Bekir Kaya: Kayyumlar sömürgeci sistemin temsilcidir

Yerine kayyum atanan Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Bekir Kaya 11 ay sonra ilk kez hakim karşısına çıktı. Cezaevinde siyasi rehine olarak tutulduklarını kaydeden Kaya, kayyumları sömürgeci sistemin temsilcisi olarak nitelendirdi.

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile görevinden uzaklaştırılarak yerine kayyum atanan Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Bekir Kaya’nın Van’daki ilk duruşması görüldü. Van 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Kaya tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden SEGBİS sistemiyle katılırken, aynı dosyada tutuklu yargılanan MEYA-DER Yöneticisi Neriman Urar ile İdris Şaybak da SEGBİS'le katıldı. Tutuksuz yargılanan belediye çalışanları Çetin Çiftçi, Cuma Köylüoğlu, Zelal Tanlı, Mehmet Halim Eryiğit, Can Tayan duruşmada hazır bulundu. Duruşmayı tutuklu yakınları, Halkların Demokratik Partisi  (HDP) Van milletvekilleri Nadir Yıldırım, Lezgin Botan, Barış Anneleri Meclisi üyeleri, HDP DBP yöneticilerin yanı sıra kayyum tarafından işten çıkarılan belediye çalışanları ile çok sayıda yurttaş katıldı. Bekir Kaya'nın avukatı ve aynı zamanda Van Baro Başkanı Murat Timur ile Sebahattin Kaya ve Özgürlükçü Hukukçular Platformu avukatları duruşmada yer alırken, mahkemeyi izlemek için gelen yurttaşlardan sadece tutuklu yakınlarından ikişer kişi salona alındı.

YOKSULLARA YARDIM SUÇ SAYILDI

Bekir Kaya için isnat edilen suçlamalar arasında; mezarlık yapımı, cenazelere katılım, kayyum protestoları, yoksullar için yapılan yardımlar, KHK ile kapatılan Dicle Haber Ajansı (DİHA) ile Jin Haber Ajansı (JİNHA) abonelikleri "Örgüte para aktarma” olarak dosyada yer aldı.

MAHKEME BAŞKANI: SEN VAN'DA BELEDİYE BASKANLIĞI MI YAPTIN?

Yapılan kimlik tespitinin ardından Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Bekir Kaya SEGBİS'le bağlandı. Mahkeme Başkanının alaycı bir tutumla Kaya'ya "Van'da Belediye Başkanlığı yaptın mı?"  şeklinde soru yöneltince mahkemede gergin anlar yaşandı. Kaya, hakime "Dalgamı geçiyorsun. Ben yüzde 70 halk oyu ile belediye başkanlığına seçilmiş biriyim. Böyle soru olmaz, bu halkın iradesini aşağılamaktır" sözleriyle tepki gösterdi. SEGBİS sisteminde meydana gelen arıza nedeniyle duruşmaya ara verildi. Aradan sonra duruşma Bekir Kaya'nın savunmasıyla devam etti.

‘SAVCILAR AYNI ANDA AYNI RÜYAYI MI GÖRDÜ’

Kaya, söz konusu davanın politik gerekçeler ve politik nedenlerle oluşturulduğunu belirterek, Savcılığın düşman ceza hukukunun uygulanarak ortaya bir iddianame çıkardığını kaydetti. Kaya, “Türkiye’de 'Koordinatör Savcılık' diye bir şey çıkarıldı, oysa yasada böyle bir savcılık makamı yok. Van, Dersim, Diyarbakır ve Mardin’de aynı anda yapılan operasyonlarla gözaltına alındık ve derhal kayyumlar atandı. Bizler politik rehiniz. 4 Kasım’da HDP eş genel başkanlarımızın da aralarında bulunduğu 15 milletvekilimiz gözaltına alındı. Savcılar aynı anda aynı rüyayı mı gördüler de operasyon kararı verdiler. Yoksa telepati yoluyla mı anlaştılar. Bunlar acemice çabalardır, yargı tamamen araçsallaştırılmıştır. Cumhurbaşkanı daha mahkeme kararı bile olmadan 6 milyon insanın oyunu almış HDP’nin Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı ‘terörist’ ilan ediyor, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, gece gündüz bize hakaret ediyor. Hakkımızdaki tutuklama kararlarını İçişleri Bakanı veriyor. Eğer adil yargılama yapacaksınız bunları göz önünde bulundurmak zorundasınız” şeklinde konuştu.

