Irak seçimleri, belirsizlik ve Başûr’da kaybettiren anlaşmazlıklar

Irak’ta siyasi belirsizlik sürüyor. İki ay geçti, seçim sonuçları açıklanmadı. Güney Kürdistan bu belirsizlik ortamında bölgesel seçimlere hazırlanıyor. Ciddi anlaşmazlıklar var. KDP ve YNK arasındaki anlaşma ve anlaşmazlıklar, durumu ağırlaştırıyor.

12 Mayıs’ta Irak geneli ile Başurê Kürdistan’da gerçekleştirilen Irak parlamento seçimlerinin üzerinden iki ay gibi bir zaman geçti. Buna rağmen seçimler üzerindeki şaibe kalkmadı, bazı partilerin itirazlarından ötürü hala seçimlerin kesin sonuçları açıklanmadı. En fazla itirazların geliştiği Başurê Kürdistan’daki oyların yeniden elle sayılması işlemleri kimi şehirlerde sürüyor. Bazı şehirlerde tamamlanmasına rağmen sayım sonrasındaki sonuçları açıklanmadı. Oyların elle sayımının ne zaman biteceği, resmi ve kesin sonuçlar ne zaman açıklanacağı belli değil. Böyle devam ederse sonuçların açıklanması uzun zaman alacak. Zira Başurê Kürdistan’daki partilerin büyük bir bölümü seçimlere hile karıştırıldığı noktasında ikna edilmiş değil. O yüzden elle sayım yapılsa da sonuçların açıklanması öyle kolay olmayacak. Zira itirazda bulunan partiler talepleri yerine getirilmezse, Irak’taki siyasi sürece dahil olmayacakları yönünde bir karar almış durumdalar. Bu da Irak’ta fazlasıyla var olan siyasal belirsizliği daha da derinleşmesi demektir.

BAŞÛR’DA ALEVLENEN SİYASAL TARTIŞMALAR VE PARTİLERİN HESAPLARI

Irak genelinde seçimlerden bu yana siyasi kriz ve belirsizlik sürerken, yaklaşan Başurê Kürdistan Bölgesel Seçimleri bölgedeki siyasi atmosferi ısıttı. Kürtlerin Bağdat’a nasıl gideceği sorusu, Başûr gündeminin merkezinde yer alıyor. Bu konuda KDP ile YNK arasında Politbüro düzeyinde birçok toplantı yapıldı. Toplantılar sonrasında partilerin yetkilileri tarafından kamuoyuna yapılan açıklamalara göre ortak hareket etme kararına vardıkları görülüyor. Her iki parti Bağdat’a ortak gitme kararı almalarına rağmen ikisi arasında ciddi anlaşmazlıklar da var. Bunlardan biri Irak Cumhurbaşkanın hangi partiden olacağı konusudur. 2005 yılında KDP ile YNK ve Irak ile varılan bir anlaşmaya göre Irak Cumhurbaşkanı’nın YNK’den, Başurê Kürdistan Bölgesel Başkanı’nın ise KDP’den olması gerekiyor.

Referandumun ardından Kerkük ve tartışmalı bölgelerde yaşanan gelişmelerden sonra bölge başkanı Mesut Barzani başkanlık süresi bittiği için istifa etti. Başkanlık süresi iki yıl önce bitmişti. Parlamento değil, özel bir kurum tarafından uzatılmıştı. İstifa ardından bölgesel başkanlık kurumu da ortadan kaldırıldı. Başkanlık yetkileri yasama, yargı ve yürütme arasında paylaştırıldı. Durum böyle olunca gerek Irak seçimlerinden önce gerekse seçimlerden sonra elde edilen sonuçlardan hareketle bazı KDP kurmayları Irak Cumhurbaşkanlığının KDP’den olması gerektiği yönünde açıklamalar yaparak konuyu tartışmaya açtı. Geçen süre içinde yürütülen tartışmaların alt yapısı, seçim sonuçlarına bağlandı. Bu da şu anlama geliyor; KDP seçimlerde YNK’den daha fazla oy alarak parlamenter çıkardığı için Irak Cumhurbaşkanının KDP’den olması gerekiyor. Kaldı ki bazı KDP’li yetkili ve kurmaylarda bunu açıkça yaptıkları açıklamalarda dile getirdi. YNK böyle bir şeyi kabul etmiyor. Zira bunun Mam Celal ile Mesut Barzani arasında yapılan bir anlaşma ile kabul edildiği, bu anlaşmanın bozulamayacağını açıkça dile getirerek karşı çıkıyor. YNK’liler Irak Cumhurbaşkanlığı makamı kendilerine ait olduğunu ve kendi partilerinden birinin oturacağı bir makam olarak kalacağını açıkça söylüyorlar.

