DTK: Alçak komplo Öcalan'ın direnişiyle amacına ulaşamadı

 DTK, 15 Şubat Komplosu'nun amacına ulaşamadığını ancak güncellenmek istendiğini vurgulayarak, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için seferber olmaya çağırdı.

Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük Uluslararası 15 Şubat Komplosu'nun yıl dönümü vesilesiyle bugün yazılı açıklama yaptı.

"Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan şahsında, Kürt halkına ve onun özgürlük hareketine karşı geliştirilen uluslararası komployu 19. yılında bir kez daha lanetliyoruz" diye başlayan açıklamada, şunlar ifade edildi:

'KOMPLOYU BOŞA ÇIKARDI, TARİHİ DİRENİŞİN FİTİLİNİ YAKTI'

"Uluslararası emperyal güçlerle, bölge gerici ve sömürgeci güçlerin işbirliği ve ittifakıyla 15 Şubat 1999 tarihinde gerçekleştirilen uluslararası komplo, Kürt halkının özgürlük mücadelesini nefessiz ve öncüsüz bırakarak tümden tasfiye etmeyi amaçlamıştır. Ancak, Uluslararası komplo, Sayın Öcalan'ın olağanüstü iradesini, direnişini, demokratik ulus perspektifi ve öncülüğünü kendisine rehber edinen halkımızın tarihi direnişi ve mücadelesi ile boşa çıkartılmıştır.

15 Şubat uluslararası komplo, Kürt halkının özgürlük taleplerini boğmanın ve tasfiye etmenin yanı sıra , halklarımızı birbirine düşman ederek, kırdırtmayı hedeflemiş, başta Kürt ve Türk halkları olmak üzere bütün Ortadoğu halklarının birliğine ve ortak yaşamına kast etmiştir.

Bu lanetli alçakça komplo ve planlar, Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan'ın engin öngörüsü, sağduyusu ve önderliği sayesinde amacına ulaşamamış, aksine insanlığın tanık olduğu, eşsiz ve tarihi direnişin fitilini yakmıştır.

15 Şubat uluslararası komployu planlayanlar ve gerçekleştirenler, komplonun 19. yılında Ortadoğu bataklığında bitişi ve çöküşü yaşarlarken, Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan'ın önderlik ettiği Kürdistan Özgürlük Mücadelesi, özgürlük felsefesini ve ortak yaşam ideallerini tüm Ortadoğu coğrafyasında görünür ve yaşanır kılmış, tüm Ortadoğu halklarının kurtuluş umudu haline gelmiştir.

'KİRLİ İTTİFAKLARLA SALDIRILARINI SÜRDÜRÜYORLAR'

Rojava devrimi, Kobanê, Şengal ve Kuzey Kürdistan'daki özyönetim direnişleri, DAİŞ terör çetelerinin tüm Ortadoğu’dan temizlenmesi, Efrîn'e yönelik yapılan saldırı ve işgal girişimine karşı gerçekleştirilen direniş ve diasporadaki halkımızın Efrîn'in işgaline karşı geliştirdiği mücadele esasında halkımızın bir bütün olarak Önderliğine sahip çıkması, uluslararası komployu boşa çıkarmasıdır. Uluslararası toplum da, halkımıza karşı gerçekleştirilen bu alçakça komployu görmüş ve halkımızın yanında saf tutmaya başlamıştır.

Ancak, uluslararası emperyal ve bölge gerici-sömürgeci güçlerin halkımıza karşı olan düşmanlığı, inkâr ve tasfiye siyaseti devam etmekte, her türlü baskı, zor, katliam, soykırım ve işgal uygulama ve saldırıları kirli ittifaklarla sürdürülmek istenmektedir.

Güney Kürdistan’da gerçekleştirilen bağımsızlık referandumu sonrasında bölgesel sömürgeci güçler ve emperyal güçlerin, DAİŞ terör çetesinin Şii versiyonu olan Haşdi Şabi terör çetesini Kürt halkının üzerine saldırtarak, Kerkük başta olmak üzere, birçok Kürt şehrinin işgal edilmesi, en son olarak, AKP-MHP’nin Kürt düşmanlığı üzerinden oluşturdukları milliyetçi-ırkçı ve kirli ittifakın Türkiye’deki CHP başta olmak üzere bütün sistem parti ve kurumlarını da yanına alarak Efrîn şahsında Kürt halkına karşı topyekûn saldırıya geçmeleri ve Efrîn'in işgal edilmeye çalışılması da, uluslararası komplonun çok daha kapsamlı ve yaygınlaştırılmış bir biçimde hayata geçirilmesidir.

