Eren: Bu 1 Mayıs farklı olmalı

KCK Halklar ve İnançlar Komitesi Üyesi Cihan Eren, bu yıl 1 Mayıs'ın farklı bir anlam taşıdığını söyledi.

KCK Halklar ve İnançlar Komitesi Üyesi Cihan Eren, bu yıl 1 Mayıs'ın Türkiye emekçileri ve Kürdistan’daki bütün halklar açısından yeni bir dönemi ifade ettiğini, daha farklı bir anlam yüklenerek kutlanması gerektiğini söyledi.

Kürdistan'da sürdürülen savaşın, milliyetçi ve dinci propagandayla Türkiye’deki işçi sınıfının sömürülmesi için kullanıldığının altını çizen KCK Halklar ve İnançlar Komitesi Üyesi Cihan Eren, "Bir tarafta toplumu yoksullaştırıyor, bir tarafta sömürüyor, yoksulluktan ötürü kendisine mecbur edilmiş kesimleri de Kürdistan’daki savaşa sürüyor. Dolayısıyla Türkiye emekçi sınıfının, öncülerinin, örgütlü güçlerinin bu durumu çok daha güçlü bir biçimde Türkiye emekçi sınıfının gündemine sokmaları gerekir. Bu 1 Mayıs’ı bir de buna vesile yapmalarında Türkiye’nin özgürlüğü, demokrasisi ve halkların kardeşliği; birlik ve dayanışma mücadelesinin daha güçlü verilmesi için zaruri bir hal almıştır" dedi.

KCK Halklar ve İnançlar Komitesi Üyesi Cihan Eren, 1 Mayıs işçi bayramını, AKP döneminde emekçilerin yaşadığı zorluklar ve buna karşı verdiği mücadeleleri, Kürdistan emekçilerine uygulanan sömürü ve zulüm politikalarını, referandum sonrası sokağa inen kitle ile beraber 1 Mayıs emekçi bayramının ne düzeyde kutlanması gerektiğine ilişkin konuları, ANF’ye değerlendirdi.

AKP faşizminin kendisini bir rejime dönüştürmesi, anayasal bir güvenceye kavuşturmasıyla emekçiler ve halklar üzerinde yeni bir tehlikenin başladığını belirten Halklar ve İnançlar Komitesi Üyesi Cihan Eren, dolayısıyla bu yıl ki 1 Mayıs'ın Türkiye emekçileri ve Kürdistan’daki bütün halklar açısından yeni bir dönemi de ifade ettiğini söyledi. Türkiye ve Kürdistan’da kutlanacak olan 1 Mayıs'ın, doğrudan faşist rejime karşı aynı zamanda emekçilerin kendi taleplerini, istemlerini mücadeleleriyle ortaya koyacakları bir 1 Mayıs olacağını kaydeden Cihan Eren, Türkiye’de en azından son yıllardakinden daha farklı bir anlam yüklenerek kutlanması gerektiğini söyledi.

 

BU 1 MAYIS FARKLI OLMALI

 

Türkiye işçi sınıfının, Türkiye’deki sol, sosyalist hareketlerin, ortaklıklarını güçlü bir şekilde kurarak mücadele etmelerinin kaçınılmaz bir hal aldığını ifade eden Eren, şöyle devam etti: "Nasıl ki Türkiye’deki faşist ekip, blok, devlet tarafı Erdoğan-Bahçeli, AKP-MHP’nin bir kanadı şahsında bir ittifak kurmuş,  büyük bir saldırı içerisindeyse bu 1 Mayıs’ın da benzer biçimde Türkiye ve Kürdistan halkları ve emekçiler arasında gerçekten de birlik, dayanışma bayramının ruhuna uygun bir şekilde faşizme karşı mücadelenin yürütüldüğü bir bayram olması gerekmektedir. Şimdiye kadar ki 1 Mayıslar gibi de olmamalıdır. Gerçekten de birlik ve dayanışmalarını güçlendirecek şekilde bu faşizme karşı koyacakları bir bayram olmak durumundadır."

DİKTATÖRE 'HAYIR' DENİLMELİ

AKP ile başlayan emekçilere dönük saldırıların bu yeni faşist rejimde çok daha artacağına işaret eden Cihan Eren, işçi cinayetleri; işsizlik ve işçi kıyımı; asgari ücret ile açlık ve yoksulluk rakamları arasındaki uçurum; sendikasızlaştırma ve sarı sendikacılığın yeni rejimin karakterine uygun olarak dizayn edilmesi; toplu sözleşme ve grev hakkı gibi parametrelere bakıldığında işçi ve emekçiler için kapkara bir tablonun göründüğünü söyledi. Artık onların maaşları, sosyal güvenceleri, bütün yaşamlarının bir kişinin iki dudağı arasına girdiğini kaydeden Eren, "Dolayısıyla bu 1 Mayıs, her şeye hükmetmek isteyen bir diktatöre karşı bütün işçi sınıfının, emekçi halkın 'Hayır' deme 1 Mayıs’ı olmak durumundadır. İşçi, emekçi ve memur sendikalarının birlik ve dayanışmalarını daha güçlendirmeleri gerekiyor" dedi.

