Karayılan: 2019'a direnişle giriyoruz

PKK Yürütme Komitesi Üyesi Karayılan, 2019’u açlık grevi direnişleriyle ve tüm topluma yaydığı direngen duruşla karşıladıklarını belirterek, şunun altını çizdi: “Bu tarihi direniş hamlesi giderek büyüyecek ve sonuç almaya doğru gidecektir.”

İçinde bulunulan sürecin sıradan olmadığını, 2019’un da sıradan bir yıl olmayacağını; çelişkilerin derinleştiği, savaşın büyüdüğü, direnişin güçlendiği ve böylelikle çözümün geliştiği bir süreç olacağını kaydeden Karayılan, dönemin gereği savaş verilirse faşist gericiliğin yenileceğini söyledi.

PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan Dengê Welat radyosundan Rosida Mêrdin’in sunduğu Özel Program’a konuk oldu. Tüm açlık grevi eylemcilerini selamlayan Karayılan, “Başta Diyarbakır Zindanı direnişçilerini, değerli siyasetçi, öncü Leyla Güven yoldaşı ve tüm eylemci arkadaşları selamlıyor, yeni yıllarını kutluyor, bu eylemleriyle önümüzdeki yılın özgürlük ve demokrasi yılı olmasını diliyorum. Kürdistan’ın tüm parçalarında, Strasbourg’da açlık grevi eylemleri var. Süleymaniye’den Hewlêr’e, Mexmûr’dan Rojava’ya, Bakurê Kurdistan’dan Rusya’ya kadar halkımız her yerde eylemsellik halindedir. Hepsini selamlıyor, yeni yıllarını kutluyoruz” dedi.

TECRİT KIRILIRSA FAŞİZM YIKILIR

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin sadece şahsına, hatta sadece Kürt halkına karşı değil, Türkiye ve bölgedeki tüm halklar üzerindeki tecrit de olduğunu söyleyen Karayılan, tecridin kırılmasının anlamını şöyle anlattı: “Türkiye’de ve bölgede yeni bir sürecin gelişmesi demektir. Önder Apo’nun özgürleştirilmesi, tüm bölgenin yeni bir sürece girmesini beraberinde getirir. Bu nedenle Önder Apo üzerindeki tecrit ile halkların özgürlüğü, demokrasi ve eşitliği söz konusudur. Bu anlamda ‘Tecridi Kıralım, Faşizmi Yıkalım’ şiarıyla gerçekleştirilen bu eylemler, çok anlamlı ve değerlidir. Tecrit kırılırsa faşizm de yıkılacaktır. Bu çok yerinde bir tespittir.”

BU TOPLUMSAL BİR HAMLEDİR

Leyla Güven’in eyleminin 50. günü aşarak kritik bir sürece girdiğini anımsatan Murat Karayılan, tecride karşı gerçekleştirilen eylemlerin daha da yükseltilmesinin önemine dikkat çekti. Karayılan, şunları söyledi: “Ülke içinde, ülke dışında Leyla Güven öncülüğünde gerçekleştirilen eylem, hamlesel bir çıkışa dönüştü. Halk ve Hareket olarak 2019’u böylesi bir direnişle karşılıyoruz. Yeni yıla direnişle giriyoruz. Bu eyleme katılanlara baktığımızda; içinde kadrolar, siyasetçiler, yeni ve eski milletvekilleri, belediye eşbaşkanları, halktan insanlarımız olmak üzere toplumdan her kesimi var. Toplumsal direniş eylemidir. Genel ve toplumsal bir hamledir. O zaman tüm yurtseverler, demokratlar bu kıvılcımı, hamlesel çıkışı güçlendirmelidir. Özellikle Avrupa gibi imkanların olduğu alanlarda bu hamlesel çıkış geliştirilip yükseltilebilir.

SONUÇ ALMAYA DOĞRU GİDECEK

2019’u açlık grevi direnişleriyle ve bunun topluma yaydığı direngen duruşla karşılıyoruz. Bu tarihi direniş hamlesi giderek büyüyecek ve sonuç almaya doğru gidecektir. Bu nedenle her yurtsever bu hamleden kendisini sorumlu görmeli ve elinden geleni yapmalıdır. Öyle bir sürece girdik ki, herkesin fedakarlık yapması gerekiyor. Her devrimci ve yurtsever bu hakikati görmeli, tarihi hamlesel çıkışa katılıp güçlendirmelidir.”

