Eylemci tutsağın ailesi: O bize moral verdi

Kandıra 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde 66 gündür açlık grevinde olan Umut Çamlıbel'in babası: "Biz ona moral vereceğimize o bize moral verdi. Taleplerini haykırmamız için telkinlerde bulundu."

Kandıra 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde 66 gündür açlık grevinde olan Umut Çamlıbel'in ailesi, sağlık durumunun iyi olmadığını ama ruhen ve fikren gayet dinç olduğunu söyledi.

İlk ve orta öğrenimini Ağrı'nın Bazîd ilçesinde tamamlayan Çamlıbel, 2005-2006 eğitim-öğretim yılında Urfa'da İnşaat Mühendisliği okurken aktif siyasete katıldı. Son sınıfta olduğu 2010’da tutuklanan Çamlıbel, 5 yıl boyunca tutuklu yargılandı. 'KCK Ana Davası' kapsamında 'örgüt yöneticiliğinden' 18 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Malatya Cezaevi’ne atılan Çamlıbel, sırasıyla Adana, Kastamonu, İnebolu ve son olarak da Kandıra 1 Nolu F Tipi Cezaevi’ne sürgün edildi. Her gittiği cezaevinde ’disiplin cezalarına' maruz bırakılan Çamlıbel, 2012’de girdiği süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eyleminin 66. gününde talepleri kabul edilmiş ve tüm siyasi tutsaklarla beraber grevi bırakmışlardı.

Umut Çamlıbel'in ailesi çocuklarının durumu hakkında ANF'ye konuştu.

MORALİ GAYET YERİNDEYDİ

Baba Mehmet Salih Çamlıbel, şu anda Kandıra Cezaevi’nde tutulduğu için görüşemediklerini, çünkü mesafenin çok uzak olduğunu hatırlattı. Açlık grevinde olan oğlunun, tüm tutsaklara verilen anayasal bir hakkı talep ettiğine dikkat çeken Çamlıbel, "Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için bu eylemi başlattılar. Ben her zaman oğlumun arkasındayım. Tüm taleplerinin karşılanması ve ölümlerin olmaması için devlet bir an evvel bu işe el atmalı. Umut, daha önce de Kastamonu'da 66 gün açlık grevinde kaldı. Bu, onun ikinci açlık grevi. En son kendisiyle telefonda konuştuk, sesi gayet iyi geliyordu, morali gayet yerindeydi. Biz ona moral vereceğimize o bize moral verdi. Hakkı taleplerini haykırmak ve dile getirmemiz için bize telkinlerde bulundu. Bu taleplerin yerine getirilmesi ve ölümlerin olmaması için bu çığlığa ses verilmesini istiyoruz."

DİRENCİ BİZE GÜÇ VERİYOR

Anne Hatice Çamlıbel de oğlunun ikinci kez açlık grevi eylemine girdiğini hatırlatarak, bu kez vücudunun çok hassaslaştığını, güçsüz kaldığını ama gayet dirençli olduğunu söyledi. "Onun direnci bize de güç veriyor" diyen Çamlıbel, şöyle devam etti: "Ben epeyi güçsüz düşmüştüm ama onun yanına gidip geldikten sonra kendimi daha iyi hissettim. Oğlumun talepleri var. Kürtlerin geleceği için açlık grevine girdiklerini söylüyor. Onlar, biz Kürtler bu zulümden ve tecritten kurtulalım diye eylemdeler. Bu tecrit kaldırılmayıncaya kadar eylemlerinden vazgeçmeyeceklerini söylüyorlar. Ben dayanamadım ağladım ama kim ne derse desin bu eylemi sonlandırmayacaklarını söyledi. Umut, Leyla Güven'in o yaşta açlık grevine girdiğini, kendilerinin de bu eylemde kararlı olduğunu söyledi. Gözleri, görmekte sıkıntı yaşıyordu. Güçsüzlükten ayakları titriyordu. Yine de düşmana karşı güçlü durmaya çalıştım. Kendisine güvendiğimizi, arkasında olduğumuzu, söyledim."

RUHEN VE FİKREN DİNÇTİ

Kardeş Muhammed Çamlıbel ise açık görüşüne gittiklerini söyleyerek, şunları paylaştı: "Sağlık durumu eskisinden çok daha kötüydü. Sadece fiziksel olarak çökmüştü ama ruhen ve fikren çok dinçti. Bize çok moral verir şekilde konuştu. Zaten görüşe iki gardiyan eşliğinde geldi. Ailesi olarak canımızın bir parçası ve babamızdan sonraki büyüğümüz odur. Bedenini, uğruna açlığa yatırdığı bu insanlık suçu tecridin bir an önce kalkması gerekiyor. Tecridin olmadığı bir yaşamı inşa etme çabalarını büyük bir saygıyla karşılıyoruz. Bir an evvel devlet tarafından seslerinin duyulmasını talep ediyoruz. Ailesi olarak eylemlerini destekliyoruz. Ölüme yürüyen yüzlerce siyasi tutsağın taleplerinin yerine getirilmesi için biz de buradan gayret ediyoruz."