Karayılan: Trump’ın kararına şaşırmadık

PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye’de çekilme kararının kendileri için sürpriz olmadığını ve şaşırmadıklarını söyledi.

Karayılan, Türk devletinin yıllardır uğruna çabaladığı girişimler sonucunda ancak ABD yönetiminin bir kısmını yanına alarak komployu yeniden pratiğe koyma kararı alabildiğini kaydederek, “Artık devletlerarası komplo çizgisi demode olmuştur ve aşılacaktır” dedi.

PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan Dengê Welat radyosundan Rosida Mêrdin’in sunduğu Özel Program’a konuk oldu.

TRUMP’IN KARARI SÜRPRİZ OLMADI

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Kürt Özgürlük Hareketi’nin üç öncüsü hakkında 6 Kasım’da aldığı kararın devamı olan ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye’den çekilme kararının, uluslararası komplo çizgisinin gereği olduğunu kaydeden Murat Karayılan, “Bu karar bizim için bir sürpriz değildir. Bu hususta hiç şaşırmadık. Çünkü her gücün hakikatini, ne yapıp yapamayacağını bilecek; hegemon güçlerin bu karakterini ve Kürtlere yaklaşımını iyi tespit etmiş durumdayız. Rojava’daki devrimciler de 3. Çizgi temelinde herkesle ilişkilenme ama hiç kimseye dayanmamayı esas alıyorlardı. Bu nedenle orada herhangi bir sıkıntının olacağını zannetmiyorum” dedi.

Rojava Devrimi’nin 2012’de gerçekleştiğini, El Nusra ve DAİŞ gibi çetelere karşı iki yıl boyunca öz gücüyle savaşıp kazandığını hatırlatan Karayılan, ABD’nin 2015’te geldiğini, üstelik bazı girişimleriyle tüm bu çabalar üzerinde oluşturduğu gölgenin de bu karardan sonra kalkmış olacağını söyledi.

KOMPLO ÇİZGİSİ AŞILACAK

Komplo çizgisinin Kürtlere karşı uygulanması için çabalayan Türk devletinin, tüm güçlerin Kürtlere karşı tutum almasını istediğini, ABD’nin Türkiye’nin bu tavrına katılımının zayıf olduğunu söyleyen Karayılan, şöyle devam etti: “Çünkü ABD yönetimi içindeki birçok kimse de bu karara karşıdır, doğru bulmuyor. Avrupa bunu doğru bulmadı ve katılmadı. Hatta bazıları geri çekilmeyeceğini de belirtti. Bundan önce Avrupa Yüksek Adalet Divanı’nın PKK hakkında aldığı olumluya yorumlanabilecek bir karar vardı. Belki sonucu değiştirecek düzeyde çok etkili tavırlar olmayabilir ama açığa çıkan gerçeklik şudur: komplo çizgisini devam ettirmek isteyenler faşist Türk devleti ve Trump etrafındaki dar bir çevre olan mevcut Amerika iktidarıdır. 1999’daki gibi birçok devletin katıldığı, bizi daraltacak ve sonuç alacak güçlü bir düzeyde değildir. Bu anlamda komplo çizgisini boşa çıkarma değil de tümden yenilgiye uğratma ve gündemden çıkarmanın zemini güçlüdür. Bu, daha açık bir şekilde görüldü. Türk devletinin yıllardır uğruna çabaladığı girişimler sonucunda ancak Amerika yönetiminin bir kısmını yanına alarak komployu yeniden pratiğe koyma kararı alabildiler. Bu belirttiklerimle komployu sıradan bir şeymiş gibi ele aldığımız anlaşılmasın, hayır. Elbetteki ciddidir, sıradan ele alınmamalıdır. Fakat bilinmelidir ki artık devletlerarası komplo çizgisi demode olmuştur ve aşılacaktır. Bu gerçeklik bilinmeli ve buna inanılmalıdır. Tüm gücümüzle bunun üzerinde durmalıyız.”

