Dağlardaki bu amansız yürüyüş, öyle sıradan, bilinçsizce gerçekleşen bir yürüyüş değil, bir aşk yürüyüşüdür. Bitmez tükenmez bir enerjiyle yürürsün yollarda, patikalarda. Bir hasretin son bulması için gerçekleşir bu yürüyüş. Şimdi Xakurkê’de, savaşın tüm yakıcılığıyla sürdüğü cephe hattındayız.

Yolumuz oldukça engebeli ve zor, yürüyüşümüz zirvelere, en yükseklere. Zaman ilerledikçe anlımızdaki ter damlaları yüzümüzden süzülmekte ve toprağa karışmakta. Hiçbir zorluk bizi yolumuzdan alıkoyamıyor.

Xakurkê cephesinde Brusk Deniz ile tanışıyoruz.

Brusk, yurtsever bir aile geleneğinden geliyor. Ailesinden de gerilla saflarına katılım ve şehitler var. Türk devletinin baskı, sömürü, asimilasyon politikaları ile her Kürt çocuğu gibi daha çocuk yaşta tanışıyor. Daha çocukken PKK gerillası olan ağabeyi 2008'de Dersim’de Türk ordusu ile HPG gerillaları arasında yaşanan bir çatışma sonucu ağır yaralı esir düşüyor.

Gerilla olan amcasının oğlu da 2014'te Bingöl’de yaşanan bir çatışmada şehit düşen Brusk, aynı yıl gerilla saflarına katılıyor. O günden beri büyük bir fedakarlık ve özveriyle mücadele ediyor.

ÖZGÜRLÜK VE YAŞAM TERCİHİ

Brusk Deniz, PKK yolculuğunu bir yaşam ve özgürlük tercihi olarak seçtiğini dile getiriyor ve şunları belirtiyor: "Bize dayatılan tüketilmiş yaşam karşısında ancak PKK'nin sunduğu anlamlı bir yaşam olarak gelebilirdi. Şimdi içinde bulunduğum bu yaşam, o kadar güzel ki; her gün iyi ki çıktım bu yolculuğa, diyorum. Yoldaşlık, sevgi, bağlılık, yaşam daha bir anlamlı bu dağlarda. İtiraf etmeliyim ki; dağlarda gerçekleştirdiğim bu ikinci doğuş benim gerçek doğuşum. Ben yaşama bu doğuşla yeniden 'merhaba' dedim. Şimdi dünyaya gözlerini yeni açmış bir çocuk gibiyim. Her şeyi baştan sona yeniden tanımak, kavramak istiyorum. Bize dayatılanı değil, bize ait olanı yaşamak istiyorum. Yüreğimizi dağlara, dağları yüreğimize sığdırdık."

PKK ÖZGÜR YAŞAMI ÖĞRETTİ

Brusk’a PKK saflarında ne öğrendiğini soruyoruz. Brusk, şöyle yanıtlıyor: "PKK bize özgür yaşamayı öğretti. Biz de buna göre davranıp halkımız için sonuna kadar savaşmalıyız. Düşmana büyük darbeler vurmadan ölmemeliyiz. Hiçbir zaman ölümümüzün sevincini düşmana tattırmamalıyız. Yoksa PKK yaşamı ve tarihi bizi asla affetmez. Onurlu bir yaşamın sahibi olabilmek için büyük savaşların verilmesi şarttır. Onurlu yaşam ancak büyük savaşlarla kazanır. PKK’nin verdiği mücadele özgür yaşamın mücadelesidir. Aynı zamanda ateşten bir gömlektir, yanlış giyersen yakar.