Halkımız ve halkımızın dostlarının yürüttükleri direniş ve mücadele ile uluslar arası komplonun bugüne kadar nasıl boşa çıkarıldığı mümkün olduysa, Efrîn'in işgali karşısındaki büyük direnişle de, uluslararası komplonun bu yeni ve güncellenmiş hali boşa çıkartılacaktır.

'ULUSAL BİRLİK' VURGUSU

Tüm Ortadoğu'nun, büyük bir değişime gebe olduğu tarihi bir süreçten geçtiği açıktır. Büyük özgürlük ve kurtuluş fırsatlarının ortaya çıktığı böylesine tarihi geçiş sürecinde tüm Kürdistan parçalarındaki halkımızın ve ona öncülük eden bütün siyasi partiler ve kurumların, kanaat önderlerinin, bu sömürgeci kirli ittifaka karşı, bir araya gelerek, birlik olarak, ortaya çıkan bu fırsatları değerlendirmesi, halkımıza karşı ertelenmez tarihi bir görev ve sorumluluktur. Efrîn'e yönelik gerçekleştirilen saldırılar ve işgal girişimleri Ulusal Birlik çalışmalarının aciliyetini hayati bir ihtiyaç olarak bütün halkımızın gündemine sokmuştur. Bu nedenle, Ulusal Birlik çalışmalarına tüm Kürdistani güçlerin stratejik bir anlam ve değer biçerek yaklaşım göstermeleri ve somut bir kurumlaşmaya dönüştürmeleri hayatidir."

'KOMPLO GÜNCELLENMEK İSTENİYOR'

Açıklamada, tasfiyeci uygulamaların sürdüğüne dikkat çekilerek, şu vurgularda bulunuldu:

"Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan'a uygulanan tecrit, IŞİD saldırıları, Paris Katliamı, Kürdistan şehirlerine karşı gerçekleştirilen katliam ve yıkım saldırıları, Rojava devrimini boğma ve Rojava topraklarını işgal planları ve uygulamaları, DTK, HDP, DBP, KJA vd. Kürt kurumlarına yönelik geliştirilen siyasi soykırım operasyonları vb. politika ve uygulamalar, uluslararası komplonun güncellenerek aralıksız sürdürülmesidir. 15 Temmuz askeri darbe girişimi sonrasında Türk halkına, demokrasi güçlerine, bilim ve akademi dünyasına ve demokratik-sivil toplum örgütlerine karşı gerçekleştirilen saldırı ve kıyım uygulamalarının da bu komplo sürecinin bir parçası olduğu bir gerçektir. Çünkü, 15 Şubat uluslararası komplosu, sadece Kürt halkına karşı bir komplo değil, Türk halkına karşı da bir komploydu."

ÇAĞRI

Komploya karşı çağrı yapan DTK, şunları kaydetti:

"Bu lanetli komploya karşı, bütün Kürdistan ve Türkiye halkları, demokrasi güçleri ve uluslararası toplum seferber olmalı, faşist- gerici AKP-MHP ittifakına karşı, halkların demokratik ittifakını kurarak, birlik ve beraberlik ruhuyla mücadeleyi yükseltmelidirler. 15 Şubat uluslararası komplonun artçı komplolarına karşı direnmenin ve bütün demokratik kazanımlarımızı koruyup geliştirmenin başka da yolu yoktur. Çok iyi bilmekte ve inanmaktayız ki, 15 Şubat uluslararası komplo, halkımıza karşı Sayın Öcalan'ın şahsında gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla Sayın Öcalan özgür olmadan komplonun gerçek manada boşa çıkartıldığını düşünmek mümkün değildir. Sayın Öcalan'ın özgür olması ve özgür koşullarda halkımıza önderlik yapması, halkımızın özgürlüğü ile eş anlamlı, vazgeçilmez ve ertelenmez mücadele nedenimizdir. Barışın da, çözümün de anahtarı budur.

Bütün halkımızı, demokrasi güçlerini, halkımızın tüm dostlarını ve uluslararası toplumu, barış, kardeşlik, demokrasi, birlik ve ortak yaşam adına bir kez daha uluslararası 15 Şubat komplosuna karşı mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz."