Dersim: Rojava halkı kazanımlarını savunacaktır

Türk devletinin Rojava’ya yönelik tehditlerine dikkat çeken PKK  Merkez Komite Üyesi Hemrin Dersim, “Rojava halkı, DAİŞ’in en büyük destekçisi olan Türk devletine karşı kazanımlarını koruyacak ve kendini savunacaktır” dedi.

PKK Merkez Komitesi Üyesi Hemrin Dersim, Türk devletinin amacının sadece Rojava’yı değil tüm Kürdistan’ı işgal etmek olduğunu vurguladı. Bu işgal politikalarının kısa vadeli değil, uzun vadeli bir planın ve projenin ürünü olduğunu belirtti. Rojava ve Kuzey Suriye halklarının birlik ve örgütlülüğünün işgal politikalarını boşa çıkaracağını vurgulayan

PKK Merkez Komitesi Üyesi Hemrin Dersim, “Ağustos ayında ölümsüzler kervanına katılan bütün şehitlerimizi minnetle anıyor, anıları önünde saygıyla eğiliyorum.

Direnişlerini büyütme sözünü yineliyorum. 15 Ağustos Diriliş Bayramı Önder Apo’ya, halkımıza, şu an direniş mevzilerinde olan bütün arkadaşlara kutlu olsun. Hüseyin Mahir, Atakan Mahir, Zeki Şengali, Şevin, Erdal ve son süreçte şehit düşen arkadaşlarımızı tekrardan anıyorum. Ağustos ayı şehitler ayıdır bizler için. Birçok komutanımız bu ayda şehadete ulaşmıştır. Bugünde büyük bir direniş sürecinden geçiyoruz. Bu büyük şehitlerimizin anılarına cevap olabilmek için zaferi elde edene kadar durmayacağız” diye konuştu.

3. DÜNYA SAVAŞINDA KÜRTLER DİNAMİK BİR POZİSYONDA

Şu an büyük bir savaş yürüttüklerini ifade eden Dersim, “3. Dünya savaşı deniyor. Eskiden 3. Dünya savaşının karakterinin daha çok psikolojik ve kültürel savaş tarzında olacağını dile getiriyorlardı. Artık son yıllarda da netleşmeye başladı daha çok silahlı ve askeri yönü ön plana çıkmış durumda. Bütün alanlarda çetin bir savaş yürütülüyor. Rojava somutunda bu süreci değerlendirecek olursak eğer şunları söyleyebiliriz. Her zaman dile getiriyoruz 3. Dünya Savaşında Kürtler ve Kürt gücü dinamik bir pozisyondadırlar. Stratejik bir rol üstlenebilirler.

Bundan dolayı şu an hem Rojava Kurdistanı’nda yerini alan hem de direniş içerisinde olan güçler özelde de Kürtler gibi kazanım sahibi olmuş güçler bütün saldırılara rağmen direniyorlar. Yine DAİŞ gibi çetelerin bütün saldırılarına karşı -DAİŞ ve diğer çetelerin en büyük destekçisi Türk devletiydi- direniş sergileyen, yılmayan güç Kürt güçleridir. Türk devleti halkımıza karşı büyük bir işgal politikası ile yönelmiş durumda. Bu işgal politikalarının hem yasal anlamda hem de uluslararası hukukta hiçbir karşılığı yoktur.

Şu an Türkiye’de yaşanan durumu ele alıp değerlendirecek olursak, özellikle dört parça Kürdistan’a dönük Türkiye’nin işgal politikalarına baktığımızda PKK sadece kendileri açısından bir gerekçe kılınıyor. Bu yönlü bir yaklaşım yanılgılı bir yaklaşım olur, amaçlanan doğru okunamaz. Bu durum işgal politikaları Türk devleti açısından uzun süreli ele alınmış planların ve projelerin yürürlüğü konulma politikalarıdır” şeklinde konuştu.

TÜRK DEVLETİNİN AMACI 4 PARÇA KÜRDİSTAN’I İŞGAL ETMEK

İşgalci Türk devletinin 4 parça Kürdistan’ı işgal etmek istediğini hatırlatan Dersim konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Türkiye’nin Rojava’ya müdahale etmesi için hiçbir yasal gerekçesi yok. Buna karşı halkımız Rojava’daki kazanımlarını koruyacak ve savunacaklardır. Türk devleti ne kadar saldırırsa saldırsın, tehdit ederse etsin bütün girişimleri boşa çıkacaktır. Bizler bu konuda halkımıza güveniyoruz, eğer birlik olur, birbirlerine güç verirlerse, tek ses, tek cevap olurlarsa bu işgal politikaları kesinlikle boşa çıkarılacaktır. Bu konularda halkımız kendisine güvenmelidir. Hiç kimseye sırtımızı dayamamalıyız. Efrîn’de yaşanan durumun kesinlikle bir daha yaşanmasına izin vermemeliyiz. Aynı durum bir daha tekerrür etmemelidir.

