DTK Eşbaşkanı Öztürk: Susmak, yaşananlara onay vermektir

Belediyelerin gasp edilmesine tepki gösteren DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, "Bu, sadece HDP ve Kürtlerin sorunu değil, demokrasi ve özgürlükten yana olan tüm halkların sorunudur. Susmak, bu yaşananlara onay vermektir" dedi.

Türk İçişleri Bakanlığı'nın talimatı ile 19 Ağustos günü Amed, Van ve Mardin büyükşehir belediyelerinin gasp edilmesi sonucu sokaklara çıkan Kürt halkı, yaşananları protesto etmeye devam ediyor. Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, gasp edilen belediyelere, yaşanan siyasi ve fiziki saldırılara ilişkin ANF'ye konuştu.

Genel anlamda değerlendirildiğinde sistemsel bir krizin ve tıkanmışlığın söz konusu olduğunu belirten Öztürk, mevcut iktidarın da bu sistemle ülkeyi yönetmeye çalıştığını kaydetti. Siyasi iktidarın halkın iradesini gasp ederek kendi varlığını sürdürmeye çalıştığını ifade eden Öztürk, tüm bu yaşananların hem sistemin, hem de şu anki iktidarın iflasını gösterdiğini vurguladı. Öztürk, iktidarın Türkiye ve Kürdistan halklarına sunabileceği hiçbir şeyinin olmadığının altını çizerek, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 'Bu sorunu bir haftada çözerim' sözüne dikkat çekti.

'HERKESİN ALANLARDA OLMASI GEREKİYOR'

Öcalan'ın işaret ettiği ortada olmayan devlet aklına da değinen Öztürk, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: "Bu devlet aklını şu anda gerçekten de göremiyoruz. Var olan kötü durumu daha da derinleştirecek politikalar izliyorlar. Beslendikleri tek şey, faşizm ve zorbalıktır. Başta Kürt halkı olmak üzere Türkiye halklarının demokrasi ve özgürlük mücadelesi her zaman iktidarlardan güçlü olmuşlardır.

Bu vesileyle Türkiye halklarına da buradan bir çağrıda bulunmak istiyoruz. Türkiye'nin demokratikleşmesini, özgürleşmesini ve ülkeye onurlu bir barışın gelmesini isteyen herkesin alanlarda olması gerekiyor. Faşizme karşı herkesin bir duruş sergilemesi gerekiyor. Bu, sadece HDP ve Kürtlerin sorunu değil, demokrasi ve özgürlükten yana olan tüm halkların sorunudur. O yüzden de susmamak gerekiyor. Susmak, bu yaşananlara onay vermektir."

'GASP ÜZERİNDEN VARLIKLARINI SÜRDÜRÜYORLAR'

Türk İçişleri Bakanlığı'nın HDP'li belediyeleri gasp etme gerekçelerine de değinen Öztürk, "Bu gerekçelerin hiçbir geçerliliği yoktur. 1999'dan beridir belediyelerimizden müfettişler çıkmamıştır. Zaten bir kanıtları olsaydı sunarlardı. Düşünün, bir kanıtları olmadan bunu yaptılar. Söylem ile değil, kanıtlarla gelmeleri gerekiyor. Kendi yandaşları başta olmak üzere herkesi kandırmaya çalışıyorlar. Kesinlikle bunlara inanılmaması gerekiyor. Çünkü AKP/MHP iktidarı şiddet ve gasp üzerinden varlıklarını sürdürüyorlar.

O yüzden bugün Rojava Kürdistanı'na da saldırıyorlar. Ama halkımız hem Rojava, hem de Bakur Kürdistanı'nda iradesine ve onuruna sahip çıkıyor. Bu faşizm ve gasp politikaları sürdüğü sürece ne yazık ki tüm Türkiye halkları bunun ceremesini çekecektir. O yüzden bugün Amed, Van ve Mardin halkının gasp edilen iradesine karşı herkesin tek bir ses olması gerekiyor" şeklinde konuştu.