal- mülk ve yetki için ideallerinde vazgeçip Erdoğan gibi faşist diktatörün çizgisine geçmesini de hiçbir zaman kabul etmemiştir. O’nun duruşu gerçek inananların kimler ve nerede olduğunu, dini Emevi çizgisinde anlayan, imanları para ve makam olanların kimler ve nerede durduklarını netleştirmiştir. İslam’ın hak ve adalet çizgisinin Kürdistan özgürlük mücadelesi içerisinde yaşadığını, bu tür sahte ve din istismarcılarına karşı gerçek yolun ve mücadelenin demokratik İslam çizgisinde hizmet olduğunu yaşayarak göstermiştir.

Kuşkusuz ki bir süre birlikte mücadele içinde olduğumuz bir yoldaşımızın şahadeti akabinde böyle bir açıklamada bulunmak bizler içinde zordur. Ancak ömrünü hak ve adalet saflarında tamamlaması, şahadete ermiş olması, şehitlerin de ilahî adalet terazisinden geçerken hak ettiklerini alması teselli kaynağımızdır. Biz komite olarak bu vesile ile bir kez daha yoldaşlarına, kederli ailesine ve demokratik İslam inancıyla yaşayan ve mücadele edenlere başınız sağ olsun diyoruz. Tüm şehitlerimiz gibi Ömer arkadaşın da anısının zafer borcumuz olduğunu tekrarlıyoruz. Demokratik İslam çizgisini ete kemiğe büründüreceğimizi anısına bağlılığımızın gereği olarak ifade etmek istiyoruz.”