KDP VE YNK’NİN HESAPLARI KAYBETTİRİYOR

Alevlenen siyasal tartışmaların gündemindeki diğer önemli bir konu ise Kerkük valiliğinin Kürtlerde olup olmayacağıdır. Kuşkusuz bu soruya verilecek cevap da anlaşmazlığı çözmeye yetmiyor. Valilik Kürtlerde kalsa bile, hangi partiden olacağı bu kez, yeni bir soru olarak ortaya çıkıyor. Bu konuda da partiler görüşlerini kurmayları aracılığıyla açıklıyorlar. Irak’tan ise bu konuda şu ana kadar herhangi bir açıklama yok. Ancak Türk Cumhurbaşkanı RTE’nin Kerkük’te oluşturduğu İTC ve ona bağlı kendisinin maaş vererek hazırladığı silahlı çete grubu aracılığıyla bu makamın Türkmenlere verilmesi gibi bir talebi olacağı görülüyor. Talepleri yerine getirilmezse oluşturdukları silahlı çete grubu ve son dönemlerde yeniden ortaya saldığı DAİŞ ile Kerkük’ü karıştırması ihtimal dahilinde.

KDP ve YNK arasındaki bu anlaşmazlık, Kürt olması gereken Kerkük Üniversitesi Rektörlüğünü Kürtlere kaybettirdi. Kerkük Üniversitesi Rektörünün Kürtlerden olması gerekiyordu. KDP “bizden olması gerekir”, YNK de “bizden olmalı” şeklinde özetlenen anlayışı nedeniyle, üniversite rektörlüğü Kürtlerden alınıp, Türkmenlere verildi. Tabii bu durum RTE’nin Kerkük’teki elini daha da güçlendirdi denilebilir.

KDP ile YNK arasındaki Irak Cumhurbaşkanlığı’nın hangi partide olacağına dair tartışmalar son günlerde yeni bir tartışmayı beraberinde getirdi. O da “bölgesel başkanlık olsun mu olmasın mı?” tartışmasıdır.

KDP ve YNK’nin Bağdat’a ortak gitme kararını almasından sonra yeniden bölgesel başkanlık gündeme getirildi. Çarşamba günü bölge parlamentosu “bölgesel başkanlık olsun mu olmasın mı?” gibi bir gündemle toplandı. İslami Yekgurtu, Komala İslami parlamenterlerinin katılmadığı bir oylama sonucu 16 “olmasın”, 33 “olsun ancak bölgesel seçimlerden sonra ela alınsın” şeklinde karar çıktı. Bu karar ayrıca, bölgesel başkanlık seçim tarihinin de, yine bölgesel seçimlerden sonra belirlenmesini de kapsıyor.

101 kişilik parlamentodan sadece 49 parlamenterin katıldığı bir oylama ile kararın alınma, meşruiyet açısından ciddi bir sorun teşkil ediyor. Aslında salt çoğunluğun bile sağlanmadığı bir parlamentodaki oylama ile nasıl böyle bir kararın alınacağı, bu kararın geçerliliğinin ne olacağı Başurê Kürdistan’daki yasal durumu ve parlamento gerçeğini gösteriyor. Goran ve diğer bazı partiler “bölgesel parlamento olmasın" yönünde oy verdiler. Ayırca Goran konuya ilişkin daha önce bir planda parlamentoya sunmuştu

PARLAMENTO KARARININ AMACI

Bölgesel başkanlığın yeniden getirilmesi ve seçimlerden sonra seçilme takviminin belirlenmesi yönünde alınan karar, KDP ile YNK’nin yeniden Irak Cumhurbaşkanlığı ve Bölgesel Başkanlık konusunda anlaştıklarına işaret ediyr. Bağdat’ta ortak hareket etme kararının bir nedeni de bu olabilir. Zira bu iki parti arasında Cumhurbaşkanlığı konusunda bir anlaşmaya varılmadan Irak’ta parlamentonun toplanması ve yeni cumhurbaşkanı ile başbakanı seçmesi de zor olacak.

Irak bu yıl bu iki parti arasında bu anlaşmazlığın devam etmesi durumunda Irak Cumhurbaşkanlığını da Kürtlerden alma gibi bir karara gidebilir. Bu da, Kürtlerin daha fazla kaybetmesi anlamına gelecektir. Kürtlerin kazandıkları hakların giderek daha da azalması demektir. Gelişmelerin hangi yönde seyredeceğini şimdiden kestirmek zor. Ancak görünün o ki Irak’taki belirsizlik devam edecek. Başurê Kürdistan bölgesel seçimleri atmosferi daha da alevlendirecek, partiler arasındaki yarış daha fazla kızışacak.