Cimşit’ten Helin ve Nalin’e kadar

Hiç kuşkusuz böyle değerli özgürlük savaşçıları ve komutanları yetiştirmeyi başarmış olan Kürt kadını ve Kürt halkı yenilmezdir.

Kürtler özgürlük mücadelesi şehitlerini anmaya devam ediyorlar. Şehitler Ayı Mayıs’ın her gününde şehitleri anma ve anlama etkinlikleri düzenleniyor. Şehadetinin kırkıncı yıldönümünde büyük devrimci önder Haki Karer her alanda görkemli etkinliklerle anılmış bulunuyor. Dağdaki gerilladan şehirdeki halka, dört parça Kürdistan’dan yurtdışına kadar her yerde büyük anma etkinlikleri yapılıyor. Kırk yıllık tarihi özgürlük direnişinin en eski şehitleri ile en yeni şehitleri birlikte anılıyor. Kürt halkı, kendisini var eden ve özgürlüğe taşıyan evlatlarına çok güçlü bir biçimde sahip çıkıyor.

12 Eylül faşist-askeri rejimine karşı 15 Ağustos kahramanlık atılımının büyük komutanlarından biri de, 25 Mayıs 1988 günü Şemzinan’da faşist ordu birlikleri girdiği çatışmada kahramanca savaşarak şehit düşen Cimşit(Ahmet Kesip) oluyor. Serhat’ın yiğit evladı ve PKK’nin Merkez Komite Üyesi olan Ahmet Kesip’in, saatlerce süren bir çarpışma sonunda ve onlarca ordu gücünü vurduktan sonra Ferhan ve Leyla adlı gerillalarla birlikte şehit düştüğü biliniyor. Ahmet Kesip’i tanıyanlar, hep ezici fizik gücünden, yaratıcı ve yapıcılığından, saf ve temizliğinden söz ediyorlar. Önder Abdullah Öcalan’a sonsuz inançla bağlanan ateşli bir Kürdistan yurtseveri olduğunu ve arkadaşları tarafından müthiş sevildiğini belirtiyorlar. Bu büyük devrimci militanı ve gerilla komutanını, şehadetinin yirmi dokuzuncu yıldönümünde saygı ve minnetle anıyor, Serhat gençliğinin büyük komutanın izinde daha fazla gerillalaşacağına inanıyoruz.

Tarihe iz bırakmış olanları anarken, hiç kuşkusuz Yaşar Büyükanıt’ın ödünü patlatmış olan Ankara fedaisi Erdal Andok’u atlamak doğru olmuyor. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın zehirlendiği haberini öğrenen Erdal Andok, her türlü önleme rağmen, TC’nin başkenti olan Ankara’da faşizme ağır darbe vuran fedai eylemini 22 Mayıs 2007 günü gerçekleştirmeyi başarmış bulunuyor. Söz konusu eylemle verdiği mesaj ise çok nettir: Önder Abdullah Öcalan’a uzanan eller kırılır! Gerçekten de el kıracak kadar etkili olan bir eylem gerçekleştirmeyi başarmıştır. Şehadetinin onuncu yıldönümünde, başarılı bir fedai militan olduğu kadar etkili bir tiyatrocu da olan Erdal Andok’u saygıyla anıyor ve Türkiye gençliğinin bu büyük fedainin izinden yürüyeceğine inanıyoruz.

Tabi Mayıs ayının fedailerinden söz edince, 25 Mayıs 2012’de Kayseri’yi eylem alanı haline getiren Eriş ve Andok’tan da söz etmek gerekiyor. Tıpkı Deniz ve Yusuf gibi birbirini tamamlayan şahane bir gerilla ikilisi olan bu Kürdistan fedaileri, her türlü önleme ve saldırıya rağmen Kayseri gibi bir yerde AKP faşizmine darbe vurmayı başarmış bulunuyor. Hiç kuşkusuz şehadetlerinin beşinci yıldönümünde Gever ve Mardin’in bu yiğit evlatlarını da anmak ve yiğit Kürdistan gençliğini bu değerli komutanlarının izinden yürümeye çağırmak gerekiyor.

Elbette bir de 31 Mayıs’ın unutulmaz şehitleri vardır. 31 Mayıs 1972 günü THKO’nun önder militanları olan Sinan Cemgil ve arkadaşları, Nurhaklarda faşist ordu güçleriyle girdikleri çatışma içinde şehit düşmüşlerdir. TC faşizmine karşı Demokratik Türkiye ve Özgür Kürdistan için gerilla direnişini başlatan ve bugünlerin yolunu açan bu kahraman özgürlük savaşçılarını da saygıyla anıyoruz. Tabi bir de 31 Mayıs 2005’in Uta ve Amara gibi unutulmaz Kandil şehitleri vardır. Biri Alman ve diğeri ise Türk olan bu iki yiğit kadın, her türlü şovenizme ve milliyetçiliğe inat Kürdistan Özgürlük Mücadelesinin iki değerli militanı olarak mücadele etmiş ve şehit düşmüşlerdir. İnsan canlısı ve coşku kaynağı olan bu iki yiğit devrimci kadını, şehadetlerinin on ikinci yıldönümünde saygı ve minnetle anıyor, amaçlarını başarma sözümüzü yineliyoruz.

