Bu zulmü hangi insan insana reva görür?

“Sabah annesini ve kardeşlerini de yanıma aldım. Sınırın Kobanê’yi iyi gören bir noktasına geldik. Yüzümüzü sınır tellerine yaslayıp, oğlumuzun cenaze törenini izledik.”

“Sabah annesini ve kardeşlerini de yanıma aldım. Sınırın Kobanê’yi iyi gören bir noktasına geldik. Yüzümüzü sınır tellerine yaslayıp, oğlumuzun cenaze törenini izledik.”

21 Ocak günü Kobanê şehitliğinde dört YPG savaşçısı son yolculuklarına uğurlanırken Suruç’ta Cuma Demir, eşi ve çocukları sınırın karşı tarafındaki töreni yaşlı gözlerle izliyorlardı. DAİŞ çeteleri ile savaşta şehit düşen dört savaşçıdan biri oğulları Hallac’tı.

Demir ailesi çocuklarının cenazesine son bir kez omuz veremedi. Baba Demir “adımlasanız 5 dakikada varacağınız yerde oğlunuzun cenazesi var ama siz sadece tellerden izliyorsunuz, bu anlatılmaz bir acıdır” diyor.

Şimdi uzaktan mezar taşını gözlüyorlar…

Suruçlu MLKP savaşçısı İsmet Şahin de Şehit Dicle Mezarlığında yatıyor. Annesi Feride Şahin “şuracıkta hemen yanı başımda. Seslensem oğlum sesimi duyacak ama mezarına dokunamıyorum” diye veryansın ediyor.

Böyle anlarda sınır büyüyor; sınır acıları da öfkeyi de büyütüyor. Zalimliğin en çıplak yüzüyle karşı karşıya kalıyorsunuz. Ve bu acıları nasıl taşıdığına hayret ettiğiniz insanlarla…

EN BELİRGİN ÖZELLİĞİ GÜLER YÜZÜYDÜ

Hallac Demir’in (Rabun Pirsûs) babası Cuma Demir bunlardan biri. Baba Demir gözleri dolu dolu anlatıyor oğlunu.

1992 doğumlu Hallac. En belirgin özelliği güler yüzü. “Neşeli ve arkadaş canlısı bir çocuktu” diyor Baba Demir, “Onun için en önemli şey arkadaşlarının mutluluğuydu.”

Daha çocuk sayılacak yaşlarda ailesiyle hayatın yükünü paylaşır Hallac. Emekçidir. Okulu bırakmak zorunda kalır ve çalışmaya gider. Adana’da inşaat işlerinde çalışır ve ailesinin geçimine katkı sunar.

KOBANÊ DİRENİŞİNDE YERİNİ ALIR

Hallac, 2014 yılında Şengal’e DAİŞ saldırısının ardından köye dönüp ailesine YPG’ye katılmak istediğini söyler. Tam bu sırada DAİŞ Kobanê’ye saldırır. Hallac hiç tereddüt etmeden Kobanê’ye geçer ve soysuz DAİŞ çetelerine karşı tarihe geçen direnişte yerini alır.

Hallac, Kobanê’nin kurtarılmasının ardından kısa bir süre köyüne döner. Babasını kırmaz ve ailesine yardım eder. 2015 yılında bu kez geri dönmemek üzere Rojava’ya geçer ve şehit düştüğü ana kadar tüm büyük hamlelerde yerini alır.

Hallac, 19 Ocak 2017 günü Rakka’ya bağlı Siwediye köyünde DAİŞ çeteleriyle çatışmaya giren bir YPG birliğinin içindedir. Yaralı bir arkadaşına yardım etmek istediği sırada şehit düşer Hallac.

Hallac’ın şehit düştüğü haberini babasına amcası verir. “O gün içim kor gibi yanıyordu, içime bir acı düşmüştü. Bir süre sonra kardeşim yanıma gelerek Rabun’un şehit düştüğünü söyledi” diyor Cuma Demir.

