2 Temmuz Sivas katliamının yıldönümüne ilişkin yazılı açıklamada bulunan, Demokratik Toplum Kongresi, Türkiye devletinin tarihi boyunca Anadolu ve Mezopotamya halklarına karşı tarihin en kirli ve acımasız soykırım ve asimilasyon politikalarını uygulamaktan geri durmadığını belirtti.

DTK, ‘’bu katliam politikalarından birisi de 2 Temmuz 1993 yılında Sivas Madımak otelinde, 33 Alevi aydınımızın diri diri yakılarak katledildiği Sivas katliamıdır’’ dedi.

Demokratik Toplum Kongresinin açıklaması şöyle:

‘’Kürdistan ve Türkiye halklarına karşı yüzyıldır sürdürülen katliamcı, soykırımcı ve asimilasyoncu politika ve uygulamaların bir devamı olan Sivas katliamı, halklarımızın, inançlarına, ibadetlerine, kültürlerine, hafızalarına, esas olarak da, varlıklarına karşı gerçekleştirilmiş bir katliamdır. Tek tip bir toplum yaratma politikasının sonucu olarak gerçekleştirilen Sivas katliamı; yüz yıldır sürdürülen, “herkes Türk, herkes Müslüman, herkes Sünni, herkes erkek” faşist-ideolojik kalıplarını hayata geçirme uygulamasıdır.

Dersim, Maraş, Çorum, Malatya, Gazi, Gezi, Roboski katliamları ve Sur, Cizre, Nusaybin, Yüksekova, Şırnak vb. il ve ilçelerimizin yakılıp, yıkılması ve genç, yaşlı, çocuk, kadın binlerce Kürdün bodrum katlarında, sokaklarda katledilmesiyle yaygınlaştırılmış ve derinleştirilmiştir.

Sivas katliamını gerçekleştiren katliamcı zihniyet, 24 Haziran Seçimleri sürecinde AKP-MHP faşist ittifakıyla karşımıza çıkmaktadır. İnsanları diri diri yakan DAİŞ çeteleri ile Sivas katliamını yapanların, aynı, faşist, ırkçı, kafatasçı ve insanlık düşmanı ideolojiden beslendikleri gün gibi açıktır.

Katliamın üzerinden yirmi beş yıl geçmesine karşın, hala bir yüzleşmenin yapılmamış olması da doğrudan bu faşist iktidar blok’unun katliam karşısındaki bakışlarını ve tercihlerini ele vermektedir.

Sivas Katliamını 25. yılında bir kez de şiddetle kınıyor, Sivas katliamını gerçekleştiren, göz yuman, teşvik eden bütün kirli ve karanlık odakların insanlık, evrensel hukuk ve adalet önünde yargılanıp hesap verecekleri günlerin yakın olduğuna olan inancımızı belirtmek istiyoruz.

 Faşist diktatörlüğe karşı, ortak demokratik paydalar etrafında, bütün demokrasi güçlerinin birlikte mücadele etmeleri, Sivas katliamını gerçekleştirenlere verilecek en doğru ve en güçlü cevaptır. Türkiye ve Kürdistan halklarının en acil ihtiyacı ve beklentisinin de bu olduğu inancıyla; Sivas katliamında yaşamını yitiren bütün demokrasi şehitlerimizi saygıyla anıyor; onların emaneti olan, Demokrasi, Adalet ve Özgürlük değerlerini yücelterek, mücadelemizi yükselteceğiz.

Sivas Katliamını Asla Unutmayacağız Ve Unutturmayacağız.’’