Çok açık ki, onlarca yıl öncesinin Cimşit, Erdal, Eriş, Andok, Sinan, Uta ve Amara’sından günümüzün Hêlin Dersim’ine ve Nalin Muş’una kadar kesintisiz bir zincir uzanıyor. Buna Kürdistan şehitleri zinciri deniyor. Bunlar Kürdistan’da ulusal dirilişi gerçekleştiren ve deyim yerindeyse ölüyü dirilten büyük kuvvet oluyor. Önder Abdullah Öcalan’ın fikirleri temelinde PKK’yi oluşturan Şehitler Ordusu, bugün gerçek emredici güç olarak, bizi biz yapan ve Kürt halkını yenilmez kılan bir Önderliksel gelişmeyi yaratmış bulunuyor.

Kürdistan özgürlük şehitleri deyip geçmemek gerekiyor. Onlar insanlığın ve toplumsallığın özünü oluşturuyor. En küçük bir bireysel menfaat gözetmeden yaşamlarını halkların özgürlüğüne ve kardeşliğine adamış bulunan çağımızın melekleri oluyor. En zor ve imkânsız koşullarda sadece özgürlük amacına ve inancına bağlı olarak mücadele edip mevcut gelişmeleri yaratmayı bilen gerçek halk öncülüğünü ifade ediyor. Onlar kapitalist modernite sisteminin kirine ve pasına bulaşmamış, kendini sömürü ve çıkar dünyasından kurtarmış gerçek özgürlüğü ve adaleti yaşayan yeni bir toplumsallığı yaratmış bulunuyor. Bu insanlık abidelerini gerçekten de tanımak, anlamak ve anmak gerekiyor.

Hêlin Murat, Dersim’de doğup büyümüş, gerçek Dersim kültürünün ve toplumsallığının özünü özümsemiş, direnişçi ve yaratıcı Dersim kadınının tüm özelliklerini kişiliğinde birleştirmiş ve bunları Apocu özgürlük çizgisiyle yoğurup yeniden şekillendirerek özgür kadın kişiliğini yaratmış bir insan oluyor. Geçen hafta yazdık, insan demek de gerçeği ifade etmeye pek yetmiyor. Ortaya insan değil, sanki bir melek çıkmış bulunuyor. İnsan özgürleşen kadının gerçek gücünü ve yaratıcılığını Dersimli Hêlin’de görüyor. Yirmi yılı aşkın süredir asi dağlarda ve en zor koşullarda yüzündeki gülümseme bir an bile eksik olmaksızın mücadele etmiş bulunuyor. Hêlin Dersim’deki hakikat arayışçılığının, halk ve mücadele tarihine bağlılığın, insanı incitmeyen duyarlılık ve inceliğin, insanları ve yoldaşlarını her zaman kendinden önde tutan mütevaziliğin bir örneğini daha bulmak oldukça zor görünüyor.

Belli ki Nalin Muş’u da, yüksek dağların asi kadını, zor ortamların çözüm yaratan insanı, doğru bildiğini sakınmadan ifade eden tartışma gücü olarak tanıyanları hep hatırlayacaktır. Yıllarca Dersim’in engin dağlarında gerillacılık yapmış, Özgür Kadın Hareketinin her düzeyinde görev yürütmüş, bir düşünce gücü olmak kadar gerilla komutanı ve halk önderi olmayı da başarmış bir kadın devrimci bulmak elbette kolay değildir. PAJK Koordinasyonu görevinden Halk Savunma Merkezi üyeliğine kadar özgürlük mücadelesinin en zor ve kapsamlı görevlerinin yürütücüsü olmak kuşkusuz herkes tarafından başarılamaz.

Özgürlüğün kılıcı olan YJA-Star’ın Komuta Konseyi üyeliği görevinde bulunan bu iki kadın devrimci için gerçekten de ne söylense ve ne yapılsa azdır. Onlar Berivanların, Beritanların, Zilanların, Şilanların, Viyanların, Nudaların, Çiçeklerin, Rojinlerin, Saraların izinde yürümeyi başarmış birer özgürlük çiçeğidir. Apocu özgürlük bilinciyle donanan Kürt kadınının yaratıcı ve direngen gerçeğinin en somut sembolüdür. Özgür kadın hareketini ve onun öz savunma gücünü yaratmak için gösterdikleri çaba ve ve harcadıkları emek kesinlikle boşa gitmeyecektir. Hêlin ve Nalin gerçeği, usanmaz ve yorulmaz bir çabayla eğittikleri yüzlerce genç kadın savaşçıda sonsuza kadar yaşayacaktır. Kürt kadınları ve kızları her gün artan sayıda Helin ve Nalinleşerek, bu büyük iki özgürlük aşığının taşıdığı özgürlük bayrağını sürekli yükseklerde taşıyacaktır.

Hiç kuşkusuz böyle değerli özgürlük savaşçıları ve komutanları yetiştirmeyi başarmış olan Kürt kadını ve Kürt halkı yenilmezdir. Cimşit’ten Helin ve Nalin’e kadar uzanan on binlerce kahraman şehit öncülüğünde birleşen Kürt halkı mutlaka zaferi yaratacaktır. Bu temelde PKK’nin değerli militanları ve Kürt gerillasının değerli komutanları olan Şehit Cimşit, Helin ve Nalin’i ve Onlar şahsında tüm özgürlük mücadelesi şehitlerini saygıyla anıyor, Kürt gençliğini bu ölümsüz komutanlarının izinde daha fazla gerillalaşmaya çağırıyoruz.

Kaynak: Yeni Özgür Politika