FEDA: Şengal çağımızın Kerbelası’dır

FEDA: DAİŞ terörü ve katliamına rağmen musaip Êzidî toplumu tekçi na hak zihniyetle mücadele etmekten, kadim kimliğini koruma çabasından asla vazgeçmemiştir.

Yazılı bir açıklama yapan Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) “Şengal’de Êzidî Kürt halkına, özellikle de kadınlarına yapılan bu zulüm çağımızın Kerbelası’dır” dedi.

Şengal’in hedef seçilmesinden, saldırı öncesindeki siyasal ilişkilere, saldırı sürecinin nasıl başladığına, saldırı sırasında yaşananlara ve akabinde gelişenlere dair dünya ülkelerinin pek ciddi bir veriye sahip olmadığını kaydeden FEDA açıklamasında şunları belirtti:

“Tam da bu noktada olayın canlı tanıklarının anlatımları çok büyük önem arz ediyor. Êzidîler bu manada hep es geçilen bir toplumsal grup olmuşlardır. Ortadoğu’nun tarumar edildiği bugünkü konjonktürde örgütsüz, zayıf, nicelik olarak az ve siyasal manada ‘sahipsiz’ olan birçok toplumsal grup yok olmakla karşı karşıya kaldı. Êzidîler, Kakailer ve Şebekler bunların başında geliyor. Maalesef yakın tarihte de bu böyle olmuştur. Örneğin; 1915 Ermeni soykırımı olarak tarihe mal olmuştur. Doğrudur Ermeniler bu soykırımdan en büyük zararı gören toplumsal gruptur ancak dikkatli incelendiğinde 1915 aynı zamanda bir Êzidî soykırımıdır.

Yine Dersim soykırımına dair canlı tanıkların anlatılanları ve DAİŞ’in propaganda videolarında gördüğümüz toplu infaz görüntüleri tüyler ürpertecek kadar benzer. Bu katliamları yapanların aynı tekçi na hak zihniyetin ardılları olduklarını görmek gerekir. Karşısındakini insan olarak görmeyen, onları dehümanize eden, yani insanlıkdışılaştıran kendisinden olmayana ölümü reva gören tekçi bir profil var karşımızda.

Anadolu ve Mezopotamya’da din eksenli Müslümanlaştırmaya dayalı bir homojenleştirme/ tekçileştirme siyaseti 19. yüzyılın son çeyreğinden itibaren birçok katliam, pogrom ve soykırım pratiğiyle bugüne kadar gelmiştir. Bu anlamda 1915’de gerçekleştirilen soykırımla 1937/38' Dersim'de gerçekleştirilen katliamın 2014’de DAİŞ’in gerçekleştirdiği soykırım zincirinin halkaları, aynı zihniyetin ürünü olarak görülmelidir.

DAİŞ terörü ve katliamına rağmen musaip Êzidî toplumu tekçi na hak zihniyetle mücadele etmekten, kadim kimliğini koruma çabasından asla vazgeçmemiştir.

Kaçırılan, köle pazarlarında satılan ve halihazırda akıbeti bilinmeyen yüzlerce Êzidî Kürt kadının, fermanlarla katliam emirleri çıkartılan, Avrupa yollarında bin bir eziyete reva görülen Êzidî halkının özgürlük mücadelesi yine Êzidî Kürt kadınları öncülüğünde oluşturulan öz savunma güçlerinin büyük direnişi ve mücadelesi ile devam etmektedir. Bu mücadelenin sonucunda Şengal DAİŞ çetelerinden temizlenmiştir.

Ancak Ortadoğu halkları üzerinden katliam politikalarını yürüten na hak zihniyetler Şengal’le ilgili saldırgan politikalarının farklı şekillerde sürdürmektedir. Ne yazık ki son dönemde AKP-MHP ittifakının Şengal işgalini hesaplamaları bu politikaların devamı niteliğindedir.

Kadim coğrafyamızda biz Alevi toplumumun musahib olarak gördüğü Êzidî halkının kendi toplumsal, tarihsel belleğiyle iradesine sahip çıkarak Rızalık Şehri olarak tanımladığımız demokratik, eşitlikçi ve özgürlükçü yaşamı yeniden inşaa edeceğine inanıyoruz…

Êzidî halkının Şengal’de yaşadığı trajedinin baş sorumlusunun da bu tekçi na hak zihniyet olduğunun altını bir kez daha çiziyor ve Dersim katliamını hala hafızalarında diri tutan Alevi kadınları başta olmak üzere tüm devrimci, demokrat, aydın ve mazlumdan yana olanları yapılacak Şengal anmalarına katılmaya çağırıyoruz.

Şengal’de kaçırılan binlerce Kürt kadınının akıbetinden, aradan dört yıl geçmesine rağmen hala haber alınamaması, bunların özgürlüklerine kavuşturulmaması insanlığın bir utancı ve kara lekesi olarak durmaktadır. DAİŞ çetelerine karşı mücadele ettiklerini söyleyen uluslararası ve bölgesel güçler ve tüm demokratik kurum ve kuruluşlar bu ayıbın temizlenmesi ve kaçırılan Êzidî Kürt kadınlarının bir an önce kurtarılmaları için seferber olmalıdırlar.

Halkımız ve onun bütün kurumları başta olmak üzere bütün insanlığın, Êzidî halkımızla dayanışma içerisinde olması, onları yeni fermanlarla yüz yüze bırakmamak için yaşamın her alanında ortak mücadele içinde olması tarihi bir insanlık görevi ve sorumluluğudur. Bu vesileyle Biz Demokratik Alevi Federasyonu olarak; Şengal katliamının 4. yıl dönümünde Êzidî Kürt kadınlarına yapılan insanlık dışı zulmü şiddetle kınıyor, musaip Êzidî toplumu ile tarihsel köklerimizden bugüne gelen ortak bağlarımızla birlikte na hak zihniyete karşı mücadele birliği içerisinde olduğumuzu yineliyoruz...”