KARAYILAN GERİLLAYA SESLENDİ

Kürdistan Özgürlük Mücadelesini yürütürken şimdiye kadarki en önemli süreçten geçildiğini; bu tarihi dönemde direnişin başını çeken öncü gücün gerilla olduğunu belirten Karayılan, gerillanın halkların özgürlük ve demokrasi halayında halay başı rolüne dikkat çekti. “Esas ve stratejik rolün gerillanın omuzlarındadır” diyen Karayılan, bu nedenle Türk devletinin o kadar tehditler yağdırıp, ‘gerillayı bu kış tasfiye edeceğiz, kaç metre kar olursa olsun operasyonları durdurmayacağız’ deyip bir tek gerillayı katletmek için savaş uçakları kaldırdığını söyledi. “Neden böyle yapıyor?” diyen PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, “Çünkü gerilla büyük bir rol oynamaktadır, devrimimizin motor gücü olarak büyük bir güç yaratmaktadır” diyerek gerillalara seslendi:

DÜŞMANIN KALBİNE SAPLANAN HANÇER

“Kürdistan dağlarındaki her gerilla yoldaşımız bilmelidir ki; bu dağlarda bulunmak bile tek başına bir anlama sahiptir, özgürlük mücadelesinin yükseltilmesidir. Bu nedenle değerlidir. İster Medya Savunma Alanları’nda, ister Bakurê Kurdistan’da olsun şu anda üslerinde bulunan yoldaşlar düşmanın kalbine saplanmış birer hançer gibidir. Yoldaşların dağlardaki duruşu bile tek başına bir rol oynamaktadır. Gerilla bu şekilde ayakta durduğu müddetçe düşman hiçbir yerde sonuç alamayacaktır. Gerilla direndikçe ve mevzilerini korudukça düşman tüm Kürdistan’da halka, siyasetçilere ne kadar saldırırsa saldırsın, tecridi ne kadar ağırlaştırırsa ağırlaştırsın asla sonuç alamayacaktır. Çünkü sonuç alabilmesinin yolu gerillanın tasfiye edilmesinden geçmektedir. Gerilla Kürdistan dağlarında oldukça halkımızın sırtı yere gelmez. Kürt gençleri her zaman canı gönülden gerillaya katılarak direnişi yükseltecektir. Kürt kadınları özgürlük iradesiyle her daim sırtı pek bir şekilde direngen olacaktır. Gerilla ayakta oldukça halkımız köylerde, sokaklarda, yurt içinde, yurt dışında güçlü olacaktır. Önderliğimizin eli de güçlü olacaktır.

HER GERİLLA İRADENİN TEMSİLCİSİDİR

Düşman önce bizi tasfiye etmek, sonra halkı korkutup ezmek, böylelikle Bakurê Kurdistan’da mutlak bir ölüm sessizliğini hakim kılmak; Rojavayê Kurdistan’ı devletlerarası komployla parçalamak, Başûrê Kurdistan’ı işbirlikçi bir çizgiyle işgal etmek ve en sonunda Önder Apo’nun kapısına gidip ‘başka çaren kalmadı, geri adım atacaksın’ demek istiyor. Yürüttüğümüz savaş aslında bir irade savaşıdır. Önder Apo’nun temsil ettiği iradenin savaşımıdır. Bugün her bir yoldaşımız sığınakta, dağda, ovada sergilediği iradi duruşla bu özgürlük iradesini temsil etmektedir. Tüm yoldaşlarımız bilmelidir ki; bulundukları konumda bir iradeyi, bu halkın özgürlük iradesini, sadece Kürtlerin değil tüm halkların iradesini temsil etmektedirler. Çünkü Kürdistan halkının özgürlük davası, bugün Arap, Asur, Süryani, Fars, Türkmen ve tüm bölge halklarının özgürlük davası haline gelmiştir. Kürdistan’da mayalanan devrim sonuca giderse tüm halklar için yeni bir yol açacaktır. Tüm halkların yolunu aydınlatacaktır. Eğer tasfiye edilirse tüm halklar için karanlık bir faşizm, diktatörlük ve katliam gelişecektir. Önder Apo’nun mücadelesini verdiği çizgi tüm halkların özgürlüğünü ve kardeşliğini esas alan çizgidir. Bu çizgiyi pratikte temsil etmesi gereken de gerilladır. Önder Apo’nun kadrosunu, askerini temsil eden Apocu fedai gerilladır. Bu nedenle eğer fedai Apocu gerillada zayıflık, kırılma yaşanırsa bu her yerde yaşanır. Tüm yoldaşlarımız bu hakikatin bilincinde olmalı, yaşamın her anında bu bilinçle hareket etmeli, yoğunlaşmalarını bu bilinçle yapmalı, tedbirlerini bu temelde almalı, her adımını bu hassasiyetle atmalıdır. 

GERİLLALAR 2019’A HAZIR GİRMELİ

Zafere ulaşmak için yeniden yapılanmayı stratejik olarak ele alıyoruz. Bu anlamda gerilla köklü bir değişikliği yaşamalıdır. Zihniyette, duygu-düşüncede, hareket, yaşam, üslenme ve savaş tarzında değişim ve gelişme kaydedilmesi gerekiyor. Yeniden yapılanma projesi, Önder Apo’nun perspektifleri temelinde ‘nasıl devrimci halk savaşı militanı olunur’ sorusuna gerekli cevabı vermekten ve derinleşmekten geçmektedir. Arkadaşlar imkanlar el verdikçe bu konuda gereken yoğunlaşmayı sağlamalı, kendilerini 2019’a hazırlamalıdır. Görüldüğü kadarıyla 2019 yılı sıradan bir yıl olmayacaktır.