Apo’da her fırsatta dile getiriyor en büyük güç, halkın gücüdür. Halkımız kendi gücüne güvenirse hiç kimse halkımızın karşısında duramaz. İstediği sonucu alamaz. Bu güç nedir, örgütlenmektir, kendisini örgütlü kılmaktır. Bu güç nedir, birlik olmaktır, birliğini pekiştirmektir. Bu güç nedir Önder Apo’nun önümüze koyduğu özgür yaşam projesini tüm boyutuyla hayata geçirmektir. Çünkü halkımız büyük bedeller vererek bu aşamaya geldi bu kazanımlar ucuz elde edilmiş kazanımlar değildir. Binlerce şehidin kanıyla elde edilmiş kazanımlardır. Bundan ötürü gelişmelere sıradan yaklaşmamalıyız.”

HALK KENDİSİNE GÜVENMELİDİR

Rojava halkının büyük bir saldırı altında olduğunu vurgulayan Dersim, “Günümüzde özgürlüğü elde etmek, topraklarını özgür kılmak kolay olmuyor. Büyük bedeller verilerek oluyor, zaten bizler de büyük bedeller veriyoruz. Halkımız ise bu konuda en çok bedel veren, emek veren, cefa çeken halktır. Ezilen, özgürlük talebi olan, amaçları için mücadele eden bir halkın muhakkak bedel vermesi gerekiyor ki amaçlarına ulaşsın. İnanıyoruz ki şuan halkımızın Rojava’da yürürlüğe koyduğu sistem içerisinde oluşturduğu birlik ve demokratik ortaklık bütün saldırıları ve Türk Devleti’nin işgal politikalarını boşa çıkaracaktır.

Halkımız kesinlikle kendisine güvenmelidir. Dört parça Kürdistan’da işgale karşı halkımız büyük bir direniş sergiliyor. Somut olarak şu an Önder Apo, İmralı’da tarihi bir direniş sergiliyor. Kürdistan’ın her karış toprağında işgalci Türk ordusuna karşı özgürlük gerillalarımız destansı bir direniş yürütüyor. Bu direnişin sonucunda kesinlikle düşman saldırıları kırılacak ve işgal son bulacaktır. Önder Apo beynimizi, kalbimizi ve ruhumuzu bir kılarsak hiçbir güç bize karşı sonuç alamaz diyor. O yüzden halk olarak dört parça Kürdistan’da beynimizi, kalbimizi ve ruhumuzu bir kılarsak hiçbir güç bize karşı sonuç alamaz” dedi.

ROJAVA FİLİSTİN’İ ÖRNEK ALMALIDIR

Rojava’da oluşturulan sistemi iyi korunması durumunda işgal politikalarının sonuçsuz kalacağını belirten Dersim konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: “Nasıl ki çete saldırılarına karşı halkımız birlik olup sonuç almışsa, Kobanê özgürleşmişse, bugün de aynı yöntemle aynı sonucu elde edebilirler. Bu süreçte her zamankinden daha çok savaşan halk gerçekliğine, savaşa göre kendisini örgütlemiş halk oluşumuna ihtiyacımız var. Yaşamın her anını buna göre örgütlemeli, bu yönlü oluşturmalıyız. Nasıl ki Filistin halkı yıllardır savaş koşullarında yaşıyor ve düşmana karşı direniyorsa Rojava’daki halkımız da Türkiye’nin işgal politikalarına karşı sonuna kadar direnecektir.

Zaten her gün büyük bir direnişin içerisindeler. Önemli olan gençler, kadınlar, yediden yetmişe herkes bu süreçte üzerine düşeni yapmakta tereddüt etmemelidir. Her zaman diyoruz içerisinden geçtiğimiz dönemin temel sloganı direnmektir, durmamaktır. İnanıyoruz ki halkımız bu yönlü bir duruş sergileyecektir. Tüm gençlerimiz üzerine düşen görevi yerine getirmelidir, zaman direniş zamanı, zaman mücadele zamanı, zaman özgürlüğe yürüme zamanıdır!.."