'KÜRT HALKINA YAPILANLARI KABUL ETMEDİĞİMİZ İÇİN BURADAYIZ'

Birçok dosyanın FETÖ üyesi hakim ve savcılar tarafından hazırlandığını dikkat çeken Kaya, “Bize gelince FETÖ kararlarını savunuyorlar. Bu davalar bertaraf etme siyasetinin bir ürünüdür. Türkiye Cumhuriyeti ülkedeki farklı sosyal yapıları inkar ederek kuruldu. Ancak Kürtler yüz yıldır buna itiraz ediyor. Bazıları isyanla, silahla itiraz ederken biz de siyaset yaparak itiraz etmeye çalıştık. Bu yüzden bugün insanlarımız bedel ödüyor. Kürt halkına yapılanları kabul etmediğimiz için burada yargılanıyoruz. İşte tüm mesele budur, şimdi yargı ile politik itirazımızı bertaraf etmeye çalışıyorlar. Daha önce bunları yaşadık. Toplumsal muhalefet yargı yoluyla tasfiye edilmedi ve edilemeyecek. Leyla Zana, Orhan Doğan, Selim Sadak, Hatip Dicle 10 yıl cezaevinde kaldılar, bizim kaybedecek bir şeyimiz yok ama AKP kaybedecek ve sonuçta yine biz kazanacağız" sözleriyle savunma yaptı.

'KAYYUMLAR  SÖMÜRGECİ SİSTEMİN TEMSİLCİSİDİR'

Evren, Çiller, Demirel, Ecevit ve Yılmaz’ın uyguladığı politikaların benzerinin bugün Erdoğan tarafından uygulandığını hatırlatan Kaya,  "Ancak Erdoğan da diğerleri gibi başaramayacak. Halkımız ve bizi seçenler zaten Erdoğan’ın bu politikalarının sonuç alamayacağını çok iyi biliyor. Şimdi burada düşman ceza hukuku uygulanıyor. 15 Temmuz’dan sonra darbe girişimi için ‘Allah’ın lütfu’ diyenler OHAL ve KHK’larla yeni bir sömürge hukuku oluşturdular. KHK ile kayyumlar atandı. Dolayısıyla halkın seçtiklerinin yerine memurlar atayarak , sömürgeci bir sistem kurdular. Yaşadıklarımız siyasi sürecin getirdiği bir durumdur. 2012 yılında tutuklanmıştım, cezaevinde ölürsek onurumuzla ölürüz. Ama siz vicdanlı değilsiniz. Kayyumları o gün de protesto ettik bugün de protesto ediyoruz. Bizler ayrım yapmadan herkese destek sunmaya başladık. Savcılar illa ki bir terör örgütü arıyorlarsa, o örgüt 15 yıl AKP ile birlikte bu ülkeyi yönetti. Bizler kimseden adalet dilenmiyoruz, kendi adaletimizi kendimiz tesis edeceğiz. Bunu biz yapmazsak da gelecek kuşaklar mutlaka başaracaktır"

'ÖCALAN'IN AVUKATIYIM ELBETTE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ SAVUNUYORUM'

Mahkeme Başkanının Öcalan ile ilgili yürüyüşe katıldınız mı sorusuna Kaya şöyle yanıt verdi: “Sayın Öcalan ne zaman konuşmuşsa bu ülkede akan kan durmuştur. Ben bir Kürt siyasetçi olarak bunu destekliyorum ve zaten kendisinin avukatıyım ve elbette ki özgürlüğünü savunuyorum."

Tercüman aracılığıyla Kürtçe savunma yapan ve Isparta L Tipi Cezaevinde tutuklu bulunan Neriman Urar iddianamedeki suçlamaları kabul etmediğini söyledi. Tutuklu İdris Şaybak, suçlamaların asılsız olduğunu ifade etti.

Tutukluların ardından Kaya'nın avukatları Murat Timur, Sebahattin Kaya ve Ümit Dede'nin savunmaları sürüyor.