TEL ÖRGÜLER ARKASINDAN İZLEDİLER CENAZE TÖRENİNİ

Sonrası emsalsiz, daha önce rastlanmamış bir acı. Sömürgeci devletlerin tel örgülerle böldüğü Kürdistan’dan bölünmüşlüğün trajedisine dair insanlığın tarihsel belleğine emsalsiz bir not daha kaydoluyor baba Demir’in dilinden: “Oğlumun şehit düştüğünü öğrenince aynı gün Suruç kaymakamına gittim. Kaymakam bana ‘Dua et seni içeri atmıyorum, ne cenazesi’ dedi. Oğlumu alamayacağımı anladım. Karşı taraftan arkadaşları oğlumu Kobanê’de bulunan Şehit Dicle mezarlığına defnedeceklerini bana söylediler. Cenaze töreninin Miştenur Tepesi eteklerinde yapılacağını öğrendik. 20 Ocak günü sabah erkenden annesi ve kardeşlerini de yanıma aldım; araca bindik, sınırın Miştenur Tepesini iyi gören bir noktasına geldik. Yüzümüzü tellere yaslayıp oğlumuzun cenaze törenini izledik. Arkadaşları oğluma görkemli bir tören düzenledi. Acı demek yetmez, orada hemen ilerinizde, adımlasanız 5 dakikada varacağınız yerde oğlunuzun cenazesi var ama siz sadece tellerden izliyorsunuz, bu anlatılmaz bir acıdır.”

Baba Demir, Kobanê ve dört parça Kürdistan toprağının kendileri için ülke olduğunu ama çocuklarının mezarına dokunmak, gidip bir Fatiha okumak için köye getirmek istediklerini ekliyor.

EMEK MÜCADELESİNDEN ROJAVA DEVRİMİNE

Suruçlu MLKP savaşçısı İsmet Şahin (Armanc Pirsûs) da Şehit Dicle Mezarlığında yatıyor. İsmet de Hallac gibi kendi yaşamında hep fedakarlıklarıyla, emekçiliğiyle diğerlerinden ayrılmış. 1991’de Suruç’un Mizgewriye köyünde dünyaya gelen İsmet 14 yaşındayken ailesi Antep’e yerleşir. Şahinbey’de liseyi okuyan İsmet’in ailesinin maddi durumu iki kardeşi birden okutmaya yetmez. İsmet bu yüzden okumaya devam etmez ve kardeşinin okuması için çalışmaya başlar.

“Pirsus, için bir başkası, başkalarının mutluluğu her zaman daha önemli oldu. Hep öyle yaşadı ve öyle de şehit düştü” diyor annesi Feride Şahin.  

İsmet fabrikalarda emek mücadelesi ile tanışır, mahallelerde işçi örgütlenmelerinde yer alır. Rojava devrim hareketi içinde MLKP saflarında yer alır İsmet. Bir MLKP savaşçısı olarak halkların kardeşliği ve ezilenlerin kurtuluşu için Rojava devriminde ikirciksiz ve korkusuz bir militan olarak sömürgecilere karşı direnir.

İsmet, 2015 Eylül ayında geçtiği Rojava’da çok kısa süre sonra şehit düşer. Aralık ayında şehit düşen Pirsus’un cenazesi ailesine verilmez.

SESLENSEM SESİMİ DUYACAK AMA MEZARINA DOKUNAMIYORUM

Türk devleti ailenin cenazeyi alma talebini geri çevirir. MLKP şehidi İsmet Şahin, Kobanê’de YPG’li yoldaşlarının yanına, Şehit Dicle Mezarlığına defnedilir.

“Oğlumun cenazesini alamadım. Her gün eriyorum. Şuracıkta hemen yanı başımda, seslensem oğlum sesimi duyacak. Ama mezarına dokunamıyorum. Bu beni kahrediyor. En azından cenazemi alıp oğluma bir mezar yapayım, gidip bir çiçek bırakabileyim” diyor anne Feride Şahin.