CİDDİ İDEOLOJİK SALDIRI VAR

AKP ile beraber özellikle işçi sınıfına karşı çok ciddi bir ideolojik saldırının da  söz konusu olduğuna dikkat çeken Cihan Eren, şunları ifade etti: "Emekçilerin dini duyguları istismar edilmektedir. İşçiler arasında dini ve mezhebi ayrıştırmalara gidilmektedir. İnanç üzerinden Türkiye işçi sınıfı arasına ciddi bir ayrışma konularak bir nevi AKP’lilik üzerinden emek, iş ve örgütlenme alanları da gasp edilmeye çalışılıyor. Başta işçi ve emek sendikaları olmak üzere bütün işçi sınıfı örgütleri, sol ve sosyalist hareketler, AKP’nin bu saldırılarına karşı daha güçlü bir mücadele içerisinde olmalı. Bizlerin, sol ve sosyalist hareketler olarak hepimizin AKP’nin bu referandumdan sonra daha da tırmandıracağı aşikar olan yeni saldırılarına karşı Türkiye cephesinde, özellikle işçi ve emekçiler arasındaki örgütlülüğümüzü, mücadelemizi daha da güçlendirmemiz gerekiyor."

KÜRDİSTAN'DAKİ SAVAŞIN KULLANILMASI

Kürdistan'da sürdürülen savaşın da milliyetçi ve dinci propagandayla Türkiye’deki işçi sınıfının sömürülmesi için kullanıldığının altını çizen KCK Halklar ve İnançlar Komitesi Üyesi Cihan Eren, şöyle sürdürdü: "Milliyetçilik ve dincilik üzerinden Türkiye’deki işçi sınıfının duyguları, yurtseverlikleri istismar edilerek sömürülmekte ama aynı zaman da o sömürüyle devletin ve egemen sınıfın kazanımları da Kürdistan’daki savaş ve faşizmin sürdürülmesi için kullanılmaktadır. Türkiye işçi sınıfının Kürdistan halkının özgürlük mücadelesini, Kürdistan Özgürlük Hareketi'nin gözünden, çizgisinden, siyasi anlayışından ve perspektifinden her zamandan daha çok tanıma, görme, anlama ihtiyacı söz konusudur. Son yıllarda özellikle Kürdistan’da öldürülen Türk askerlerinin önemli bir kısmı yoksul aile çocuklarıdır. Bu da şunu gösteriyor; bir tarafta toplumu yoksullaştırıyor, bir tarafta sömürüyor, kendisine muhtaç hale getiriyor, yandaşlarını bir biçimde konumlandırıyor ama kendi yandaşı olmayan, yoksulluktan ötürü kendisine mecbur edilmiş kesimleri de Kürdistan’daki savaşa sürüyor. Dolayısıyla Türkiye emekçi sınıfının, öncülerinin, örgütlü güçlerinin bu durumu çok daha güçlü bir biçimde Türkiye emekçi sınıfının gündemine sokmaları gerekir. Bu 1 Mayıs’ı bir de buna vesile yapmalarında Türkiye’nin özgürlüğü, demokrasisi ve halkların kardeşliği; birlik ve dayanışma mücadelesinin daha güçlü verilmesi için zaruri bir hal almıştır."

TEPKİLER 1 MAYIS'TA ZİRVEYE ÇIKMALI

16 Nisan referandumundan sonra AKP’ye karşı hemen hemen her cepheden güçlü bir duruşun ortaya çıktığını; Türkiye halklarının en azından yarısından fazlasının 16 Nisan referandumunda iradesine el koyduğundan emin olduğunu anımsatan Cihan Eren, son olarak şunları vurguladı: "Sokağa çıkan, AKP’ye destek vermeyen, Erdoğan’ın faşizmine karşı muhalefet, en güçlü bir biçimde emek alanından yükselmektedir. Sokaklara yansıyan halkın iradesi de bir nevi 1 Mayıs’ın habercisi gibidir. Şuna inanıyoruz ki; referandumdaki tepki, irade ve o iradenin bir darbeyle gasp edilmesine karşı son günlerde Türkiye’deki sokak eylemleri, 1 Mayıs’ta zirveleşecek. 1 Mayıs çok açık bir biçimde Erdoğan-Bahçeli faşizmine şunu diyecektir; irademize bir darbeyle, kendi kurumlarınızla, örgütleriniz aracılığıyla el koyabilirsiniz ama biz emekçiler, Türkiyeliler, Kürdistanlılar, özgürlük-demokrasi-halkların kardeşliğini isteyenler olarak 1 Mayıs’ta dimdik ayaktayız.

Mayıs ayında şehit düşmüş Türkiyeli ve Kürdistanlı devrimciler ile bütün devrim şehitlerini bir kez daha anıyorum. 1 Mayıs'ın başta Kürdistan ve Türkiye’deki emekçiler olmak üzere bütün işçilere ve halklara kutlu olmasını diliyorum."