ROJAVA DEVRİMİ İRADE SAHİBİDİR

Rojava’nın da içinde olduğu Kuzey ve Doğu Suriye’deki devrimin halklara dayalı gerçekleştiğini; özgücü olan alternatif sahibi ve üçüncü çizgiye dayalı olarak yürüdüğünü hatırlatan Karayılan, zaten kendi özgücüne dayanarak ayakta kalabilirse gerçek bir devrim olduğunu söyledi. Siyaseti, halkı, gücü olup irade sahibi de olduklarına inandıklarını kaydeden Karayılan, şöyle konuştu: “Üçüncü çizgi askeri, siyasi, diplomatik ve toplumsal anlamda doğru bir şekilde yürütülürse mevcut koşullar Kuzey ve Doğu Suriye Devrimi’nin her şekilde kazanmasını sağlayacak niteliktedir.”

ABD İLE YİNE İLİŞKİSİ SÜREBİLİR

Karayılan, neden böyle söylediğini de şu şekilde anlattı: “Çünkü kendisine yeni dengeler kurabilir. Eli kolu bağlı duracak değil ki. Bazı ittifaklar kurabilir, yeni ortaklıklar geliştirebilir. Bu, tüm dünyada böyledir. Olumlu olan tarafı şimdiye kadar kimseye bağlanmaması ve herhangi bir güce dayanmamasıdır. ABD ile yine ilişkilerini sürdürüp kazanımlarını, devrimini koruyabilir. Burada önemli olan esas gücünü, yani öz gücünü koruması, geliştirmesi ve ona dayanmasıdır. Askeri, toplumsal anlamda kendine inanmalı ve öz gücüne dayalı olarak hareket etmelidir. Bu şekilde hareket ederse kendisini koruyabilecek, yeni dengelerde yer alma ve amaçlarını gerçekleştirme kudretine sahiptir. Bunun imkanları da vardır.”

TÜRK DEVLETİNİN BAYRAM HAVASI

Trump’ın bu kararının bazı dengeleri değiştireceğini, Suriye’de yeni dengelerin kurulacağının öngörüldüğünü; Rojava ve Suriye devriminin bazı güçlere dayanarak gerçekleştirildiğini zannedenlerde hayal kırıklığına yol açacağını belirten Karayılan, “Türk devleti bu nedenle ABD’nin geri çekilmesini bayram havasında karşılamaktadır. ‘Amerika giderse bizim için hayırlı olur, bu devrim birkaç günde dağılır’ diyor. Bunun her gün yoğunca propaganda etmelerine rağmen onların generalleri de yetkilileri de iyi bilmektedir ki, bu öyle kolay olmaz. Daha önce de belirttik, yine söylüyoruz: Hiç kimsenin Türk devletinin gücünü büyütmesine, abartmasına gerek yoktur. Öyle elini kolunu sallayarak her yeri alamaz. Bu nedenle oradaki Arap, Süryani, Kürt halkı, savaşçıları ve komutanları kendilerine inanarak, doğru mevzilenerek, doğru yol-yöntemlerle bir irade haline gelerek işgalci Türk devletini rahatlıkla kırıma uğratabilirler” şeklinde konuştu.

DESTEKLEYİP ARKALARINDA DURACAĞIZ

Türkiye, DAİŞ, hatta Suriye ve diğer bazı güçlerin, ABD’nin gidişiyle bu devrimin zayıflayacağını sandığına işaret eden Karayılan, Rojava ve Kuzey-Doğu Suriye Devrimi’nin kendisini her şekilde koruyabileceğine inandıklarını söyledi. PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, şunları ifade etti: “Kürt halkı olarak, Kürt Özgürlük Hareketi olarak biz de kendilerini destekleyip arkalarında duracağız. Bölgedeki tüm demokratik güçler, Kürdistani güçler Rojava Devrimi’ni desteklemelidir. Çünkü Rojava’da ve Kuzey-Doğu Suriye’de halkların kendi kendisini yönettiği bir sistem kuruldu. Demokratik ulus eksenindeki demokrasi ve özgürlük meşalesinin ateşi yükseldi. Bu ateşin sönmesine izin verilmemelidir. Bizler Kürdistan devrimcileri, bölge devrimcileri olarak bu ışığın tüm bölgeyi aydınlatması için özgürlük ateşine sahip çıkmalıyız. Bu, kendine devrimciyim diyenlerin temel görevidir.”