Efrin'e saldırılar Güney Kürdistan'da nasıl yorumlanıyor?

Türk devletinin Efrîn'e yönelik işgal harekatı, Güney Kürdistan'da bir yandan toplumsal hafızayı canlandırırken, diğer yandan da tarihin tekerrür etmemesi için harekete geçmeyi sağladı.

Güney Kürdistan halkı, Türk devletinin Efrîn'e başlatmış olduğu işgal harekatına tepkilerini sürdürüyor. Saldırıların başladığı 19 Ocak gününden bu yana Güney Kürdistan'ın yurttaşlar tarafından tüm kentlerinde aralıksız protesto eylemleri düzenleniyor. Güneyli siyasi partileri büyük bölümü de saldırıları kınayan açıklamalar yaptı. Ancak en büyük tepki Güneyli aydın, yazar, akademisyen, sivil toplum temsilcilerinden geliyor.

EYLEMLER İLK GÜNDEN BAŞLADI

Türk devletinin Efrîn'e dönük işgal harekatının hemen ardından Güney Kürdistan'ın birçok kent ve ilçesinde eylemler düzenlendi. Süleymaniye, Ranya, Koyê, Derbendîxan, Seyîdsadiq, Şengal, Kerkük, Teqteq, Qeladizê, Hewlêr, Duhok ve Kifri başta olmak üzere eylemler devam ediyor. Bazı yerlerde KDP'nin engellemelerine rağmen eylemler yapıldı.

GÜNEYLİ SİYASİ PARTİLER

Siyasi partilerden de Tevgera Azadî, Goran Hareketi, Kürdistan İslami Topluluk (Komala İslami), Berhem Salih'in kurduğu Demokrasi ve Adalet İçin Koalisyon, Kürdistan İslami Birlik Partisi (Yekgirtû) ve dün de Hewlêr'de 28 parti bir araya gelerek, işgal girişimini kınadı. Kürdistan Yurtseverler Birliği'den (YNK) parti düzeyinde henüz açıklama yapılmadı.  Ancak YNK’li yetkililer Süleymaniye'deki Rojava Kantonları Temsilciliği'ni ziyaret ederek, desteklerini açıkladı. Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) de sessizliğini koruyor.

EFRİN SAVUNMA CEPHESİ

İşgal girişimine en örgütlü tepki ise Güneyli aydın, yazar, gazeteci, sivil toplum örgütleri ve milletvekilleri tarafından dün Süleymaniye'de kurulan "Efrîn Cephesi Platformu" ile geldi. Güney Kürdistan'da kitlesel eylemler düzenleme ve Efrîn için destek kampanyaları örgütlemeyi hedefleyen Efrîn Cephesi Platformu, bu çalışmaları en kısa sürede organize etmek için de 26 kişilik bir komite kurdu.

TÜRK DEVLETİNDEN TÜM KÜRTLERE SAVAŞ

İşgale karşı en büyük öfke de Güney Kürdistan halkında var. Esnaf, işçi, köylü, aydınlar, öğrenciler, kadınlar ve tüm toplumsal kesimlerin gündeminde Efrîn'e yönelik saldırılar var. Sokaktaki birçok yurttaş, Türk devletinin Kürtlere topyekün bir katliam planı devreye koyduğunu ve planın Bakûrê Kürdistan'la başladığını, Kerkük'le sürdürüldüğünü şimdi de Efrîn'le devam ettirilmek istendiğini belirtiyor. Gözü kulağı televizyon ve radyolarda olan Güney Kürdistanlılar öfkelerini biledikçe biliyor.

GÜNEY MEDYASINDAKİ İKİ HAT

Güney Kürdistan'da daha çok siyasi partilere odaklı yayın yapan medya kuruluşları da işgal girişimini birinci gündem olarak duyuruyor. Güney basını genel olarak iki ana hat üzerinden yayın yapıyor. KDP'nin hakim olduğu Duhok-Hewlêr hattındaki KDP menşeili medya, Türk devletinin yürüttüğü yayın çizgisini esas alıyor ve Türk medyasının Kürtçe versiyonundan farksız. Soran bölgesindeki Kurdsat, Galî Kurdistan, KNN, NRT, Şarpress, Radyo Newa ve daha birçok irili ufaklı medya organı ise Efrîn için daha duyarlı ve sahadan gelen bilgileri esas almakta. Ancak bu yayın çizgisinin duyarlı ve yurtsever tutumunun yanı sıra şimdiye kadarki en büyük yanılgısı Birleşmiş Milletler (BM), ABD, Rusya ve Avrupa Birliği'nin saldırıları durduracağı yönündeki yanılgı oldu.

AKP'NİN KÜRTLERE İLAN ETTİĞ CİHAT HAFIZALARI TAZELEDİ

Güney Kürdistan halkı ve aydınlarındaki genel algı, Türk devletinin tüm Kürtlere bir savaş ilan ettiği yönünde. Ayrıca Türk Diyaneti'nin işgalden önce camilere Fetih Suresi okuma talimatı göndermesi ise Güney'de toplumsal hafızayı bir kez daha canlandırdı. Nitekim Saddam Hüseyin, Güney'de 180 bin kişinin katledilmesiyle sonuçlanan harekata da Kuran'dan bir sure, "Enfal"in adını vermişti. Güney Kürdistan halkı bu nokta Türk devletinin Kürtlere "cihat" ilan ettiğini düşünüyor.

GÜNEY GENÇLERİ NE DÜŞÜNÜYOR?

Güney Kürdistan'ın en dinamik kesimi olan gençler ve kadınlar işgale en büyük tepkiyi duyan kesimlerin başında geliyor. Çünkü Güney gençliği, Rojava'da ortaya çıkan modeli çok yakından takip ediyor. Hatta DAİŞ savaşında Güney Kürdistan gençlerinden yüzlercesi, burada da DAİŞ'le savaş olmasına rağmen Rojava'ya giderek savaşmıştı. Daha sonra tekrar evlerine dönen gençlerin birçoğu şimdi yeniden Rojava'ya, Efrîn'e doğru yolculuğa hazırlanıyor.