Irak ve Başûr hükûmetlerine ne oldu?

Irak ve Başûrê Kurdistan'da (Güney Kürdistan) Mayıs ayından bu yana seçim havası var. Mayıs'ta Irak Parlamentosu, Eylül’de ise Bölgesel Parlamento seçimleri yapıldı. Ancak hâlâ hükûmetler ortada yok!

Irak ve Başûrê Kurdistan Mayıs ayından bu yana seçim havasını yaşıyor. DAİŞ’in Irak’ta birçok yeri işgal etmesinden sorumlu görülen Nuri Maliki'nin yerine atanan eski Başbakan Haydar Abadi, uluslararası koalisyonun desteği ile işgal edilen alanların DAİŞ’ten alınması ile seçime ciddi bir hazırlık yapmıştı. Ayrıca KDP’nin dayatması ile Eylül 2017'de referandumdan sonra Kerkük ve tartışmalı bölgeleri işgal ederek ele geçirmesi ile Abadi kendisince seçimlerden ciddi sonuçlar alabilecek bir duruma geldiğini düşünerek, seçimlerin Mayıs ayında yapılmasına karar verdi.

12 MAYIS'TAN BERİ SEÇİM HAVASI VAR AMA...

Seçimler 12 Mayıs 2017'de yapıldı. Abadi, beklediği sonucu elde edemedi. Ayrıca Irak parçalanmış bir durumda olan Şiiler ve seçimden birinci parti çıkan Sadr liderliğindeki Sariun koalisyon ile seçimlerden ikinci çıkan İran’a yakınlığı ile bilinen Haşdi Şabi’nin kurucusu Hadi Amiri’nin liderliğini yaptığı Fetih Koalisyonu, Haydar Abadi’nin bir daha başbakan olmasına onay vermedi. En büyük ve iki ayrı kulvardan siyaset yapan Şii gruplar Abadi’ye onay vermeyince Ruhani Lider Ali Sistani de Abadi’nin bir daha başbakan olmaması için fetva verdi. Bunun üzerine 2 Ekim'de cumhurbaşkanı olan Berhem Salih yeni hükûmeti kurmak için üzerinde bir konsensüse varıldığı anlaşılan Adıl Abdulmehdi’ye yeni hükûmeti kurma görevini verdi.

YARIM HÜKÛMET KURULDU!

Bir teknokrat daha doğrusu bir iş insanı olan Adıl Abdulmehdi, bir aylık hükûmet kurma süresinden bir hafta önce oluşturduğu kabineyi 24 Ekim'de parlamentonun güvenoyuna sundu. Parlamento Abdulmehdi’nin 22 kişiden oluşan kabinesinden 14 kişiye güvenoyu verdi. Bakan olarak atanmak istenen 8 kişi ise veto edildi. Abdulmehdi, neredeyse yarısının eksik olduğu bir kabine ile ant içerek göreve başladı. 6 Kasım Salı günü eksik kalan 8 bakan için Irak Parlamentosu'nun toplanıp güvenoylamasına gitmesi gerekirdi ancak parlamento toplanmadı, bakanlar da belirlenmedi. Abdulmehdi, yarım hükûmetle görevini sürdürmeye devam etti.

Abdulmehdi’nin daha tamamlanmamış -bu da Irak’a özgü bir durum- hükûmetinin kurulmasının üzerinden daha bir ay geçmeden baskılar yapılmaya başlandı. KDP, almak istediği Maliye Bakanlığı aracılığıyla bütçenin artırılması baskısına başvurdu. Ayrıca Kürtlere verilmesi için belirlenen üçüncü bakanlığın YNK’ye verilmesi durumunda hükûmetten çekileceği yönünde baskılarda da bulundu. İki büyük Şii grup olan Sariun ve Fetih koalisyonları, yeni hükûmete bakan vermeyerek baştan beri Abdulmehdi hükûmetini baskı altında tuttu. Sadr, "Bir yıl takip edeceğiz, istediğimiz yönde politikalar izlerse destekleriz, yoksa deviririz" şeklinde açıklamalar yaparak, hükûmetin baskı altında olduğunun mesajını verdi. Hadi Amiri, ABD İran ve Haşdi Şabi’ye ilişkin alacağı kararlara Abdulmehdi’nin uyması durumunda hükûmeti yıkmakla baskı kuruyor.

PEKİ BAŞUR HÜKÛMETİ NEREDE?

Irak’ta siyasal atmosfer böyle iken Başûrê Kürdistan’daki atmosfer de bundan çok uzak değil. Zira Başur da Irak genel seçimleri ile birlikte seçim havasına girdi. Bu seçim havası Başûrê Kurdistan’da 30 Eylül’de gerçekleştirilen Bölgesel Parlamento Seçimleri ile devam etti. Partilerin büyük çoğunluğunun itirazları, sözde bağımsız Yüksek Seçim Kurulunun ikiye bölünmesi ile açıklanan sonuçlardan sonra, mahkeme de seçim sonuçlarını onaylayınca, Parlamento açılışı yapıldı. Bazı partiler seçimin ilk gününde yapılan hilelere ilişkin bir şeyler yapılmazsa Parlamentoya gitmeyeceklerini açıklasalar da Parlamentonun açılış oturumuna katıldı. Parlamento açılışına rağmen hâlâ yeni hükûmete ilişkin ise atılmış ciddi bir adım yok.

KDP ÖNCE YNK'SİZ BİR HÜKÛMET DÜŞÜNDÜ AMA...