SAVAŞ 2019’DA DAHA DA BÜYÜYECEK

Bölgesel gelişmelere ve hegemonik güçlerin tutumuna bakıldığında bölgedeki savaşın önümüzdeki yılda daha da büyüyeceği görülüyor. Savaşın azalacağı veya biteceği yönünde herhangi bir emare gözükmüyor. Mevcut veriler savaşın daha da gelişeceği yönündedir. Aynı şey Kürdistan için de geçerlidir. Kürdistan’daki savaş bölgedeki savaşla bağlantılıdır. Fakat Türk sömürgeciliği ile aramızdaki mücadelenin düzeyi de göstermektedir ki; savaş önümüzdeki yılda daha da gelişecektir. Çünkü faşist Ankara rejimi iktidarını sürdürmek, hakimiyetini sağlamak ve seçimleri kazanmak için saldırmak, savaşmak zorunda olduğunu düşünüyor. Özellikle çete başı Erdoğan, iktidarını kan dökerek devam ettireceğine inanıyor. İktidarını yaşatmak için kan döküyor, Kürt halkına saldırıyor ve böylelikle Türkiye’deki şovenizm dalgasını şahlandırıyor. Bu şovenist damarı savaşla kanla besleyerek o şoven güruhu etrafında toplamayı, oylarını almayı amaçlıyor. Düşmanımız bu temelde kendisini savaşmak zorunda hissediyor. Elbette güçlülüğünden ileri gelmiyor, zayıflığından dolayıdır. Öyle normal iktidarlar gibi olağan bir ortamda seçime giderek iktidar olan bir güç değildir. Hayır öyle değildir. Tümüyle faşizmdir. Halkı korkutarak, öldürerek, tutuklayarak iktidarını sürdürmek istiyor. Erdoğan Türkiye’deki en sıradan sanatçıyı bile sorguya çekerek, korkutarak Türkiye’de bir korku imparatorluğu tesis ederek iktidarını korumayı amaçlıyor. Bunu yapmak için de savaşması gerekiyor.

YENİ YILDA YENİ HAMLE

Önümüzdeki yılda yeni bir hamle gerçekleştirmek istiyoruz. 2019, bizim için bir hamle yılı olmalı. Son iki yıldaki hazırlıklarımız bunun altyapısını sağlıyor. Bu temelde yeni bir hamle örgütleyebiliriz. Önümüzdeki yılda hem biz hamlesel çıkış yapmak istiyoruz hem de faşist işgalciler kendilerini güçlendirmek istiyor. O zaman mücadele kızışacaktır. Mesela düşman kendisini Başûrê Kurdistan’da güçlendirmek isteyebilir, o zaman Başûr’da çetin bir savaş olur. Düşman Rojava’ya saldırmak istiyor, bunu her gün söylüyor zaten. Rojava devrim güçleri de kendilerini hazırladıklarını söylüyor. O zaman oradaki savaş ve direniş de büyük olur, böyle bir durumda savaş sadece Rojava’nın savaşı olmaz, tüm Kürdistan’ın ve demokrasi güçlerinin faşizme karşı yürüttükleri savaş olur. Bu temelde Bakurê Kurdistan’da yeni bir gerilla hamlesi gündemdedir. Yeniden Yapılanma Projesi ekseninde kendisini yenilemiş, örgütlemiş profesyonel timlerle, taktik ve teknikle bu hamleyi geliştirmek ve güçlendirmek hedeftir.

ÇÖZÜMÜ GETİRECEK OLAN DİRENİŞTİR

Halkımız yeni bir süreç geliştirdi. Bu süreç gittikçe gelişecek ve büyüyecektir. Bu da bize göstermektedir ki, mücadelemiz askeri, siyasi ve toplumsal olarak yeni bir döneme girmekte, bu dönem büyük ve kutsal direniş dönemidir. Bu nedenle diyebiliriz ki; önümüzdeki yıl, büyük bir direniş ve hamle yılı olacaktır. Herkes ona göre hazırlıklı olmalı, kendisini örgütlemelidir.

Bu süreç sıradan bir süreç değil, 2019 sıradan bir yıl olmayacaktır. 2019, çelişkilerin derinleştiği, savaşın büyüdüğü, direnişin güçlendiği ve böylelikle çözümün geliştiği bir süreç olacaktır. 2019’da yaşananlar, sonraki yılların da nasıl yaşanacağını belirleyecektir. Bu nedenle tüm gerilla güçlerimiz, tüm Apocu devrim çalışanları bu bilinçte olmalı, bu sorumlulukla davranmalıdır. Halkımız böylesi bir dönemden geçtiğimizi bilmelidir, artık çözüm ve zafer aşamasına gelmişiz. Bu nedenle düşmanımız direnmekte, saldırmakta biz de 40 yıl boyunca sergilediğimiz iradeyi sergileyerek, daha doğru yol-yöntemlerle, daha yerinde taktik tarzlarla, Önder Apo çizgisi ve kahraman şehitlerin yolunda irade savaşını güçlendirmeyi esas alarak bu sürece katılmalıyız. Bu temelde katılırsak faşist gericilik yenilecek, zafer halkların olacaktır.”