Bekaa Vadisi’den izlenimler…

Bir zamanlarda Filistin, Kürt, Türkiyeli direniş örgütlerinin konumlandığı ve adeta uluslararası bir devrimci karargah konumundaki Bekaa vadisinin şimdi her karış toprağında evler, çadır kampları, bağ ve bahçeler inşa ediliyor.

Nuri ve Selim Lübnan’ın Bekaa Vadisi’nde yaşayan iki Kürt. Çok yıllar önce Kuzey Kürdistan’ın Mardin bölgesinden Lübnan’a gitmişler. 1980’lerin başında bölgeye giden PKK’nin ilk kadrolarıyla tanışmışlar ve oradaki faaliyetlerinin neredeyse tümüne tanık olmuşlar. Tanıdıkları ilk PKK’li ise daha sonra Diyarbakır hapishanesindeki ölümü orucu eyleminde hayatını kaybeden Gümüşhaneli Kemal Pir. Nuri ve Selim, Bekaa’daki Mahsum Korkmaz Akademisi’nin en eski ve orada kalan en son emektarları…

***

Bekaa Vadisi veya El Beka. Lübnan, Suriye ve İsrail sınırındaki en önemli ve stratejik bölge. Derin, uzun ve zengin bir bölge. Lübnan’ın iç kesimi ve Suriye sınırındaki dağların kesiştiği ve Şam’a Beyrut’tan daha yakın bölge… Bekaa Vadisi’nin en önemli özelliği kendi ekosistemine sahip olması. Renkli ve zengin tarıma elverişli. Neredeyse her çeşit sebze ve meyve yetiştirilebiliyor burada. Bu sebepten dolayı Bekaa vadisi şimdi büyük bir yaşam alanı gibi. Birbirine yakın kasaba, köyler ve son yıllarda çoğalan mülteci kampları. Burada boş arazi neredeyse yok. Şam ve Beyrut arası karayolunun trafiği de vadiye ayrı bir canlılık katıyor.

***

Bekaa vadisinin bölge halkları için ayrı bir tarihi önemi var. 1970-80’lerde bölge daha çok Filistinlilerin denetiminde kalıyordu. Filistin ülkesinin işgal edilen toprakları Bekaa vadisiyle komşu. Bu sebepten dolayı Bekaa ‘İsrail’in de sınırı’ oluyor. Golan Tepeleri Vadinin güney istikametinde bulunuyor.

Filistinlilerin 1970’lerde kurdukları kamplar şimdi neredeyse boş. Ama Suriye’den gelen mülteciler Bekaa vadisinin birçok noktasında çadır kamplarda kalıyorlar. Bekaa Vadisi şimdi ağırlıklı olarak Hizbullah güçlerinin denetiminde. Özellikle Suriye ve İsrail sınırı tümüyle Hizbullah tarafından korunuyor. Elbette Hizbullah buralarda açıktan hareket etmiyor. Hizbullah’ın silahlı güçleri genelde ‘görünmez’ durumdalar fakat bölgeyi kontrol ediyorlar. Hizbullah’ın milis güçleri de bölgedeki yaşamın her alanında etkili.

BAALBEK KENTİ

Lübnan’ın ve hatta doğunun en önemli antik kentlerinden biri olan ‘Baalbek kenti’ Bekaa vadisinin kuzeyinde bulunuyor. Fenike ve Roma kültürlerinin bir sentezi gibi olan ve ‘dünyanın en görkemli tapınak kenti’ olarak isimlendirilen Baalbek, bölgenin turizm merkezi konumunda. Baalbek’in 5 bin yıllık tarihi neredeyse harabeye çevrilmiş olsa bile ziyaretçiler için hala göz kamaştırıcı özelliğini koruyor. Kentin ismi; Akdenizli bir kavim olan Fenikelilerin Tanrısı ’Baal’ isminden geliyor. Yunanlıların da buraya Heliopolis dedikleri tarih kitaplarında mevcut. Baalbek’in yaklaşık iki asır boyunca inşa edildiği tahmin ediliyor.

Kimi araştırmacıların ‘dünyanın en gizemli’ şehri olarak tanımladığı Baalbek’te dünyanın en büyük taş blokları bulunuyor. Bazı bölümlerin temelinde yaklaşık 500 ton ila bin 100 ton ağırlığındaki taşlar var. Bu taşların ne kadar derine indiği ise henüz bilinmiyor. Baalbek’teki Jüpiter tapınağı 22 metre yüksekliğindeki 84 sütundan oluşuyor. Ancak bu sütunlardan şimdi sadece 6’sı duruyor.

1984 yılında UNECO tarafından koruma altına alınan Baalbek, 2006 savaşında İsrail tarafından bombalanması sonucu ciddi oranda zarar görmüş durumda. Ama şehirdeki onarım ve ziyaretler devam ediyor.

BEKAA’NIN KÜRTLER İÇİN ÖNEMİ

Bekaa vadisi Kürt halkının yakın tarihi için de önemli bir öneme sahip. Çünkü 1980’lerde PKK’nin merkezi kampı burada bulunuyordu. PKK kadrolarının 1980 yılının başında buraya geldikleri biliniyor. PKK’nin bölgeye giden ve ilk kamp çalışmasını yapan kadrolar arasında Kemal Pir bulunuyor. PKK’nin kampı olarak bilinen küçük bir vadi Bekaa’nın Suriye sınırının sıfır noktasında bulunuyor. Burası, Durzi köyü olarak bilinen Helve’nin hemen ötesinde.

PKK’nin 1992 yılına kadar kamp olarak kullandığı bu alanın bir tarafında şimdi Hizbullah güçleri, diğer tarafında ise Suriye askerleri bulunuyor. Bölge ‘askeri alan’ olarak ilan edilmiş ve sivillerin geçişine kapalı. Buraya gidebilmek için hem Hizbullah, hem de Suriye ordusundan onay almak gerek zira her an herhangi birinin hedefi olmak mümkün. PKK’nin buradaki şehitliğinin akıbeti ise bilinmiyor. Şehitlikle 16 mezar bulunuyor. En son iki yıl önce ziyaret edilmiş.

Nuri ve Selim, PKK’lilerin bölgeye gidişinin ilk gününden son gününe kadar tanıklar. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve hareketin ilk kadrolarının neredeyse tümünü tanıyorlar. PKK’nin Bekaa’daki kamp faaliyetleri önce başka isimle yapılıyor. Ancak daha sonra 28 Mart 1986 yılında Gabar’da hayatını kaybeden Mahsum Korkmaz’ın (Egid) ismi veriliyor. Mahsum Korkmaz Akademisi olarak tarihe geçen Bekaa’daki PKK faaliyetleri Suriye ve Türkiye arasında yapılan anlaşma sonucunda yapılan baskılarla 1992 yılında kapanıyor.

Bekaa’daki Mahsum Korkmaz Akademisi kapanmış olsa da PKK’nin bölgedeki etkisi hala devam ediyor. Nitekim birkaç yıl önce Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için Bekaa’daki köy ve kasabalardan yaklaşık 60-70 bin imza toplanıyor.

Bir zamanlarda Filistin, Kürt, Türkiyeli ve dünyanın farklı direniş örgütlerinin konumlandığı ve adeta uluslararası bir devrimci karargah konumundaki Bekaa vadisinin şimdi her karış toprağında evler, çadır kampları, bağ ve bahçeler inşa ediliyor. Hizbullah-Suriye ve İsrail arasındaki gerilim ise anlık olarak bölgeye yansıyor. Bundan dolayı bölgede sürekli hava hareketliliği yaşanıyor.