Seçimlerden sonra KDP, YNK’siz bir hükûmeti kurmayı düşündü ilk etapta. Diğer halklar ve azınlıklar için belirlenen kotadan kendisine yakın olarak seçtirdiği 8 parlamenter ve Goran Hareketi ile bir hükûmet kurma arayışına girdi. Goran Hareketi'nden bazı kişiler buna sıcak yaklaşsa da çekirdek kadrolarının karşı çıkmasından ötürü bu formül tutmadı. Kaldı ki böyle bir formülün tutması durumunda şu an fiilen yaşanan Hewler-Süleymaniye gibi ikili idari bölge ve parçalanma bu kez resmi bir parçalanmaya dönüşürdü. KDP bunu aslında göze almamış değildi.

Ancak öyle görünüyor ki başta ABD olmak üzere uluslararası güçler buna onay vermemiş. Bununla aslında Başûrê Kûrdistan Bölgesel Yönetimi'nin ve oluşturulan bölgenin kimin hakimiyetinde olduğu anlaşılıyor. Zira bu bölgeyi ABD oluşturdu ve halen bölgenin güvenliğinden kendisini sorumlu görüyor. Bölgesel Yönetimin izledikleri politikalara denk politika izlemesini istiyor. Bölgesel Yönetimin kendi politikaları dışına çıkması durumunda, Kerkük ve tartışmalı bölgeleri Irak’ın işgal etmesine onay verdiği hizaya çekme politikalarını izleyebilecekleri de biliniyor.

KDP, YNK’siz hükûmet kurulamayacağını anlayınca bu kez tüm partilerin içinde olduğu bir hükûmet formülünü düşünmeye başladı. KDP ve YNK kurmaylarının yaptıkları açıklamalara bakılırsa, bu hafta içinde yeni hükûmeti kurmak için iki parti arasında görüşmelerin başlaması gerekir. KDP'liler, eski hükûmetlerde olduğu gibi YNK ile eşit düzeyde bakanlıkların olmasını kabul etmek istemediklerini de yaptıkları açıklamalara ekliyorlar. Ortada diğer bir sorun daha var; Kerkük Valiliği sorunu.

Irak’ta yasal olarak Aralık ayında seçimlerden sonra şehir ve eyalet valilerinin de seçilmesi gerekir. Şu ana kadar KDP Kerkük Meclisi üyeleri katılım sağlamayarak Kerkük Valiliğinin seçilmesini engellediler. Ancak yasal olarak bundan sonra onu da yapamayacakları bir döneme giriliyor. KDP’nin YNK ile yeniden hükûmet kurmayı düşünmesiyle; bir yandan uluslararası ve bölgesel güçlerin yeniden ikili bir idari yapıya geçerek parçalanmayı istemedikleri, öte yandan KDP’nin Kerkük Valiliği konusunda bir pazarlığa girmeyi hesapladığı görülüyor. O yüzden bu hafta içinde başlaması gereken yeni hükûmeti kurma görüşmelerinin bir parçası da Kerkük Valiliği olacak. KDP, Irak Cumhurbaşkanlığının YNK’de kalması karşılığında Kerkük Valiliği pazarlığını yapmıştı. Hatta bu konuda anlaşmaya varıldığı yönünde bilgiler de yayılmıştı.

YNK de politik bir taktikle önce Kerkük Valiliği adayını açıkladıktan sonra Irak Cumhurbaşkanı adayını açıklayıp Cumhurbaşkanlığını da almıştı. Yaşanan bu süreç KDP kurmayları tarafından yapılan açıklamalarla da dile getirilmişti. Yeni hükûmeti kurma konusunda da Kerkük Valiliği yeniden pazarlık konusu olacak. Pazarlık konusu olacak diğer bir makam ise Bölgesel Parlamento Başkanlığı. Bölgesel Parlamento Başkanlığı Goran Hareketi'ndeydi. Ancak YNK şimdi Bölgesel Başbakanlığa karşılık Bölgesel Parlamento Başkanlığını istiyor.

YNK Başbakanlığın KDP’de kalmasına karşılık, Parlamento Başkanlığını isteyecek. KDP, Parlamento Başkanlığı konusunda Goran Hareketi'ne yaptığını, yani Parlamento Başkanına Parlamento oturumlarına başkanlık yaptırmamayı, YNK’ye yapamaz. O yüzden KDP Bölgesel Parlamento Başkanlığının YNK’ye verilmesine karşı çıkıyor. Başûrê Kurdistan’da yeni kurulacak hükûmet için bir de başbakanın kim olacağı konusu var.

Bu durum KDP’nin kendi iç sorunu gibi duruyor. Mesud Barzani’ye yakın olan Hêmin Hawrami liste başı olarak seçimlere katıldı. O yüzden Nêçirvan Barzani’nin yerine Hêmin Hawrami’nin başbakan olmasının Mesud Barzani tarafından istenebileceği de söyleniyor. Durum böyle olursa Nêçirvan Barzani'nin bu kez yeni kurulacak hükûmet önünde engel çıkarabileceği de ileri sürülen görüşler arasında.

Bütün bunlar bir araya getirildiğinde Irak ve Başûrê Kurdistan’da her ne kadar seçimler yapılıyor dense de siyasetin hemen hemen hiç demokratik olmadığı, belli aile ve kesimlerin siyaset üzerinde vesayetlerinin olduğu görülüyor. Bir de buna Irak’taki halklar, inançlar, aynı inançlar içinde farklı görüşler eklenince durum giderek ağırlaşıyor. O yüzden kurulacak hükûmetler de yapılacak ve yapılan seçimlerde formalite olmaktan öteye gidemiyor. Bu yüzden sorunların da çözülmesi yerine giderek ağırlaştığını görmek mümkün.